Her Şey Rüya İle Başladı

111 3 0
                                    

Merhabalar, ismim Ezgi. Bursa'da yaşıyorum. Çocukluk dönemimde başımdan geçen paranormal bir hikâyeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Çok sağlam bir çocukluğum olduğunu söyleyemem. Annemi ben küçükken kalp krizi geçirerek kaybettik. Yani hayali bir şekilde annemi hatırlıyorum.

O zamanlar küçük olduğum için babam sütannem ile evlenmiş, hem benimle ilgilenmesi için hem de bundan sonraki süreçte babama yol arkadaşı olması için. Annemden geriye yalnızca fotoğraflar kalmıştı ve annem tarafı birbirilerine sıkı sıkı bağlı bir aile değildi. 1-2 dayımdan başka annem tarafından kimseyi de tanımam. Ancak baba tarafım ise tam aksine sayıca çok fazlalar ve birbirlerine saygıda sevgide asla kusur etmezler.

Ben evin tek kızıydım.

Benden sonra herhangi bir üvey kardeşim de olmadı. Babam köyde bulunan ve tek yaşayan annesine çok düşkündü çok fazla ısrar etmesine rağmen babaannem ben bu köyde doğdum öleceksem de burada öleceğim derdi ve bizimle yaşamayı kabul etmezdi. Yani durum böyle olunca sırayla her evladı fırsat buldukça çocuklarıyla gider; ev temizliği, yanında kalmak gibi vazifeleri yerine getirirdi, babaannemin tek olduğunu hissettirmemek için. Her şeyin başlangıcı o güne gelmek istiyorum.

Babam işyerinden cuma günü geldi ve "hazırsanız iki gün gidip annemin yanında kalalım" dedi. Üvey annem bu konularda oldukça merhametli bir insandı düşünmeden kabul etti ve hazırlanıp çıktık. Evden 2-3 saatlik yoldan sonra eve vardık. Yaşım henüz 18 olmasına rağmen babaannem bana sana çeyizlik yaptım derdi. Kendince işlemiş olduğu patikleri yazmaları gösterirdi her gittiğimde bende ellerinden öperek zahmet etme babaanne gözlerine yazık derdim.

Yol yorgunu olduğum için erkenden yattım.

Bakmayın erken dediğime köyde zaten erken yatılır erken kalkınırdı. Ben de saat 7 gibi uyudum. Rüyamda bir düğünün içerisinde olduğumu gördüm. Herkes çok farklıydı, mesela herkesin üzerinde siyah bir örtü vardı ama ne gariptir ki tanıyormuşum gibi hepsinin ismini de biliyordum. Onlardan farklı olarak bir erkek vardı. Onu tarif edecek olursam; yarı insan yarı başka bir varlık gibiydi ama yüzü ve boyu birbirine çok orantılıydı. Bana doğru geldi ve "ne duruyorsun bu güzel günümüzde yoksa beğenmedin mi bizi?" dedi. O sıra üzerimde gelinliğe benzer bir örtü vardı sanki.

Ben ne olduğuna anlam veremezken elimden tuttu ve beni bir evin içerisine götürdü.

O sıra birden uyandım anlık hafıza kaybı yaşadığımı nerede olduğumu düşündükten sonra köyde olduğumuzu hissettim. Yanımda da üvey annem yatıyordu ve o sıra ezan okuduğunu duydum ve korkudan daha da yatamadım. Sonra ertesi gün gündüz yatıp gece yatmadım yatakta hayaller kura kura sabah olmasını bekledim. Yani o kadar etkilemişti ki o rüya beni... Sonra pazar günü helalleşip köyden ayrıldık.

Günler sonra kendi evimizde ancak huzura erişebildim. 1 ay sonra tekrar gittik köye. Gece olunca yatağa geçip uykuya dalmayı bekledim. Rüyamda o varlığın beni götürdüğü evde olduğumu hissederek uyandım. Evet, o evdeydim yanımda da o vardı. "Neden 1 aydır gelmedin? Özledim seni!" diyerek sarıldı bana, bağıra bağıra uyandım.

Başucumda üvey annemin olduğunu ve bana korkarak bakıp dua okuduğunu gördüm.
Babam ve babaannem hemen geldiler. Ben de kâbus gördüm deyip olağanca soğukkanlılığım ile olayı toparlamaya çalıştım. O sıra yine ezan okunuyordu, yaşadıklarım neydi böyle diye düşüne düşüne sabah olmasını ve bir an önce buradan gitmeyi dört gözle bekledim. Kimseye anlatmayı bırakın, kendime bile anlatamıyordum bunları. Babamların bir dahaki gidişinde gitmeme kararı aldım, o kadar derinden etkilemişti ki olaylar beni babaannem ölse dahi gitmeyecektim o köye.

Aradan sanırım 4-5 hafta geçti, babamlar gitti evden köye. Ben de o gece bir mum yaptım bilgisayardan güzel bir fon müziği açarak yatağımın altında bulunan şarabı çıkartıp 1 bardak içtim. O kadar iyi hissediyordum ki, kendimi daha önce bu şekilde huzurlu olduğumu hissetmemiştim. Saat gece 12'yi geçiyordu kapı çalma sesi duydum. Kafam da biraz güzel olduğu için pek bir aldırmadım. Sonra kapının daha bir şiddetle çaldığını duydum. Bir anda irkildim. 1 bardak şarap ile sarhoş olabilecek bir bünyeye sahip değildim, rüya da değildi müzik sesi de çok değildi diye düşüncelere dalarken bu sefer sanki birisi balyozla kapıya vurdu. O kadar çok korktum ki, saklandım. Hemen hemen aradan yarım saat geçmişti, saklandığım yerden cesaret edip çıkamadım bile. Parmaklarımda yemedik tırnak bile kalmamıştı. Daha sonra hemen elime telefonu alıp erkek arkadaşımı aradım, anında geldi ve ona sarılıp hüngür hüngür ağladım. Evin içerisini gezdik, evde kimse yoktu ama o evde en azından bu gece kimse olmadığından kalmakta istemiyordum. Erkek arkadaşıma bu durumu söyledim, "o halde dayımın evine gidelim onlardan evde kimse yok bu gece birlikte uyuruz" dedi, kabul etmekten başka ve gidecek başka bir yer olmadan kabul ettim. 10-15 dakika yürüme mesafesinden sonra erkek arkadaşımın dayısının evine vardık. Aynı odada bana çekyatın üstünde bir yatak, ona da yere bir yatak yaptık. Ben haliyle yorgun olduğumdan direkt yatmam lazımdı, yarın evdekiler gelmeden evi düzenlemem ve bir an önce ders çalışmam gerekiyordu, uyudum.

Cin Hikayeleri  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin