Keratin41

14K 411 91
                                    

"Ben aramızda konuşacak bir şey kaldığını düşünmüyorum."

"2 dakika aşağı in lütfen. Keratin'e olanı da duydum."

"Nereden duydun?"

"Çiğdem söyledi. Yakın zamanda tekrar açılır umarım." Bana Çiğdem diyordu. Niye konuşur ki insan hâlâ onunla?

"Evde değilim. Boşa bekleme. Araban da yok zaten,ortada boşboş bekleme."

"N-nasıl?"

"Deniz,bana yalan söylemene hiç gerek yoktu. Ben zaten senin ne olduğunu biliyordum. Kendi kendine yalana bulaştın. Lütfen şimdi de konuşalım diyerek kendini daha da alçaltma. Sonuçta veda konuşmasını sen yaptın."

"Sensiz eksik olduğumu fark ettim Cansel. Senden sonra başka kimse ile birlikte olmadım. Para da kazanamadım. Arabayı da o yüzden kaybettim. "

"Deniz,önceden söyledim tekrar söylüyorum. Bana yaşattığın her deneyim benim için çok özeldi ama bitti. Her şey için sağ ol. Beni rahatsız etme lütfen."

"Bir yüzyüze konuşsak?"

"Bak sen beni tanımıyorsun,beni rahat bırakmazsan rahatsız olan sen olursun. Saygı çerçevesinden çıkmadan söylüyorum. Bay bay" telefonu kapattım. Kimse ile uğraşamazdım.

Yine onu hatırlamamı sağlayacak olaylar yaşayacaktım. Bazen aklıma gelecekti. Belki de onunla yaşadıklarımı özlediğim anlar da olacaktı ama bu demek değildi ki ona geri döneceğim. O gitmişti,kafası estiğinde de gelemezdi. Üstelik saçma bir yalan söyledikten sonra.

Düşününce anlıyordum,yaptığı işten utanmış sonrasında altta kalmamak için böyle bir yalan söylemişti ama zaten ben onu mesleğinden ötürü bulmuştum.

Evin önüne geldiğimde onu göremedim. Zaten otoparka girdiğimden kapıda olsaydı bile onunla muhattap olmak zorunda kalmazdım.

Eve girer girmez duşa attım kendimi. Hastane,benzin,duman vesaire derken iyice kirlenmiştim. Duştayken düşünecek onca şeyimin olmasına rağmen fayansların rengini düşünüyordum. Kirada olmasam bunları değiştirirdim. Hayatımda bu kadar iğrenç bir renk görmemiştim.

Bu tarz şeyleri düşünerek duşumu tamamlamıştım. Bornozumu giyip odama geçtim. Saçlarımı genelde kurutmadığımdan direkt yatağa atlayıp yattım. Önceki gecelerde düşünmekten zar zor uyuyordum ama sanki bugün hafiflemiş gibi hissediyordum. Her şeyi öğrendiğim için olabilirdi.

Telefonun ekranı yanınca elimi attım. Selahattin mesaj atmıştı.

Selo:Bacım, abim geldi. Sinirli bana da ,yaklaşamıyorum. Taksi aradık,gelince eve gidiceğiz.

Cansel:Tamam

Telefonu kapatıp yana koydum tekrardan. Başına bir iş gelmemişti. Sonuçta ayıların kol gezdiği bir orman değildi ama ben orada bıraktım diye bir şey olsaydı vicdan azabı çekerdim. Ekran tekrardan yandı.

Selo:Bacım biz sana geliyormuşuz. Eve değil.

Cansel:Ben ne alaka ya?

Selo:Sen söyleme dedin ya. Kimle yazışıyorsun diye sordu ben de kızla dedim. İnanmadı. Cansel mi dedi?

Selo:Ben de"Hiç de bile,Aysel konuştuğum kişi dedim." Yemedi. Selo senin beynine ben.

Selo: Sonra Mert abim"Bu kadar merak ediyorsa beni,gösterelim kendimizi. Söyle ona"dedi. Ben de söylüyorum.

Cansel: Evime habersiz gelme huyundan vazgeçsin. Uyuyacağım ben.

Selo: Bacım dedi ki: Haber veriyorum şimdi işte.

KERATİN  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin