21. bölüm ORENDA

327 20 4
                                    

Uyandığımda Aras Ayaz çoktan kalkmıştı ve herkes odadaydı.

Doktor bir şeyler diyordu Aras uyandığımı gördüğünde bana baktı Doktor da bana baktı "bir şey mi oldu?" Dedim

Doktor yanıma gelmeye başladı "Ada hanım bir kaç gün daha burada durmanız lazım" anlamışçasına kafamı salladım.
Devam etmesini bekledim devam etmeyince ben konuştum "durmam lazım eee" doktor bu sefer Hazer'e baktı "kalamazsınız" dedi.

Kafamı Aras'a çevirdim kafasını yana yatırıp  gözlerini kapatıp açtı bana şu anlık sakinim sinyallerini veriyor ama kendini çok zor zapt ettiği gerilen çenesinden belli. "çıkış işlemlerimi yapın o zaman" doktor ve diğerleri gülmeye başladı. Taha konuştu "güzelim burası hastane değil ki" onlar gülünce bende
Şapşal şapşal gülmeye başladım.

Aras Ayaz'ın lafa atlaması ile gülmem yarıda kaldı "Taha'nın Güzeli , Taha ne dedi ki bu kadar güldün" sesinde ima vardı. Ona kulak asmadan doktora geri döndüm "zaten ben çok iyiyim her şey için çok teşekkür ederim." Duraksadım Hazer'e döndüm "ama bu işin altında Hazer yoksa ben bir şey bilmiyorum" dedim  herkes bana baktı "bakmayın öyle özgür bir millet değil miyiz? İstediğimi düşünür ve dile getiririm özgür ve hür iradeye sahip bir vatan evladıyım" arkamdan birinin "heheytttt!" Demesini beklesem de olmayacağını bildiğim için üzerimdeki hastane çarşafını yana sıyırdım. Ayağa kalktığımda Aras Ayaz dibimde bitti "kızım sen iyi misin? Ayaklarına bu kadar yüklenme" kolunu açtı girmemi bekledi. Aras'a bakıp gülümsedim ama koluna girmeden bir adım attım

Üzerinden çok geçmeden iki saniye bile olmadan ayaklarım yer çekimine meydan okudu havalandı.

"Küçük hanım bu aralar benim hiç sözüm dinlenmiyor" sanki dinlemesem istediğimi yapabiliyormuşum gibi konuşuyor. Oysa her türlü yolumun üzerinde onun sarmaşıkları oluyor ve ben karşı koyamıyorum.

Kapıdan çıktığımızda geldiğimiz yolun tersine ilerledi "ama kapı..."

"Sus Ada" a yı uzatarak söyledi ve derin bir nefes vardı. Sanki şuan beni kendine hapsetmek istiyormuş gibi bakıyordu. Götürdüğü yere hiç götürmek istemiyormuş gibi benim gözlerimin içinde kendi sorularının cevabı arıyormuş gibi bakıyordu derinlere inmeye çalışıyordu.

Bir odanın kapısına geldiğimizde beni yavaşça kucağından indirdi "her şey için özgürsün"

Gözlerimi kısıp Aras'a baktım "Ne?" Cevap vermeden kapı açıldı .

İçeri adım attı ama beni yanına almadı başka biri çıktı içerden koluma girip Bana yol gösterdiler. Aras Ayaz bir odaya girdi ama koluma giren kadın beni kırmızı ışık yanan bir odaya götürdü konferans salonu gibiydi  sahnenin üstünde dört tane adam bir tane kadın vardı.

Kadın ortada diğer dört adam ikili ikili yanlarına sıralanmıştı koluma giren kadın beni en ön oturakların oraya götürüp oturttu. Seçim sıram gelmişti galiba.

Kadın beni bırakıp gitti kapının kapanması ile her yer karanlık oldu.  Ne ben sahnedekileri görüyordum ne de onlar beni "Ada olayları biliyorsun" sert, tok ve muazzam bir erkek sesi gelmişti kulağıma

"Kimsiniz?" Dedim

"Aras Ayaz ve Hazer arasında ki seçim için buradasın" sorum çöp olmuştu.

"Düşündün değil mi?" Başka bir adam sesi geldi.

Kafamı salladım ama onlar beni göremiyorlardı değil mi?

"Hayır"

"Kimi seçiyorsun?" Az önce karar vermedim diyen ben değildim galiba

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin