°•16•°

427 48 48
                                    

Uzun zaman sonra ilk kez tam gününde bölüm yayınlıyorumm

Bölüm genel olarak binsung umarım yan shipe yer vermemden rahatsız olmuyorsunuzdur çünkü ben bu binsungu çok sevdimm hiç aklımda yokken birden kendi kendilerine ortaya çıktılar resmen

Minho:

Sabah olup uyandığımızda Hyunjin yataktan çıkmamak için itiraz etse de hatrı sayılır bir çaba sonucu sıkı kollarının arasından çıkmıştım. O da mecburen ayaklandığında aşağı indik. Diğerlerinin barışmamıza nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum bu yüzden istemsizce gerginleşen ruh halimi de engelleyemiyordum. Aşağı inerken ikimizde çekingen tavırlar sergiliyor istemsizce uzak duruyorduk birbirimizden. Farklı koltuklara sessizce oturduğumuzda hareketlerimizin tuhaflığını fark etmiş gibi herkes bizi izliyordu.

"Barıştığınızı biliyoruz." Jeongin'in sesiyle gözlerim kocaman açılırken istemsizce Hyunjin'e döndüm o da benden farklı sayılmazdı.

"Hatta dün sabah biliyorduk." Chan'ın sözleri beni daha da şaşırtırken bu şaşkınlığın yüzümden okunduğuna emindim.

"İyi de biz dün barışmamıştık ki. Nasıl oluyor bu?"

"Sence?" Yüzünde sinsi bir sırıtış olan Seungmin'in sesiyle ona döndüğümde nasıl olduğunu anlamam çok da uzun sürmemişti. Bizim hakkımızda bir vizyon görmüş olmalıydı. Yüz şeklim aydınlandığımı fazlasıyla belli ediyordu büyük ihtimalle.

"Seni küçük sinsi şeytan... Bana niye söylemedin?"

"Yalnız ben hâlâ anlamadım." Hyunjin'in gerçekten hiçbir şey anlamadığını belli eden şapşal suratına bakarken ona kısaca açıkladım.

"Seungmin belirsiz zamanlarda gelecekten vizyonlar görür demiştik ya... Bizim hakkımızda da görmüş ama biz dışında herkese söylemiş."

"Normalde kimseye söylemezdim çünkü insanlar bazen mutlak gerçeklerden kaçınmaya çalışırken aptalca hamleler yapıyor. Ama evdeki herkes çok gergin olduğu için onlara birazcık çıtlattım ama merak etmeyin dün gece az daha ayaküstü seviştiğinizi söylemedim kimseye."

"Çok sağ ol ya iyi ki söylememişsin..." Hyunjin'in tepkisi diğerlerini güldürürken ben utançla kızarmıştım.

"Sadece öpüştük abartmasana!"

"Boynun morarmış hyung, sinek mi ısırdı?" Jisung'a çatık kaşlarımla dönerken Hyunjin'in yüzündeki sırıtışı görmek iyiden iyiye sinirlendirmişti beni.

"Niye Jisung? Çok beğendiysen seni de ısırsın bir sinek." Changbin'in konuşmasıyla hepimiz şok olmuş gibi ona bakarken onun yüzünde gayet eğlenir bir sırıtış vardı. Normalde her şeye hazır cevap olan Jisung kocaman açılmış gözleri ve kızarmış yüzüyle bakakalmıştı. Şoku biraz olsun atlattığında boğazını temizleyip bakışlarını kaçırdı.

Ortam biraz daha dağılıp günlük konulara geçtiğinde Changbin'e diğerlerine çaktırmadan kaş göz işareti yapıyordum. Sonunda anlayıp ayaklandığında peşinden gittim. Şimdi ise mutfakta tek başımızaydık.

"Amacın ne senin hayırdır?"

"Ne amacı ya ne oldu ne yaptım ki?"

"Jisung'a yaptığın bir takım imalar diyorum Changbin. Ne var aranızda? Ne zamandan beri hayatında benden habersiz bu kadar büyük gelişmeler oluyor?"

"Off Minho... Ben de bir şey sandım. Şaka yaptım alt tarafı. Sincap kılıklıyla ne olacak aramda? Yok bir şey. Hem diyene bak milletle bilmem kaçıncı kez yiyiş ben bunu başkalarından duyayım!"

Venom•° HyunHoWhere stories live. Discover now