°•21•°

519 53 135
                                    

Venomın konusunun aslında bölüm bölüm belli olduğu ilerde ne olacağını benim bile bilmediğim çok belli olmuyor di mi?

İyi okumalarr~

Hyunjin:

Tenimde hissettiğim dondurucu soğukla gözlerimi açtığımda aklıma gelen şey üstümün açılmış olabileceğiydi tekrar bu dondurucuyu andıran cam fanusa dönmüş olabileceğim değil...

Gözlerim, yanımda Minho'yla huzurla uyuduğum o odayı arıyordu. Rüyaydı değil mi? Rüya olmalıydı. Ben buradan kurtulmuştum. Gelip beni kurtarmışlardı buradan. Neden tekrar burada olacaktım ki? Mümkün değildi bu...

Dışarıdan gelen sesler kulağıma dolmaya başlarken bu tuhaftı çünkü hatırladığım kadarıyla dışarıyı ne görebiliyor ne de duyabiliyordum. Ama şu an onların sesini boğuk bir şekilde de olsa duyabiliyordum. Kelimeleri bile zar zor algılarken kimin konuştuğunu anlayamıyordum sesler o kadar boğuktu ki...

"Burada değil..."

"Ama... Bu çok saçma neredeyse emindik! Başka nerede olabilir ki?"

"Bilmiyorum... Belki de vazgeçip eve dönmeliyiz. Onu bulmaya çalışırken birini daha kaybedemeyiz."

"Öylece pes edip onu kaderine mi bırakacağız?!"

"Minho ne kadar üzgün olduğunun farkındayız emin ol bizde en az senin kadar üzülüyoruz ama... Burada durduğumuz her saniye çok riskli. Hyunjin'in yaşadığına bile emin değilken onu aramaya devam edip aramızdan birini daha kaybetme riskini göze alabilir misin?"

Kısa bir sessizlik sürerken hayretle dinliyordum onları. Hayır hayır. Beni bulabilirlerdi. Karşılarında duruyordum işte! Aklıma ben onları duyabiliyorsam onlarında beni duyabilme ihtimali gelirken ayaklanıp camı var gücümle yumruklamaya başladım.

"Buradayım! Duymuyor musunuz?! Çıkartın beni buradan hadi!" Boğazım acıyana kadar bağırdığımda bir süre durdum beni duyup duymadıkladını anlamak için.

"Artık gitmeliyiz... Dediğim gbi burada geçirdiğimiz her saniye çok riskli. Umalım da Hyunjin iyi olsun. Elimizden ummaktan başka bir şey gelmiyor çünkü..."

Tanrım dalga geçiyor olmalılardı! Ben onların normal konuşmalarını bile duyuyorken onlar benim bağırışlarımı nasıl duymuyorlardı? Ne yapacaktım şimdi? Nasıl kurtulacaktım buradan?

Etrafımdaki camdan duvarlar sanki üstüme gelmeye başlıyormuş gibi hissederken nefeslerim daralıyordu. Tenim soğuktan donmuş da yırtılacakmış gibi hissettiriyordu. Gözyaşlarım durdurak bilmeden akarken bir süre sonra yüzümde donduklarını hissetmeye başladım.

Kurtulamayacaktım... Ya burada geberip gidecektim ya da iblislerin elinde. Burada ölmeyi diledim içten içe. Burada huzurla ölmeyi istiyordum... Keşke görebilseydim. Son bir kez arkadaşlarımı ve sevdiğim adamı görebilseydim. Olsun, rüyamda da olsa görmüştim onları değil mi? Beni kurtardıklarını ve sevdiğim adam kollarımdayken huzurla uyuduğumu görmüştüm...

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Minho:

Bulunduğum sokakta sessizce yürürken tüm hayatımı sorguluyordum. Ya da daha doğrusu yaşadığımı sandığım hayatı...

Güçlerim yoktu. Güçlerimiz yoktu. Kaçırılma yoktu. Melekler ve şeytanlar yoktu. Jisung yoktu. Felix yoktu. Jeongin yoktu. Hyunjin yoktu...

Venom•° HyunHoTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon