(22. Bölüm) SÜVEYDA

401 27 17
                                    

"sakin ol Ada" bir elin beni sarstığını fark ettim gözlerimi açmaya çalıştım. Gözlerimi açtığım gibi olanların bir kabustan ibaret olduğunu anladım. Rüyamda gördüğüm şeyler saçma ve karmaşaydı hiç bir olay elimde değildi kendince yazılmış bir senaryo gibiydi.

Aras Ayaz bana endişe dolu gözlerle bakıyordu. Yanımda yatmıyordu gözlerim saate kaydı çoktan sabah olmuştu.

"İyi misin Ada. Ne gördün?" Sesinde endişe vardı. Kafamı iki yana salladım. "Önemsiz bir şey" Aras Ayaz ikilemde kaldı ağzını açacakken "Aras lütfen konuşmak istemiyorum" beni dinledi ve ağzını konuşmadan kapattı üzerime gelmek istemiyordu bu yüzden anlayışla karşılayıp konuyu daha fazla uzatmadı.

"Evde devam edeceğiz Kontrollere" duraksadı. "Tabi seçimine bağlı" dedikleri ile yüzümü eşittim. "Aras lütfen bunun şakasını bile yapma. Kusacak gibi hissediyorum"

Gözlerimin ardına baktı "siz nasıl isterseniz küçük hanım" gülmek istedim ama hâlâ yaşadıklarımı atlatamadım.

Elini yemek dolu olan bir tepsiye attı.

Yanıma doğru adımladı. Koltuğa oturdu elindeki tepsiyi dizlerinin üzerine koydu.

Dün akşamki tişörtü yerine Bugün siyah bir gömlek vardı üstünde. Ellerini tepsiden çekti ve gömleğinin kollarına gitti özenle yukarı doğru kıvırdı.

Sonra eline tepside duran kaşığa götürdü damarlı ve uzun parmakları nefesimi kesmeye yeterdi.

Kaşığa çorba alıp bana uzattı. Yüzümü bir çocuk gibi yana çevirdim "Aras çorba içmiyorum"
Boşta kalan elini çeneme uzattı ve yavaşça kendine doğru çevirdi. Bana bakıp kafasını salladı ve kaşığı tekrar bana doğru uzattı "asker zorlama cidden yiyesim yok"

"İtiraz yok küçük hanım bu tepsideki her şey bitecek" sert bir ifade takındı "farkında mısın bilmiyorum ama iki gündür yemek yemiyorsun?"

Yemek yemiyorum değil yemek yemek istemiyorum çünkü iştahım yoktu ama Aras Ayaz beni anlamamakta ısrarcıydı.

Ondan kaçamayacağımı bildiğim için iki üç kere daha burun kıvırdıktan sonra bana yemek vermesine izin verdim. Babamdan görmediğim sevgiyi bir başka erkekte aramam çünkü insan bilmediği duyguyu özleyemez ama Deniz'in bana verdiği sevgiyi kapatabiliyordu çünkü o zehirli sudan bir yudum almıştım.

Çorba yuttuktan sonra ona doğru döndüm etraf çok sesiz sedasız gelmişti.
"Diğerleri nerede?" Dedim
Normalde biz asla yalnız bırakmazlardı bu bir ilkti.

Aras Ayaz tekrar kaşığı çorbaya götürdü ve bana uzattı ben çorba içerken o konuşmaya başladı "bildiğin gibi görevden uzaklaştırıldım ve şu cinayetle ilgili küçük bir ayrıntı yakalanmış" gerçekten işini seviyor gibiydi -her ne kadar iş olmasa da- küçüklüğünden beri bunu yapmak için zorlanan bir insana şimdi de aynı kişiler tarafından uzaklaştırılması trajikomikti. Aklıma rüya geldi rüyada da cinayet ile ilgili bir olay oluyordu yarım yamalak hatırlasam da o olayda Aras Ayaz da vardı. Şuan düşününce o rüyaya nasıl kandığımı anlamıyordum hiç bir olay diğer olayın söküğü değildi.

"Asker üzülmüyorsun değil mi?" Yarım dudak bir gülüş attı bunun anlamı üzülmedim ama Hakketmedim de. Haklıydı benim yüzümden olmuştu hakketmemişti "özür dilerim Aras benim yüzümden oldu" elinde ki kaşığı bıraktı elleri ile yüzümü avuçladı ellerinin arasında yüzüm kaybolmuştu "böyle düşünmene sebep olacak bir olay yok ben suçluydum sen tabi ki kaçmak isteyebilirsin bu olay ilk defa başımıza gelmedi ben sana engel olmalıydım" sesi dikenli ve pürüzsüz çıkmıştı bu uyumu seviyordum ama aynı şekilde dominant bir tavır takındı. Kendi hatalarını sesli bir şekilde konuşmak, tekrardan işitmek onu daha da germişti.

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin