30. BÖLÜM. "DÖVME"

27 20 3
                                    

                                           İyi okumalar dilerim......



Yüsra'dan.....

Batu elleriyle omuzlarımı tutmuş yere düşmemi engellenmişti. Zira kemiksi elleriyle omuzlarımı tutmasa şuanda yerde sırt üstü uzanıyor olacaktım. Fakat kahramanım.... beni kurtarmıştı. Ne kahramanı yüsra??
Hepsi o geri zekalı Bora yüzünden olmuştu işte! Al belayı başına Yüsra! Sen dua et ki Batu seni yolamasın.. yok be neden beni yolasın ki? of tamam Yüsra sus kızım! sus! konuştukça batıyorsun! biraz cesaretli ol be...

Evet. sevgili iç sesimle çatışmayı bırakıp bir adım geri çekildim ve yüzünde mimik dâhi oynamayan Batuya baktım. Ortamda büyük bir gerginlik vardı ve ne yazık ki bilinç altım bunun farkındaydı. Yeşil gözleri öyle keskin bakıyordu ki arkadaşlarıma dahi bakamıyordum. Adeta gözleriyle benliğimi kontrolü altına almıştı. Ama yalan olmasın bu çocuk çok yakışıklı be... yine başladın Yüsra..!

Yutkundum ve zorlukla boğazımı temizledim.

"Şey... Af edersin. Görmedim." Diye bildim, ağzımdan çıkan zoraki kelimelerle. Onun bir cevap vermesini beklemeden arkamı dönüp Geceye baktım.

"Gece ben biraz hava alacağım." Dedim kısık çıkan sesimle. Kardeşim başını beni onaylarcasına sakladığın da ona minnetle baktım.

"Dikatli ol. Hatta bende seninle geleyim." Dedi.

"Yok, hayır hayır. Biraz yalnız kalmak istiyorum..."

"Tamam canım, telefonun açık olsun. sana ulaşamasam akşam ödeşiriz bilesin.." dediğinde ona kocaman gülümsedim.

"Seninle ödeşmemek için o telefon açık olacak kuşum." Dedim ve kardeşimin konuşmasına müsade etmeden arkamı dönüp sınıftan çıktım. Çıkarken yanı başımda duran Batuya bakmamaya  özen göstererek çıkmıştım. Okulun geniş koridorunda yürürken bakışlarım direkt karşımdaydı. Bir çok öğrenci  sınıflarına giriyor, bir çoğu kantine iniyor, yada  başka şeylerle uğraşıyorlardı. Fakat benim dikkatim merdivenlerin yanında duran kalabalık bir kız gurubuna takılmıştı. hararetli hararetli birşeyler konuşurlarken Gece'nin isminin geçmesi dikattimin tamamen kendilerine çekmeye yetmişti. Adımlarımı iyice yavaşlatıp yanlarında durdum. Fakat beni görmüyorlardı. Kızın biri ince sesiyle.

"Öyle işte kızlar... düşünün kız bildiğin yarışmayı kazanmış. Birde düşünün rakibi Aras Topraklı... İnanamıyorum halâ. Ama oh olmuş birilerinin o zibidiye ve o zibidi gurubunun haddini bildirmeleri gerekiyordu! İYİKİ okula geldiler vala. üç yıldır bizim yapamadığımız şeyi onlar bir günde yaptılar resmen. Helal olsun sevdim o kızları. Ha bide Aylin'in hakkından da geldi ya ölsem gam yemem..." Dedi hızlı hızlı kurduğu uzun cümlesini bir nefeste zoraki tüketerek.

En azından bizden hoşlanan birileri varmış Yüsra... Kızların muhabbetleri ne mani olmadan merdivenlere yönelip alt kata inmek için basamakları aheste aheste basarak indim.

Bahçeye çıktığımda derin bir nefes ciğerlerime çektim. Bazen insan ruhen nasılda yıpranıyor du...
Bazen kendimi yaprakları tarafından terk edilmiş kökü bir damla suya muhtaç olan bir ağaç gibi his ediyordum.. şuanda böylemi his ediyorum onu dahi bilmeyen kalbim nedensizce sızlıyor du yine. oysaki Batuyu görmeden önce gayet mutluydum, fakat yine aynı şey olmuştu. onu gördüğümde içimde yine derin bir sızı oluşmuştu ama neden? Neden onu her gördüğümde öyle oluyordum...

" İyi misin?" Arkamdan gelen tanıdık ses banamı sormuştu? yoksa başka birine mi sormuştu? hiç bir fikrim yoktu.
Başımı yavaşça yana çevirip yanımda duran Batuya baktım. Elleri cebinde bakışları karşımdaydı. Peki muhatabı benmiydim?

BENİ KENDİNDEN KURTARWhere stories live. Discover now