1

3.3K 67 14
                                    

"Siz ne derseniz deyin ben o ormana gideceğim ve iddiayı kazanacağım!" Buse bana göz devirirken çantamın saplarını daha sıkı tutmaya başladım. "Siz gelmiyorsunuz değil mi?" Buse ve Burak kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Tamam, gelmeyin." Yanlarından ayrıldım ve arabama binerek şehirden uzaklaştım. Ormana geldiğimde çantamdan kameramı çıkardım. Giydiğim eteğe lanet okurken hava git gide soğuyordu ama o fotoğrafı çekmeliydim.

"Tamamdır hadi bakalım yaparsın sen!" Kameramı biraz uzak tutarak kendimi bir kaç kez çektim. Gelen yaprak sesi ile kameramı indirerek etrafı inceledim, kimse yok gibi duruyordu. Biraz ötede devrilmiş bir kütük görmemle adımlarımı o tarafa çevirdim. Oturup bir kaç fotoğraf daha çektim, tekrar gelen yaprak sesi ile arkamı dönüp biraz etrafı inceledim hava kararıyordu. Bir şey olmadığını görünce önüme geri dönmemle dibimde olan bir yüz ile çığlık attım, sonrası benim için karanlıktı.

"Sonunda uyandın." Gözlerimi tam açılırken etrafı inceledim. Kafama sonradan dank ettiğinde oturduğum yerden kalktığımda adam sırıtıyordu.

"Kimsin sen?!" Sesimi yüksek tutmamla karşımda ki adam sesli bir kahkaha attı. "Ah bebeğim bu kadar saf olma." Sesi gittikçe soğuklaştığında gözlerimden akan yaşı elimin tersi ile sildim. Korkmam onu daha fazla heyecanlandırıyordu.

"Burası neresi!?" Diye bağırdım tekrardan adam dibime girdiğinde nefesini yüzümde hissedebiliyordum. "Burası senin yeni evin!" Kocaman gülümsemesi beni korkutmaya yetmişti bile. Kafamı bir sağa bir sola sallıyordum. Kolumda hissettiğim el ile geri geri gittim.

"Dokunma bana!" Ağlamamak için kendimi zor tutarken o sadece gülüyordu. Kolumdan tuttu ve beni aşağa indirerek bir masaya oturttu. "Baştan başlayalım. Ben Alper seni zaten tanıyorum ama normal biri gibi tanışalım!"

Normal'i dalga geçer gibi söyleyen bir adamla nasıl tanışabilirdim? Ellerimi kulaklarıma götürdüm, Alper ellerimi tuttu ve masaya sabitledi. "Sana bir soru sordum!" Gözümden akan bir yaş ile gözlerimi gözlerine sabitledim. "SÖYLE!" Diye bağırdığında ismimi sayıkladım.

"Ezgi! İsmim Ezgi!" Kafasını salladığında ellerimi bıraktı ve mutfağa yöneldi. "Sence akşam için ne yemeliyiz?" Ciddi mi bu der gibi yüzüne baktığımda o ise gayet normal bir ifade ile bana bakıyordu.

"Hmm?" Omuzlarımı kaldırdım ve geri indirdim. Kocaman gülüşü geri gelirken eline aldığı bıçak ile hızla yanıma geldi ve eliyle çenemi tutarak ona bakmamı sağladı. Bıçağı yanaklarıma bastırmasıyla çığlık attım.

"Bu bıçak sana çok yakıştı be Ezgi."

Kapını Kilitle!Where stories live. Discover now