31. BÖLÜM

32 20 16
                                    

Öncelikle tüm müslüman aleminin ramazanı mübarek olsun...🙏
Bu mübarek günde tüm her kesin hayırlı duası kabul olsun, Allah her kesin yardımcısı olsun. Her iftihar vaktinde soframıza gelen nimet olmayanların da sofrasında olsun. Özelikle deprem zedelerimize, selde mağdur olan insanlarımıza, suya ve bir lokma ekmeğe muhtaç olan insanlara allah yardımcı olsun.💕🙏🍀

Medya° Aras & Gece...


"Kader ağlarını örerken, insanlar, hiçbir şeyin farkında olmadan yaşamaya devam ediyorlardı..."

Okuduğum şahane kitaplardan birisiydi 'Maça Kızı 8'. Tıpkı az önce okuduğum satırda kaybolduğum gibi. Bazen kitapara sığınır insan kendine güvenli bir çıkış yolu yaratmak istercesine o, kitaplarda kaybolur....
Şuanda dört bir yanım muhteşem kitaplarla çevrili olan okulumuzun kütüphane'sindeydim. Okul çıkışı yaklaşık on beş dakika olmuştu yare Ferit'le beraber okuldan ayrılırken gülüm direkt eve gideceğini söyleyerek eve gitmişti ,ben ise bugün okulu kaytaran biricik kardeşim yüsra'yı bekliyordum. bugün kursu olduğu için iki saat fazla ders görecekti haliyle bende kardeşimin güvenliği için onu beklemek istemiştim, hem zaten uzun zamandır kütüphane de vakit geçirmek istiyordum.

"SELAM." Yüsra'nın sesi kulağıma erişince ayracı kitabımın arasına koydom ve arkamı döndüm. Yüsra güler yüzüyle beni izlerken bakışlarım boynunda daha önce kesinlikle görmediğim, muhtemelen yeni yaptırdığı dövmeye kaydı. Bu dövme bana oldukça tanıdık gelirken aklıma yeni yeni gelen Batu'nun dövmesi oldu.

"Kitap mı okuyordun?."

"Evet. 'Maça kızı 8'."

"Kitap okurken beni bekliyor olmalıydın ki Kütüphane de olduğuna dair mesaj attığında aklıma ilk gelen şey bana karşı öfkeli olmandı." Dedi. Sesinde mahçumiyet içeren bir ton vardı. Otorduğum sandalyeden kalktım ve Yavaş adımlarla kardeşime doğru yönelip sımsıkı bir şekilde sarıldım.

" Canım benim, ben sana hiç öfkeli olormuyum?" Dedim. Şefkatle saçını oşarken.

"Sadece endişelendim Yüsra. Benim başıma gelenler sizin de başınıza gelirse dünyayı yıkar geçerim anlıyorumsun?" Dedim, bu sefer sesim titremişti. Yüsra'dan ayrıldım ve yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım.

"Üzgünüm Gece. Gerçekten herşey cok ani gelişti."

"Tamam birtanem, sana inanıyorum. Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Sadece korkuyorum Yüsra. korkuyorum. sizleri kaybetmekten çok korkuyorum. lütfen sadece bunu anla olormu? sizi çok sevdiğimi anla sadece."

"Seni. Sizi çok seviyorum Gece. ve sende bunu anla! ne pahasına olursa olsun hiç bir kuvvet bizi ayırmaya gücü yetmez. duygular bile. Aşk, nefret, cesaret, hüzün, korku, hiç birşey. hiçbir şey bizi ayıramaz biz kardeşiz ve bu hep böyle kalacak."

"Hep böyle kalacak." Dedim. Onun gibi. İkimizde duygulanmıştık fakat yüzümüzde mutlu olduğumuza dair bir gülümseme izi vardı.

"Tamam. Şimdi sen git dersine gir. Eğer istersen akşam bizlere bugün ne yaşadığını daha doğrusu yaşadığınızı anlatırsın." Dedim, imali bir şekilde.
Yüsra kocaman gülümseyip yanağıma sulu bir öpücük bıraktı. Ve geri çekildi.

"Tabiki de anlatırım, Gece kuşum." Dedi ve tekrar güldü.

"Hadi. hadi. zil çalalı çok oldu, git dersine. seni burda bekliyeceğim . hadi git."

Yüsra arkasını dönüp kütüphaneden çıkınca arkasından seslendim.

"Bu arada dövmen harika olmuş." Dedim, kendi kendime gülmeye devam ederken.... Bu kızlar harbiden bir gün bana kafayı yedirteceklerdi. Yüzüme muzip bir gülüş hakim olunca başımı yavaşça iki yana olumsuz bir şekilde sallayıp odağımı raflardan birine verdim. Bir kaç raf oldukça düzensiz görünüyordu ve düzeltmekten bir zarar gelmezdi elbet. hem yüsra' yı beklerken vakit öldürmüş olurdum.

BENİ KENDİNDEN KURTARWhere stories live. Discover now