XXIII. RİVAYETLER ZİNCİRİ

55.2K 4.4K 2.6K
                                    




İyi okumalar dilerim...
Lütfen, satır arası yorumları unutmayalım. 🖤

XXIII

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



XXIII. RİVAYETLER ZİNCİRİ

Daniel Lavoie - Tu Vas Me Detruire
Lea Castel - Amour A La Haine
Nelly - Just A Dream

🔗


DEMİR


Zihnimde bir savaş vardı.

Üç gündür aklımda dönüp dolaşan düşünceler karşısında bir şeyleri parçalamak, her yeri yakıp yıkmak istiyordum. İçimdeki karanlık sadece Helen'in yanındayken yok oluyor, ondan uzaklaştığım an bir sis bulutu gibi beni çevreleyerek içine alıyordu.

Fikirlerim birbiriyle düello ediyordu.

Üç gün önce Atina'da yaşananlar bende birçok şeyin belirginleşmesini sağlamıştı. Gün yüzüne çıkan bazı gerçekler ile ruhumun derinlerinde hüküm süren o canavar kana acıkmıştı. Şimdi dişlerini birine geçirmek istiyor, doyuma ulaşmayı arzuluyordu. Birine zarar vermek tek dileğimdi. Gittikçe beni etkisi altına alan bu hissiyat karşısında parmaklarımı birinin boynuna sararak onun nefesini kesmeyi düşlüyordum.

Kim olduğu önemli değildi.

Tek isteğim acı dolu çığlıkları işitmekti.

Sonra o karşıma geliyordu. Beyaz tenini çevreleyen kızıl saçları ve bana cenneti bahşeden mavi gözleriyle yüzüme bakıyordu. Kokusu etrafımı sarıyor, kıvrak bedeni gözümün önünde bir dans misali savruluyordu. Ve ben her şeyi unutuyor, sadece onun büyüsüne kapılarak bütün olumsuz düşünce ile hissiyatlerden uzaklaşıyordum.

Üç gündür, aramızda bir duvar vardı.

Kardeşini hedef almam ile bana kırıldığını belli eden davranışlar sergilemeye başlamıştı. Sadece kırgın değil, aynı zamanda öfkeli gibiydi. Zar zor yüzüme bakıyor, genelde eve geldiğim an odasına çekiliyordu. Odasına sızıp yanına yattığımda beni kovmuyordu ama onu kollarımın arasına almam için gerekli olan yakınlığı da göstermiyordu. Uykuya dalana kadar bekliyor sonra onu sıkıca sararak göğsümün içindeki o kafese saklamak istiyordum.

Bedenini, içindeyken hissettiğim o büyüleyici aitliği, ona istediğim gibi dokunabilmeyi ve sohbetlerimizi özlemiştim. Ama en çok özlediğim şey, bana güven ile bakan gözleri ve yaşadığımı hissettiren gülüşleriydi.

Üç gündür bana bunların hiçbirini vermemişti. Belki de beni cezalandırıyordu. Büyük ihtimal beni cezalandırıyordu ve işe yarıyordu çünkü Helen, Persephone'm böyleyken yaşamdan zevk alamıyordum. Varlığına karışan yokluğu benim için bir işkenceden farksızdı.

İNFERNOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin