(8. bölüm) Bİ-AR

704 34 2
                                    

! Bu bölüm otuz iki diş sırıtıp ve aynı anda hüngür hüngür ağlamanıza sebep olabilir!

###

Hazerle yüzleşme anımın üzerinden üç hafta geçti. O günden sonra bir durgundu üç yıldır bu konuyu hiç kimse açmamış ta ki bana açıklama yapana kadar bana bir açıklamada bulunmadı ama bu bile onu bu kadar yaraladı ise anlatsa neler olacağını tahmin edemiyorum

"Yine nerelere daldın" Ayşe Naz'ın içeri geldiğini konuşmadan fark etmemiştim

"Hiç öyle" elinde ki bardaklardan birini bana uzattı elime aldığım bardak ile Mis gibi bir koku geldi kahve kokusu en sevdiğim koku olabilirdi. Ayşe Naz karşıma oturdu "bence bana değil içerdeki ayyaşa götürmeliydin" Hazer bu aralar çok içiyordu yada her zaman bu kadar çok içiyordu sadece ben bilmiyordum. Konakta tanıdığım Hazer bu değildi "Ada yiğidi öldür hakkını yeme adam kaç şişe devirdi hâlâ senden benden dik duruyor" haklıydı ona etki etmiyor gibiydi yada her erkek gibi gurur yapıp güçlü durmaya çalışıyor "zıkkım içsin" Ayşe Naz elindeki bardağı kenara bıraktı iyice bana yanaştı "neden o gün her şeyi sormadın" neyden bahsettiğini anlamak zor değildi ama  benim kendime bile verebilecek bir cevabım yoktu Ayşe Naz'a ne diyebilirdim  bilmiyorum der gibi omuzlarımı kaldırıp indirdim Ayşe Naz da anlamış olacak ki üzerime daha fazla gelmedi.

Kapı çalması ile Ayşe Naz ile aynı anda kapıya döndük. Can gelmişti "Ayşe Naz bir bakar mısın?" Dediği gibi gözden kayboldu Ayşe Naz ayağa kalktı "ben şuna bir bakayım" dedi ve odadan çıktı Can Ayşe Naz'dan hoşlanıyor gibi ama böyle bir şey olmasını istemem geçici bir süre Hazer ve arkadaşlarının kaldığı evde hep beraber kalacağız sonra gideceğiz ve ben bir aşk vakası kaldıramam .

Şimdi aklımda başka bir soru vardı o gün neden her şeyi öğrenmek yerine susmasını istedim gerçekleri duymaktan mı korktum yoksa onun acı çekmesine mi dayanamadım ikincisi olmasına ihtimal vermiyorum. Ben bu zamana kadar bencil büyüyen bir insandım şimdi başkası üzülüyor diye bu bilgileri almamazlık yapamazdım kapı çalması ile hayâller âleminden çıktım "girebilirsiniz" kapıya döndüm kapıda Aras Ayaz duruyordu yeni uyandığı beliydi saçları birbirine karışmış gözleri hâlâ uykulu bakıyordu sıfır kol üstü ve kareli pijaması ile bile hâlâ çok yakışıklıydı "geç kalmadı mı birileri" uykulu sesi huzur verici

gözüm saate kaydı saat yediye geliyordu hızlıca ayağa kalktım "koşsam yetişirim" Aras Ayaz olumsuz anlamda kafasını salladı "kalk hazırlan bende hazırlanmaya gidiyorum araba ile seni iki dakika da atarım" dedi hızlıca ayağa kalktım böyle bir fırsat geçmişken elime geri itemezdim fosfor renginde bol tişört giydim altına ise dizime kadar gelen tayt giydim dalgalı olan saçlarımı hızlıca taradım cildim temiz olduğu için yüzüme renk vermeye gerek yoktu çantamı alıp salona geçtim

Aras Ayaz çoktan beni bekliyordu "kusura bakma beklettim" Aras Ayaz bir şey diyemeden başka bir ses yükseldi "ilk defa seni kibar görüyorum" Hazer merdivenlerden inerek yanımıza geldi dediklerine cevap verme gereksiniminde bulunmadım.

" Ada çıkalım daha fazla geç kalma" bir adım attığımız da arkamızdan Hazer konuşmaya başladı "Aras  sen dur ben götüreceğim etrafı da bir gözetlerim" Aras Ayaz arkasına dönmeden önce bana baktı lütfen dercesine ona baktım gözlerini benden çekip arkasına döndü "ben gözetlerim" dediğinde derin bir nefes aldım Hazer'e karşı bir garezim yok ama Aras Ayaz'a karşı zaafım var. Ben rahatsız olmayayım diye çok bastırmadan eli ile belime dokundu ilerle anlamında. Hazer'e hiç dönmeden kapıdan çıktım Aras Ayaz da arkamdan geldi

Arabada ilk başta derin bir sessizlik oluştu ama yavaş yavaş birbirimize alıştık "Aras, Hazer ile düşmanlığınız neydi?" Burada yalnızken Hazer'i konuşmak ne kadar mantıklı bilmem ama bu soruyu Hazer'e  sormak hiç içimden gelmedi derin bir nefes aldı "Hazer'e mi sorsan"

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin