DİLEK AĞACINDA CİN ÇARPMASI!

94 3 0
                                    

Ben size kendi köyümde olan bir olaydan bahsedeceğim. Bu olay olalı yaklaşık 5 sene oluyor. O zaman 20 yaşındaydım. Ailem ve ben köyde yaşıyoruz. Bizim köyün genişçe bir meydanı var. O meydanda incir ağaçları var. İncir ağaçlarından birisi dilek ağacı olarak geçiyor. Dallarına köylü hep bez parçaları bağlıyor. Nazar boncukları filan da var. Zamanla daha da ileri gittiler bu konuda. Mesela çocuğu olmayan aileler oyuncak bebek getirip bağlıyor. Bana göre ağaçtan medet ummak çok komik. Ama köylü buna çok inanıyor. Olayın çıkış hikâyesi de şöyle: Yıllar yıllar önce bir adam o ağacın dibine oturmuş.

Karnı çok açmış. Ağacın gölgesinde soluklanırken ne kadar aç olduğunu ve ne yiyeceğini düşünmüş. Birkaç incir yemiş ama yemeğin yerine tutmamış tabi. Adam böyle çaresizlik içindeyken daha önce hiç görmediği biri çıkagelmiş. Yanında büyükçe bir poşeti varmış. Onun içinden yiyecek bir şeyler çıkarıp vermiş aç olan adama. Duasının kabul olmasına sevinen adam bundan çok kişiye bahsetmiş.

Daha sonra başka biri de bu tarz olaylara şahit olmuş.

Derken bu olayı herkes duydu. Sonradan duyan herkes ağacın dibine gelip dua etmiş ama zamanla iş ağaçtan istemeye dönmüş. Buraya gelip bildiğiniz ağaca ilah gibi davrananlar oldu. Sadece bizim köyden değil dönem dönem dışardan da insanlar geliyordu. Tabi ben hiç dilek dilemedim o ağaçtan.

Neyse, zamanla ağacın dalları öyle bir oldu ki nazar boncuklarından dallar eğiliyordu, taşıyamıyordu. Her şey böyle batıl bir şekilde ilerlerken bir gün olaylar patlak verdi. Bizim burada arkasından konuşmak gibi olmasın ama açgözlü bir kadın var. Parayı malı mülkü çok sever. Yani yalan yok bunu da herkes bilir. Bu kadının inekleri vardı. O da her köylü gibi ineklerin yavrularının olmasını ve sayılarının çoğalmasını istiyordu. Kadın gitmiş incir ağacına. Dilemiş dileğini. İneklerim çoğalsın diye. Bu arada akşam vaktiymiş. Hava yeni kararmış. O esnada ağaçtan bir ses duymuş. "Git buradan yoksa bütün ineklerini öldürürüm" diye.

Kadın çok korkmuş.

Arkasına bile bakmadan eve koşmuş.

Eşine de anlatmış ama adam belki biri duymuştur seninle dalga geçmiştir. Saklanmıştır biri oralara demiş. Ama kadın duasını sesli etmemiş. İçinden söylemiş. Orda biri olsa bile kadının içinden geçeni bilmesi imkânsız. Kadın bunu birkaç komşusuna anlatmış. Adam da kahvede birkaç arkadaşına derken tüm köy duydu bunu. E tabi bir süre ağaca yaklaşan olmadı korktular. Ama o kadın yine gitmiş sonra. Ne cesaret bilmiyorum daha doğrusu anlayamıyorum. Sonra aynı duayı etmeye gitmiş. İneklerim çoğalsın falan derken yine arkadan bir ses "Git yoksa ineklerinin hepsini öldürürüm" demiş. Kadın yine korkmuş ama kim bu ses diye yerden taş alıp fırlatmış ağaca doğru. İşte aslında hikâye burada başlıyor.

Taşı attıktan sonra arkasına bile bakmadan eve doğru koşuyormuş. Tam kapısının önüne gelmiş kafasına bir sürü taş gelmiş, eve zor girmiş. Yine kocasına anlatmış tabi. Ama iş bununla bitmedi. Kadın musallata uğradı. İneklerinin 3'ü öldü. Akli dengesinde bile sorun olmaya başladı. Sonra bir gün ben çeşmenin oradan geçiyordum. Baktım o da orda. Bir leğen getirmiş ama leğen ters. Koymuş çeşmenin önüne "ne yapıyorsun teyze?" dedim. "Su dolduruyorum" dedi. O kadar gitmişti kafası. Gece görenler olmuş evden çıkıyormuş gidiyormuş. Gece gece kocası arıyordu her yerde. Bildiğiniz çarpıldı aslında. Cin çarpması...

Başka köylerden hocalar geldi kadına bakmak için.

Hiçbiri çözemedi. Kadın günden güne kötü oldu. Yani görünce korkarsınız yani öyle değişik bakışı vardı ki... Bu olaydan sonra köylülerin bir kısmı ağacı keselim kurtulalım bu illetten dediler. Ağacın bu sorunlara sebep olduğunu düşündüler. Bir kısımda kesmeyelim bu ağacı biz de çarpılırız yoksa dediler. Anlatırken komik oluyor gerçekten ama bu olaylar yaşandı. Sen neyi savunuyordun diyecek olursanız ben ağaçtaki tüm bezlerin nazar boncuklarının atılmasını istiyordum. Ve tabii ki ağacı kesilmesini istemiyordum. Ama ağaç bu, bırakın ağaç olarak kalsın. Ne güzel inciri var. Yiyin. Ama medet ummayın. Yok ama dinlerler mi atalarından öğrenmişler bir şeyler bir kere. Asla bunun dışına çıkamıyorlar.

Neyse lafı çok uzatmayım. Sonra birkaç ay geçti bu olayların üstünden. Yaşlı bir amca var. Tek başına yaşıyor. Kızları şehirde. Eşi de yıllar önce öldü. Adam evine gidiyormuş. Meydanın oradan geçerken. İncir ağacından ses gelmiş. Dönmüş bakmış o kadın yani Elif teyze. Teyze ağacın dibinde tek başına oturuyormuş. "Elif bacı ne yapıyorsun tek başına evine git" demiş. Ancak teyze cevap vermemiş. Duymamış sanki hiç tepki göstermemiş. Sonra yaşlı adam da Elif teyzenin evine gitmiş. Kadının sorunlu olduğunu bildiği için kocasına haber vermiş. Karın incir ağacının altında oturuyor. Haberin olsun. Al onu oradan" demiş.

Ama kocası şaşkınca bakıyormuş.

"Ne ağacı karım evde" demiş. İbrahim amca yeminler etmiş gördüğüne. Çok da korkmuş. Bu olayı da herkes duydu. Tüm köylü korktu tabi. Biz de çok korktuk. Akşam hiç dışarı çıkmıyorduk zaten. Gündüz çıkarsak da o ağacın oralara yaklaşmıyorduk. Dua okuyorduk sürekli. Sonra köyün muhtarı bir hoca buldu getirdi Adam hüddammış. Göz perdesi açık doğmuş zaten.

Söylentiler arasında bunlar. Adam geldi köye. Kadını 2-3 saatte iyileştirdi. E tabi sebebini de anlatmış. İncir ağaçları cinlerin en sık yaşadığı yerlerdenmiş.

Kadına cinler musallat olmuş.

Aslında olayın ağaçla bir ilgisi yok. Orda cinler yaşadığı için oraya dilek dilemeye gelen herkesin dileğini duyuyorlarmış. Kimisiyle dalga geçmek için dileğinin tersini yapıyorlarmış, kimisinin de dileği gerçekten oluyormuş. Ama köylüyle eğlenmiş cinler. Hoca böyle anlatmış.

E Elif teyze de taş atınca iyice kinlenmişler. Bu arada hoca giderken Elif teyzeye bu kadar çok mal mülk sevdalısı olmayın diye de eklemiş. Hoca Elif teyzeyi iyileştirdikten sonra ağacın dalında ne kadar bez parçası varsa toplattı. Nazar boncuklarını da öyle. Ayrıca nazar boncuklarını asla evinize dahi sokmayın diye tembihledi. Sonra ağaç bu işlerden tamamen temizlendi. Hoca da ağacın dibine bazı şeyler gömdü ve cinleri buradan uzaklaştırdığını söyledi. Hoca gittikten sonra da ne Elif teyze ne bir başkası kötü bir şey yaşamadı. Seslendirirseniz çok sevinirim. Kanalınızı sürekli takip ediyorum ve gerçek yaşanmış hikâyelere yer vermenizi takdir ediyorum. Selam ve dua ile.


instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.

Cin Hikayeleri  +18Where stories live. Discover now