(26. bölüm) PİNHANİ

327 27 10
                                    

Kabul etmiştim.

Aras Ayaz ile buluşmayı kabul etmiştim. O bunu bilmiyordu.

Mesajlarına bir hafta boyunca cevap vermemiştim ama bu durum benim sinirimi bozuyordu bir yanım Arasla konuşmam gerektiğini söylüyordu. Bu konuşmam tamamen onların bana geldiği gibi olacaktı.

Pelin'e çaktırmadan Aras'ın yanına gidicektim bu yüzden uygun saati bekliyordum.

Pelin'in olup biteni Deniz'e yetiştireceğine emindim.

Dayanamadım, uygun zaman gelmiyordu ve içimdeki alev patlamak üzereydi.

"Aras'ın evinde kalan eşyalarımı almaya gideceğim"

Yalan söylemiştim.

Pelin elinde ki dosyadan kafasını kaldırmadan sadece gözlerini kaldırıp bana baktı.

"Deniz ne derse o" gülmeye başladım.

"Ne zamandan beri Deniz'in lafını dinliyorum" elindeki dosyayı yana bıraktı.

"Hazer'in seni bulduğu günden beri" bir adım attı.

"Aras ile yakın olduğun günden beri"
Bir adım daha attı.
"Bazı şeyleri idrak etmelisin güzel kızım"

Kollarımı göğsümde bağladım "Pelin benimle oynama açık açık her şeyi anlat"

Sigara gibi tükeniyordum, bilmiyordum etrafımda dönen dolapları bilmiyordum. Doğru bildiğim doğrular yanlış çıkıyordu. Kendi hayatımda başkalarının parmak izleri vardı ve parmak izleri kanla karışıktı.
İzin vermeyecektim bu kana kendi parmak izlerimide bulayacaktım.

"Deniz izin verseydi emin ol senin bu kör gözünü açmak için her şeyi yapardım" oldukça sakin söylemişti ama ben onun kadar sakin değildim.

"Pelin, Deniz'i bu kadar önemsiyorsan al Deniz senin olsun!" Kapıya doğru ilerledim kapıyı açtım.

Kapatacağım an "Sen bu hikayede yoktun. Deniz sayesinde varsın"dedi.

Durdum gözlerimi açıp kapattım derin bir nefesten sonra konuşmaya başladım. "ben bu hikayede olmak istemedim, beni koyduğu durum iyimiş gibi davranmayı bırakmalısın Pelin, hepimizin iyiliği için" Sesim beni bile hayrete düşürecek kadar sakin çıkmıştı.

Kapıyı çarpıp çıktım. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

Bir kez daha öğrenmiştim
Kalbinizin seçtiği kişi her zaman sizi yaralar.

Telefonu elime aldım ve kaslı sevgilim yazan numaraya bastım.

Telefonun çalması ile açılması bir olmuştu

"Ada" dedi Aras sesinde özlem vardı.

"Yemeğe götürmüştün ya beni bir restoranda oraya gelir misin?" Dedim.

Geri çevirmedi isteğimi.

Restoranda vardığımda cam kenarında güneş vuran masaya oturdum.

Telefon ile uğraşmaya başladım çok geçmeden sandalye sesi geldi Aras gelmişti.

Kafamı kaldırdım "Aras kusura bak-"

Umduğumun aksine Deniz karşımda oturuyordu.

Elimi nereye kocağıma şaşırdım ama Deniz'e çaktırmadım.

Gözleri gözlerime değdi okyanus olam masmavi gözlerini toprak renginde olan kahverengi gözlerimi tamamlıyordu.

İçimde bir yerlerde bir fırtına koptu.

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin