(27 Bölüm) HİRAETH

306 24 12
                                    

Deniz ve Araslar gitmişti odamdan çıkmak gibi bir düşüncem yoktu.

Aynanın başına geçtim saçlarım çok uzamıştı kesmem lazımdı.

ama kesmek gibi bir niyetim de  yoktu.

aşağıdan sesler gelmesiyle aynadan gözlerimi çektim kapıya doğru yöneldim 

bağırış sesleri daha da yükseldi  cam sesleri geldi  Pelin bağırıyordu  neden bağırdığını bilmiyordum hiç aşağıya inmemiştim Aras ve Sude ile de  ne konuştuğunu bilmiyordum.

merdivenlerden aşağıya indim Pelin masadaki tüm bardakları yere atmıştı hüngür hüngür ağlıyordu ve ağzından hep aynı kelime çıkıyordu.

"geri gelme" saniye başı aynı kelimeyi telaffuz etti.

eline masanın üzerinde olan sürahiyi aldığı gibi yere fırlattı sürahi paramparça olmuştu yanına hızlıca gittim atacak bir şey bulamayınca yere çöküp ağlamaya başladı yanına gittiğim gibi sarıldım sanki birinin sarılmasına ihtiyacı varmış gibi benden daha sıkı sarıldı.

Pelin'i ilk defa böyle görüyordum, o neşeli kız ölmüştü yerine can çeken bir kız gelmişti 

kollarını daha da sıkı  sardı boynuma "yoruldum" ...

 "yemin ederim çok yoruldum" dedi.

ne diyeceğimi bilmiyordum sırtını sıvazladım . "yanındayım" diye bildim olayın ne olduğunu bilmiyordum ama belliydi canı yanıyordu kollarımda içli içli ağlıyordu içinde bir yerlerde sulatıp, büyüttüğü  yeşerttiği o ağacın yapraklarının döküldüğünü anlayabiliyordum.

kafasını kaldırdı bir şey demeden ayağa kalktı buzdolabının kapısını açtı bedeninden dolayı ne aldığını görmemiştim.

koltuk yerine soğuk zemine  oturdu , sırtını koltuğa verdi elinde alkol şişesi vardı eli ile yanını işaret etti acı çekiyordu ama hâlâ bana gülüyordu.

yanına oturduğumda elindeki şişeyi bana uzattı kafamı sağa ve solla salladım istemiyordum. 

"ne oldu Pelin" dedim üzerine gitmek istemiyordum ama Pelin'in gözlerinden anlaşılıyordu ilgiye muhtaçtı  bana demezdi "sor acımı söyleyeyim" diye çünkü kimse sormamış ona hep anlatmışlar ama şu kızın derdini kimse dinlememiş.

"başını ağrıtırım ,boş ver . " Dedi.

Yüzümü eşittim kendi dertlerin yük olarak görüyordu "anlat" dedim dominant bir ses ile  

kafasını kaldırdı gözlerime baktı gözlerimde bir şey aramıştı;

umut...

tekrar dedim "anlat Pelin" gözlerinde ki ışığı gördüm o ışık sadece Pelin'in değil Pelin gibi olan herkesin ışığıydı.

içindeki  ağacın tekrardan canlanması için ihtiyacı olan tek şey  güneşti ,ışıktı...

"geriye sarıyor her şey geriye sarıyor"

sözünü bölmek istemiyordum o yüzden konuşmadım ihtiyacı olan şey akıl değil dinlenmekti.

"Sude" dedi durdu ve güldü "o senin katilin olacaktı" elindeki şişeyi kafasına dikti.

"ama Deniz izin vermedi çünkü senin ölü ruhunu yaşatmaya çalışan bir adam vardı "

yine güldü "benim ise o tetiği bana çeken yaşayan ruhumu öldürmeye çalışan bir adam vardı karşımda  " 

anlam veremedim Sude kimdi de beni öldürecekti? ve  sevdiği adam ile ile bağlantısı neydi?

istemsizce ağzımdan Özdemir Asafın  bir sözü  çıktı " ben gülüşüne öldüm o gülüşüme öldü farklıydık işte.." kafasını salladı.

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin