MAHALLEYE GELEN CİNLİ KADIN

80 2 0
                                    

Adım Ömer. Anlatacağım olay bir komşumuzun yaşadıkları. Asıl olay o yani. Biz de etkilendik onun durumundan.

Eskiden oturduğumuz yer küçüktü herkes birbirini tanırdı. Bilirsiniz eski komşulukları. Kimin derdi olsa koşardı mahalleli. Komşuları tanırdık esnafı tanırdık. Bu güzel ortam bir süre sonra bozuldu. Bizim yan binadan birisi taşındı. Onun yerine de bir kadın taşındı. İşte her şey ondan sonra başladı. Abla dedim ya biz mahalleli olarak yardımseverdik diye. O kadınının taşındığı gün ona da yardım etmek istedik. Yardımı kabul etmedi. Bu arada akşam geldi eşyaları karanlıkta niye geldi anlayamadık önceleri. Mantıklı olan gündüz taşınmak. Kadının çok eşyası vardı. Ona rağmen ben hallederim dedi. Biz de yaz akşamı olduğu için geç saatlere kadar dışarda oynardık. Biraz oynadık. Sonra bakalım kadın ne kadarını halledebilmiş dedik. Bu süre eşyalar geldikten yarım saat sonra falandır. Bir baktık kapıda bir tane eşya kalmamış. Evin ışığı yanıyor. Kadın yerleşmiş bile. Mümkünatı yok bu durumun.

Çünkü bulaşık makinası, çamaşır makinası kadın nasıl taşısın bunları. Yanında kimse de yok. Durumun kadın olmasıyla da ilgisi yok, erkek de olsa nasıl tek başına çıkarsın. Binada asansör de yok. Biz şaştık kaldık. Neyse oyunumuz bitti. Eve gidince babama da söyledim. Baba böyle böyle yeni kadın eşyaları kendi çıkarmış nasıl olmuş bu diye. Siz görmemişsinizdir yardıma gelen akrabaları falan olmuştur dedi. Başka bir açıklama yapılamazdı zaten bu duruma. Neyse aradan birkaç gün geçti. Ailelerimiz dışarda biz dışardayız. Sohbet ediyoruz. Yeni gelen kadını konuşmaya başladılar. Bir teyze dedi ki evden hiç çıkmadı geldiğinden beri. Çıksa konuşurduk hoş geldin derdik diye. Diğer kadın da bir hayırlı olsuna gidelim bir ara, bir ihtiyacı var mı soralım dedi. Tamam dediler. Biz de oynamaya devam ettik.

Ertesi gün annem biz yeni gelen kadına hoş geldine gideceğiz gelmek ister misin dedi. Bir sürü de şey hazırlamış; yemek, kek börek falan. Olur dedim gelirim. Mahalleden iki üç kadın daha geldi bizimle hepsinin eli dolu. Bir şeyler hazırlamışlar. Kadının ziline bastık. Saniyesinde kapı açıldı. Kapının orda açmak için hazır beklese bu kadar olur yani. Tak açıldı kapı. Girdik içeri. Hoş geldiniz diye sohbet muhabbet. 30-35 yaşlarında bir kadın. Kadın çay falan getirdi. Bu kadar şeye niye zahmet ettiniz dedi.

Biraz konuşup kaynaştıktan sonra annem sordu, tek mi yaşıyorsunuz diye. Kadın evet dedi. Annem de neye ihtiyacın olursa çekinme söyle bize, evde sıkılma dışarı yanımıza gel dedi. Kadın da teşekkür etti. Bu arada kadının adı Nermin imiş. Biraz daha konuştuktan sonra biz çıktık. Kapıyı kapattı kadın arkamızdan. Kapatır kapatmaz içerden gittiler diye bir ses geldi. Herkes şaşırdı birbirimize baktık. Evde tek, kime gittiler diyor diye. Neyse anlam veremesek de kimse bir yorum yapmadı. O gün de böyle geçti.

Yine bir akşam top oynuyoruz. Bizim evin önündeyiz. Nermin ablanın evi de gözüküyor oradan. Topa vurdum tüm gücümle, havaya doğru. Topun düşüşüne bakarken gözüm Nermin ablanın penceresine takıldı. Anlıktı böyle. İki tane pencere var yan yana. İki pencerede de Nermin ablayı gördüm ve buna adım kadar eminim. Hayal falan değildi. İki pencerede de aynı şekilde onu gördüm. Korktum o an arkadaşlara seslendim. Onlar bakana kadar kayboldu iki görüntü de. Sen hayal görmüşsündür dediler, kimse inanmadı. Aklımdan çıkmadı o anlar tabi. Neydi o gördüklerim diye düşündüm durdum.

Aradan 2 ay geçti. Mahalleden sevdiğimiz bir abimiz vefat etti. Duyunca hemen cenaze evine koştuk tabi. Bir sürü kişi gelmişti duyan gelmiş. Nermin abla da geldi. O da duymuş. Başınız sağ olsun dedi. Kadınların olduğu odaya geçti. Sanırım içerde Kur'an okumuş annem söyledi. Annemin söylediğine göre kadın çok tuhafmış. Duvarlara bakıyormuş boş boş. Dalıp gidiyormuş sonra. Kendi kendine fısıldar gibi sesler çıkarıyormuş. Geldiğimizde bunları anlattı. Herkes hissetmiş bir tuhaflık olduğunu. O günden sonra insanlar o kadına daha bir dikkat kesildi. Çözmeye çalıştılar tuhaflıkları. Başka bir komşu sabaha kadar tüm evin ışıklarının yandığını söylemişti mesela. Biz çözemedik neler olduğunu normal şeyler değildi ama sebebini de kimse bilmiyordu. Dışarı çıkmazdı pek zaten. Gizemliydi hep.

Sonra başka bir zaman mahalleden bir kadın geçiyordu. Nermin ablanın evin önünden geçerken durdu. Baktı uzun uzun. Bizim de alt komşu dışardaydı ne baktın teyze kiralık ev mi arıyorsun dedi. Kadın da yok Nermin buraya taşınmış diyorlar doğru mu dedi. Evet taşındı akrabası mısın dedi. Kadın yaklaştı iyice yanımıza. Kısık sesle dikkat edin bu kadına bu kadın cinli dedi. Şok olduk. Ne cini falan derken kadın biraz anlattı. Kadın cinle evliymiş onlardan çocuğu olduğunu söylüyormuş. Ne diyeceğimizi bilemedik tabi. Ben hemen eve koştum nefes nefese anneme anlattım. Anne o kadın var ya cinle evliymiş dedim. Ne diyorsun oğlum sen tövbe tövbe ne cini dedi. Anne yemin ederim bir kadın geldi, Nermin ablanın eski komşusuymuş o anlattı dedim. Yok oğlum yalandır belki psikolojisi bozuktur düşünme sen bunları dedi. Bana böyle dedi ama onunda etkilendiğine eminim. Bu olay duyulunca hiç kimse gitmedi evine. Ta ki aradan 1 yıl geçene kadar.

O zaman kadını dışarda hasta olarak görmüşler. Kötü haldeymiş. Eve gidiyormuş. Annem de öğrenince bir çorba yapalım da götürelim dedi. Korkuyordum ama bir o kadar da merak ediyordum. Annemle gittik. Kadın kötü haldeydi tabi. Halsizdi. Annem nasıl olduğunu falan sordu. Konuşurken kadın herkes biliyor değil mi dedi. Annem şaşırdı neyi dedi. Biliyorsunuz işte, cinle evli olduğumu, onlarla yaşadığımı dedi. Annem korktu bir an. Bir şey de diyemedi. Annem hiçbir şey dememesine rağmen kadın anlatmaya başladı. Benim kocam bir cin söylenenler doğru dedi. 3 çocuğum var. Bu evde yaşıyorlar buradalar dedi. Sonra bana bakıp oğlunun üstünde de nazar var ona dikkat et dedi.

Annemin suratı kireç gibi oldu korktu. Kadın da korkmayın ailem Müslümandır, asla bir insana zarar vermezler dedi. Annem korksa da şimdi buradalar mı dedi. Kadın evet dedi. O anda kapı açıldı. Korkmayın diye gittiler dedi kadın gülümsedi. Ama biz daha çok korktuk tabi. Şöyle bir etrafa baktım. Evin her yerinde ayet asılıydı. Dua kitapları vardı. O an kadına çocukların kaç yaşında dedim. Çocuklarımın biri 5, 8, 15 yaşındalar eşimse dedi, durakladı, eşim 170 yaşında dedi. Ama onların âlemi ile bizimki farklı.

Bizim âleme göre benim yaşlarımda sayılır dedi. Biraz oturduktan sonra tekrar geçmiş olsun deyip çıktık evden. O gece annemin rüyasına girmiş cin. Karıma yardım ettin. Benden ne dilersen dile demiş annem de bir şey dilemem ben isteyeceğimi Allah'tan isterim demiş sonra uyanmış. Kadın o mahalleden bu durum yayılınca dışlandığı için taşınmış ama bizim mahalle onu dışlamadı. Mesafe vardı elbette ama yargılayan olmadı. Kadına bir şey belli etmediler. Sonraları kadın oradan da taşındı. Benim hikâyem bu kadardı.

Cin Hikayeleri  +18Where stories live. Discover now