CİNLERİN PADİŞAHI MÜRRE BİZİ KURTARDI!

134 3 0
                                    

Merhaba, Şanlıurfa'dan ulaşıyorum size. İsmim Berrin. Bu anlatacağım hikâye hayatımdaki en korkunç zamanlardı ve aklımdan hiç çıkmıyor.

Öncelikle ben sınıf öğretmeniyim. Tayinim o sene Urfa'ya çıkmıştı. Okuldaki diğer öğretmenlerle tanışıp kaynaştık. Kısa zaman sonra da birbirimize gidip gelmeye başladık. Bu arada arkadaşlarımın adı Aycan ve Didem. İşte, Aycan Matematik öğretmeniydi, Didem de Türkçe öğretmeni. Fırsat buldukça birimizin evinde toplanır sabaha kadar sohbet muhabbet ederdik. İşte o gece Aycan'ın evindeydik. Aslında bu seferki gidişimizin diğerlerinden bir farkı vardı. Aycan yeni bir eve taşınmıştı, bizde ufak bir hediye alıp ev görmeye gittik.

Ev okula uzaktı epey. Ancak çok güzeldi. 4 katlı şirin bir binaydı. Hem de Aycan birinci katı tutmuştu. Yemek yedik önce. Sonra ise kahve ve sohbet. "Eve alışabildin mi Aycan?" dedim. "Pek değil ya, biraz bunaltıyor beni, taşınmadan önce çok hoşuma gitmişti ama şimdi biraz tuhaf" dedi. "Nasıl tuhaf?" dedim. "Yani ne bileyim ev üstüme üstüme geliyor. Zaten zor buldum bu evi alışmaktan başka çarem yok" dedi. Yani şaşırmıştım çünkü ev çok güzeldi. Eski oturduğu yerden kat kat iyiydi. Ama "Alışma sürecidir canım, komşularla aran nasıl, tanıştın mı?" dedim. "Hiçbiriyle tanışmadım. Çok soğuklar. Yani girip çıkarken karşılaşıyorum selam dahi vermiyorlar garip bir apartman" dedi.

Bir de üst kattan gece yarısı olmasına rağmen çok fazla gürültü geldiğini ama kimseyle kötü olmamak için sesini çıkaramadığı söyledi. Biz bunları konuşurken de arkadaşımın dediği gibi üst kattan gürültüler gelmeye başladı. "Bak işte her gece böyle. Ne yapacağım bilmiyorum" dedi. "Sen söyleyemiyorsan ben çıkıp söylerim. Bu ne canım böyle.

Okuldan yorgun geliyorsun bir de bu gürültüyü mü dinleyeceksin.

Sesini çıkarmazsan bu hep böyle devam eder" dedim. Önce, hayır boş ver gitme dese de ben ısrar edince ikna oldu. "Ama güzel bir dinle anlat kötü olmayalım" dedi, "Tamam merak etme" dedim. Sonra merdivenlerden bir üst kata çıkmaya başladım.

Çıktıkça o gürültü artıyordu. Sonra bağırma sesi gibi ama kavga değil. Yani bağıra bağıra bir şeyler konuşuyorlardı evde. Kapının önüne gelince durdum. Ancak sesler netleşmişti ama tam anlayamıyordum. Birden fazla kişi aynı anda aynı şeyleri yüksek sesle tekrar ediyordu. Bunu anlayabilmiştim. Ondan sonra kapıyı tıklattım yavaşça. Duymadılar. Sesler devam ediyordu. Biraz daha sert vurdum. Sonra bir anda sesler durdu. Duymuşlardı geldiğimi. Ancak kapının merceğinde bir siyahlık oldu.

İçerden bana bakıyorlardı anlaşılan. Önce açmadılar. Sonra kapının arkasından fısır fısır sesler geliyordu. Tekrar vurdum, "lütfen açar mısınız önemli bir konu konuşacağım" dedim. Kapı yavaşça hareket etti. Karşımda 4 kız vardı. Daha 20'li yaşlarında. Kapıyı açıp öylece suratıma baktılar. "Benim arkadaşım alt kata yeni taşındı. Bu şekilde tanışmak istemezdik ama sizin evden çok fazla gürültü geliyor" dedim. Sonra kızlar hiçbir şey demeden kapıyı suratıma kapattı. Kaldım öylece. Daha hızlı vurdum kapıya. Bu sefer sinirlenmiştim. Sonra vurmaya devam edince kızlar tekrar açtı ve bir tanesi git yoksa elimizde kalırsın diye üstüme yürüdü. "Manyak mısınız siz, polis mi çağıralım illa ki insan gibi konuşmaya geldim" dedim. O anda arkada gözüken kız kapıyı sonuna kadar açtı.

Yani o an evin içini net gördüm. Benim dikkatimi arkadaki ayna çekmişti. Sonra aynanın üstünde kırmızı kan gibi şeyler vardı. Boya mı ruj mu yoksa başka bir şey mi o mesafeden tam net göremedim ama değişik şekiller vardı. Defol buradan dedi kapıyı açan kız. Kapıyı kapatırlarken aşağı doğru baktım ve bakmamla midem kalktı. En öndeki kızın ayağında tırnak yoktu. Altında kırmızı kanlı et gözüküyordu. Yani parmaklarında tırnak yoktu. Onu görünce daha fazla uzatmadım hemen koşarak aşağı indim.

Cin Hikayeleri  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin