°•15•°

421 48 13
                                    

Üzgünüm dün etrafım çok kalabalıktı bugün bile zar zor bitirdim bölümüü

İyi okumalarr

Hyunjin:

Sabahtan beri ördek yavrusu gibi Minho'nun peşinde dolanıyordum ve sabrını biraz daha zorlarsam dayak yemem çok muhtemeldi. Başlarda yüz vermesede bir süre sonra sinir olduğundan beni gözmezden gelememeye başlamıştı. Sürekli beni kovmaya çalışsada pes etmeye niyetim yoktu. Beni affedene kadar köpek gibi dolanacaktım gerekirse.

Sinirlenince iyice sevimli gözüken yüzü bu işten zevk almamı sağlamaya başlamıştı açıkçası. Sürekli kaşları çatık duruyor benimle göz göze geldiği anda gözlerini kaçırıyordu. İşine çok fazla karıştığımda sinirlenip yerinde ufak ufak zıplayarak bana bağırıyordu. Gülümseyerek onu izlediğimi fark ettiğinde ise ciddiye alınmadığını düşünerek daha da sinirleniyordu.

Sabah kahvaltıyı beraber hazırlamıştık. Daha doğrusu o kahvaltı hazırlamaya çalışırken ben sürekli ben yapayım diyerek onu engellemeye çalışıyordum. Bağrışıp durduğumuz için herkesi uykusundan etmiştik. Evdekiler sabahtan beri tiyatro izler gibi bizi izliyor benim rezil hallerime gülüyorlardı. Özellikle Changbin'in bundan ne kadar zevk aldığını görmemek imkansızdı. Bazen bilerek peşimizden geliyordu sırf benim halime gülmek için. Ama hayır! Bunlar beni yıldıramaz.

"Ben yapayım mı?" Annesinden izin isteyen çocuklar gibi çıkan sesime buruşturduğu suratıyla bakarken bıkkın bir nefes çekti ciğerlerine.

"Hayır Hyunjin. Git başımdan! İstemiyorum yardım falan."

"Ama Minnie! Senin parmakların minicik, yorulmasınlar. Ben yapayım..."

"Olmaz. Ayrıca Minnie derken?! Hayırdır n'oluyoruz? Senin bana Minho bile dememen lazım. İki yaş büyüğüm ben senden bana hyung demelisin!"

"Bana ne Changbin demiyor, ben de demeyeceğim!"

"Diyeceksin!"

"Demeyeceğim! Komik bir kere. Minicik kedinin birine niye hyung diyecekmişim?!"

"ÇÜNKÜ BEN SENDEN BÜYÜĞÜM!"

"Buna kim inanır peki?" Gıcık bir sesle konuştuğumda gerçekten beni boğmak istiyor gibi görünüyordu.

"Off! Hyunjin Tanrı aşkına git artık başımdan!"

"Affettin mi?"

"Hayır!"

"Gitmiyorum o zaman!"

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Gece olup da herkes odalarına dağıldığında tüm gün belli etmemeye çalışsamda içimdeki ağlak aptal dışarı çıkmaya yer arıyordu. Gün boyunca birkaç kez de olsa Minho'yu güldürebilmiş olmak tek mutluluğumdu. Duvarların beni boğduğunu hissederken ani bir kararla ayaklanarak çıktım odadan. Şu lanet evde beni rahatlatan tek yere gidiyordum tabii ki. Bahçede Minho'yla oturduğumuz yere...

Nasıl oluyordu bilmiyorum ama sürekli şans eseri birbirimize denk geliyorduk. Minho'nun yerde uzandığı tarafa ilerleyip yanına oturduğumda bıkkınca nefes verip doğruldu.

"Burada da mı rahat bırakmayacaksın?"

"Üzgünüm, rahatsız etmek istemedim. Hem burada olduğunu bilmiyordum ki..." Ayaklanıp gitmeye hazırlandığını fark edince aceleyle kolundan tutup engelledim.

Venom•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin