6-

392 39 13
                                    

...

Yeni bir okul günüydü. Changbin her zamanki gibi hızlı adımlarla ders saatine yetişmeye çalışıyordu.

Aklının bir diğer köşesi ise Jeonginle konuşacak  olmasındaydı. Konuşmak onun için sıkıntı değildi ama Jeongin'in evinde yaşananlar işte bu aklından çıkmıyordu.

Adımları fakültenin bahçesinr geldiğinde biraz yavaşladı ve etrafına bakındı. Sonra ise gördüğü Seungmin ile yanına ilerledi.

"Günaydın" ve yanındaki boş  banka yerleşti. 

"Günaydın" bir süre sessizlik oluşurken ikiside önüne bakınıyordu. Sonra ise yanlarına yaklaşan beden ile ikisininde odağı oraya dönmüştü

"Günaydın" biraz yavaşladı Jeongin sonra ise istifini bozmadan Changbinin yanına ilişerek oturdu.

"Daha iyi misin?" Changbin yanındaki Jeongine bakarak gülümsemişti.

"İyiyim... Bugün b-"

"Ben amfiye gidip yer kapıcam. Gelirsin konuşmanız bitince" Ve Seungmin, Jeongin'in konuşmasını bitirmesine izin vermeden ikiliyi yalnız bırakarak oradan ayrılmıştı

Changbin, Seungminin neden böyle yaptığını bilmiyordu. İlla ki bir bildiği vardı diye düşündü. Sonra sorgulayabilirdi.

"Onun kusuruna bakma. Sen devam et" Jeongin yavaşça tekrar Changbine dönmüş ve başını sallamıştı

"Şey diyordum. Bugün bir şeyler yapalım mı? Yani sana uygun olursa kafeye gidelim ya da bize gelirsin. Film izleriz yani! Başka bir şey yok!"

Changbin, Jeongin'in panik yapmasına sesli bir şekilde gülerken düşüncelerini sürdürdü.

"Kafe iyi bence" Jeongin hızla başını sallarken Changbin devam etmişti "Güzel dersime gidiyorum. Çıkışında burada olurum"

"Tamam... görüşürüz o zaman" ve Jeongin tereddütte kalsa bile Changbinin yanağına bir öpücük bırakarak ondan önce davranarak kaşmıştı.

Changbin ise bir süre arkasından bakınmıştı. Aklında dolanan bir sürü soru ile...

🌼🌼🌼

Çıkış saati gelmişti ve Changbin, Seungmin ile amfiden çıkıyordu.

"Gelmek istemediğine emin misin?"  Seungmin tereddüt etmeden başını sallamıştı

"Biraz baş başa kalın. İyi olur sizin için hem yattığın kişiyi unutursun"  Changbin hızla Seungminin omzuna vururken kaşlarını çatmıştı

"Sessiz olmaya ne dersin!? Ya biri duydaydı" paniğine karşı soğuk  terler dökerken Seungmin sadece  omuz silkmişti

"Boşversene. Spor salonuna gidersen beni de çağır"

"Sen sadece kafa dağıtmaya bana eşlik edersin. " ve yavaşça arkadaşına döndü " Partiden sonda durgunlaştın... Sende de bir şeyler var. Söylemek istersen buradayım" ve kendisini onaylayan Seungminden sonra yanından uzaklaşmıştı

Şimdiki adımları Jeonginin yanınaydı. Kendisini bahçede bekleyen Jeongin'in yanına

...

"Beklettim mi?"

"Hayır" ve yavaşça ayaklanarak Changbinin yanına ilerledi "Aklında bir kafe var mı? Ben buluşalım dedim ama hiç düşünmedim" 

"Yok ama buluruz. Önce fakülteden çıkalım. İlerlerken bir yere otururuz"

"Olur" ve yavaşça ilerlemeye başladılar. İkisi de konuşmadan ilerliyordu. Akıllarında sorular vardı ama yansıtmamak için sessizlerdi.

Bir süre sadece yürüdüler sonunda ise küçük bir kafeye girerek oturdular.

"Dün gece seninle ilgilenmeliydim, üzgünüm." Jeongin sessizliği bozan ilk kişi olurken Changbin başını iki yana sallamıştı

"Sorun değil. Bende içmiştim ve kafam iyi değildi. Çareyi oradan giderek bulmuşum. Yanında olabilirdim" aslında böyle olmasa bile böyle olmasını istemişti Changbin

"En azından..." ve önündeki Changbinin elini tutmuştu "Birlikteyiz iyi yanına bakalım"

"Öyle..." ve gelen garson  ile siparişlerini verdiler.

Sadece havadan sudan konuştular. İlk günlerindeki gibi sevdikleri şeyleri konuştular. Sonra yine  ilk gün ki gibi Jeongin'in telefonu çaldı.

Jeongin, Changbine beklemesi için işaret yaparak telefonunu açarken Changbin sessizce dinlemeye başladı

"Hyung? Kafedeyim. Ne, niye geleceksin? Ah peki tamam atıyorum konumu" ve telefon kapandı.

"Bir şey mi oldu?"

"Ah, şey. Abim buraya gelicekte. Beni alacakmış. En azından gelene kadar konuşabiliriz" Changbin tam Jeongine cevap vericekken sandalyenin çekilmesi ile bakışlar oraya dönmüştü

"Ee ne konuşuyorsunuz?" Changbin tanıdık simaya bir süre bakındı. Jeongin ise tanıtma gereği duyarak gülümsemişti

"Şey bu abim, Minho. Hyung, bu da Changbin"  ve Changbinin aklında o an bir şeyler döndü.

"Memnun oldum, Changbin" ve elini uzatan Minhoya bakındı sonra ise usulca o da elini uzattı.

"Memnun oldum, Hyung" ve gergin ortamı Jeongin bozarak ayağa kalkmıştı

"Şey Hyung gidelim o zaman. Sonra tekrar buluşuruz" Changbin başını sallarken Minho belli belirsiz bir yüz ifadesiyle Changbine bakınmıştı

"Bizede gelebilirsiniz. Arkadaşını eve çağırmaktan çekinme" ve ayağa kalktı yavaşça, bakışlarını Changbinde ayırmazken, Changbin sadece bakınıyordu.

Sonunda ise Jeongine dönmüş ve önden ilerlemişti

Changbin ise aklında dönen senaryolar ile sadece öylece kalmıştı.

Aklının bir yanı Minho'nun yattığı kişi olduğu dönerken bunun olmasının mümkün olduğunu düşünmüyordu

Düşünmekte istemiyordu ya da sadece kendisini avutmaya çalışıyordu.

~~~~~~~~~~~~~
Olmadı ama oldu neys

Kendinize iyi bakın
Bb

His Brother  ×MinBin×Where stories live. Discover now