one house two enemy / minsung

three

Minho kolunu oğlanın beline doladığında, jisung sorar gözlerle ona bakmıştı.

Oğlan kolundan aniden çekilmesiyle dudaklarında hissettiği baskı ile gözlerini olabildiğince açmış, karşısında onu öpen oğlana bakmıştı.

Sanırım Lee minho asla akıllanmayacak yaramaz bir çocuk olmayı seviyordu..?

📎

Bu gün yaşanan olaydan sonra, oğlan minho'yla konuşmamış, her dediğine göz devirmişti.

Oğlan bir sonraki gün direkt olarak çok sevdiği(!) Kocası ile birlikte yeni evine geçeceği için kuzeni hyunjinde kalmayı tercih etmişti.

Kapı zilini çaldığında içeriden gelen kavga seslerini duymazdan gelerek kapının açılmasını bekledi oğlan.

Tabi jisung'un kapıyı, üstünde sadece havlu olan ve bağıra çağıra o şekilde evi terk eden bir kızın açmasını beklediği söylenemezdi.

"Kuzeeeen!?"

Hyunjin gördüğü bedenle drama moduna geçip kuzenine sıkıca sarıldığında, jisung nefes alamıyormuş gibi yapıp oğlanı ittirmeye çalışıyordu.

"Lan boğulucam hyun sakin ol"

Hyunjin geri çekilip kuzeninin yanaklarını sertçe yumurduktan sonra oğlanın içeri geçmesi için kapının kenarına geçmişti.

Hyunjin anne tarafından kuzeniydi. Teyzesinin oğluydu, jisung'un annesi daha o bebekken öldüğü için, jisung'a yıllarca bayan hwang bakmıştı.

Bayan hwang ise kocasından daha hyunjin altı aylıkken boşanmış, yirmi bir yıldır özgür ruhlu bir kadın olmayı başarmıştı.

Hyunjin tek başına villada yaşıyordu. Artık yetişkin olduğu için ayrı bir eve çıkmayı uygun görmüştü.

"O kız kimdi hyuncan?"

Jisung yine lakaplı bir şekilde konuşunca hyunjin kendini aniden yere atmış, ölme numaraları yapmaya başlamıştı.

"Ay ben fena oluyorum galiba"

"Onu bunu bırak ta..
Benim sana anlatmam gereken şeyler var"

Hyunjin jisung'un dediği şeyle yeniden dirilirken, oğlan bu haraket kahkaha atıp kendini koltuklardan birine fırlatmıştı.

"Ne anlatıcan sungcan"

"Şimdi hyuncan, kalp krizi geçirme ve beni dikkatli dinle tamam mı?"

"Duruma bağlı sungcan"

"Şimdi minho var ya hani"

"Hani senin şu düşmanın olan Lee minho mu?"

"Evet hyuncan o"

"Ee ne olmuş ona sungcan"

"Biz onunla evle..HYUNJİN LAN AMINA BAYILDIN MI"

Hyunjin aniden bayıldığında, jisung koşarak yere eğilmiş, kuzenini dürtmeye başlamıştı. Ama ne faydaa, hyunjin böyleydi.

"Eğer bayılman biterse bara gideriz, ayrıca ben ısmarlıyorum"

"Ay canım ne bayılması ya, sadece şuracıkta dalıvermişim. Uykum vardı da"

"Peki, hadi o zaman gidiyoruz, zaten bu gün özgürlüğümün son günü"

...

İkili gece saat iki gibi bara geldiğinde, görevliler baş selamı jisung'a özel bir masa vermişlerdi oğlanlara. Sonuçta koskoca han şirketinin oğluydu.

İkili gülüşürken, hyunjin'in gözlerinin birini bulmasıyla oraya odaklanması bir olmuştu.

"Jisung, minho"

"Ne"

"Minho diyorum, arkadaki masada. Yanında bir çocuk daha var"

Jisung arka masaya baktığında, minho'yla minho'nun kuzeni kim seungmin'in birlikte içtiklerini gördü.

"O yanındaki kim?"

"Kuzeni ya, seninle benim gibi"

"Jisung"

"Ne var ne"

"Çocuk çok güzel, bana ayarlasana"

"Ne, seungmin mi? Üzülme kuzen ama o sana bakmaz"

"Jisung ben o çocuğu istiyorum, kulun köpeğin olayım, ayağını yalayayim. Nolur bana Seungmin'i al"

"Diyelimki aldık, sen minho'nun, kuzenini sana kaptıracağını düşünüyor musun?"

"Minho'yu siktir et. Seungmin benim"

Jisung minho'yla göz göze gelmesiyle gözlerini kaçırmış, oğlana bakmayı red etmişti. Sonuçta bu gün kafa dağıtmaya gelmişti. Değil mi?

Oğlan garsonu çağırıp önüne otuz shot sipariş ettikten sonra, ona merakla bakan hyunjin'e döndü.

"Onbeş bana, onbeş sana. Bu gece sarhoş olmadan ve bir kızı götürmeden eve dönmek yok"

"Ama ben Seungmin'i götürmek-"

"Hyuncan kes sesini yoksa kötü şeyler olucak"

"Peki sungcan"

Oğlan on beş shotu tek tek kafasına dikerken bilincinin gitmesini umursamayıp daha çok içmeye devam etmişti..

Jisung yerinde baygınca otururken yanına gelen iki kızla sırıtmış, birini kucağına oturtup diğerini öpmeye başlamıştı.

Şuan aşırı rahattı. Tabi minho'nun ona attığı sert bakışları saymazsa.

Oğlan kızın kucağında zıplayıp sürtünmee başlamasıyla inlemiş, kızı kucağına alarak odalardan birine gitmek için yeltenirken, aniden sersemliyerek yere düşmesiyle gözleri kapanmıştı.

En son hatırladığı şey ise minho'nun onu rahat olan kollarına alıp, onun için bir kaç söz söylemesiydi.

"Güzelce dinlen bebeğim, seni seviyorum"

..

Yb için 9 vote

Ece kaçar 😽