Demir Karadağ, Hades lakabıyla anılan yalnızlığını ceza olarak gören ve kendini lanetli olduğuna inandıran zevke saplantılı bir adamdır.
Değer verdiği ve sevdiği tek şey ise gözbebeği olan İnferno'dur.
Dante'nin cehenneminden yola çıkarak tasarlan...
İyi okumalar dilerim... Lütfen satır arası yorumları unutmayalım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
XXX. TAHTIN VARİSİ
Pomme - On brulera Anne - Marie & James Arthur - Rewrite The Stars Stromae - Papaotai (Slowed)
🔗
DEMİR
Elimdeki kartı inceledim.
Beşinci kartı almamız ile geriye sadece iki kart daha kalmıştı. Ardından bunca tantananın koptuğu cihazı aktif hale getirebilecektik. Açıkçası ne ile karşılaşacağımızı bilmiyor, umursamıyordum. Tek derdim her şeyi bir an önce yoluna koymak, işlerin rayına dönmesini sağlamaktı çünkü Helen'in daha fazla üzülüp stres olmasını istemiyordum.
Onun gülümsemesi gerekti. Persephone'm ışıldamalı, kıkırtılarıyla beni mest etmeliydi. Aksi bende ortalığı yakıp yakma isteği uyandırıyordu.
Yüzümdeki tebessüm ile giyinen kadını inceledim.
Eşyalarının bir kısmını alıp odama gelmiş, Ensar ile Alin orada kaldıkları için bir nevi buraya yerleşmişti. Kısmi bir yerleşmeydi ama yakında bunu tamamlanmış hale getirecek adımı atacaktım. Ondan sonra Helen son nefesine dek benim yanımda, kollarımda, yatağımda ve cehennemimde kalacaktı.
Elbisesini düzelterek aynaya baktığında dirseklerimi dizlerime yaslayarak onu inceledim. Doğum gününe gideceğimiz için hazırlanıyordu ve her zamanki gibi büyüleyici gözüküyordu. Üstüne geçirdiği siyah elbise boyundan bağlamalıydı ve sırtını apaçık bırakıyordu. Dizlerinin altında biten elbise oldukça zarifti ve narin bebeğime çok yakışmıştı.
Helen kızıl tutamlarını topuz haline getirip sırtını tamamen açık bıraktı. Kırmızı rujunu sürüp kırmızı tabanlı siyah topuklu ayakkabılarını giydi. Daha fazla kendimi tutamayarak yataktan kalktım ve ona doğru adımladım. Aynanın yansımasından bakışlarımız buluştuğunda dudağının kenarını kıvırarak tebessüm etti. Kollarımı beline sarıp eğildim ve açıkta kalan sırtının her bir noktasını öptüm. Dudaklarımın ve ellerimin altında arzuyla titrediğinde onu yatağıma daha doğrusu yatağımıza götürmek istedim lakin buna vaktimiz olmadığının bilincinde olarak durdum.
Çenemi omzuna yaslayarak üzerine eğildim ve kollarımı beline dalayıp aynadan gözlerini buldum. Alayla homurdandığımda kıkırdadı. "İlk defa senden önce hazırlandım."
"Gerçekten büyük bir başarıydı." Diyerek gülümsemeye devam etti. "Tebrik ederim, Hades."
Yanağını öpüp geriye çekildim ve gömleğimin yakalarını düzeltirken dalga geçtim. "Taktirini kazandığıma sevindim bebeğim."
