one house two enemy / minsung

twenty three

Uzun zamandır yb atmıyorum, gerçekten özür dilerim. Aile sorunları ve dersler yüzünden oldu bunlar, bu sefer gerçekten geri döndüm. Bir önceki bölümü yeniden okuyup bu bölümü okumanızı öneririm. İyi okumalarrrrr

İkili yarın yaşanacaklardan habersizce uykuya dalmış, tüm sorunlarını unutarak gecenin tadını çıkarmıştı

📎

Jisung, sabah çalan telefonun sesiyle uyanmış, yavaşça telefonuna doğru yönelmişti.

"Efendim hyunjin?"

"Jisung..."

"Hyun? İyi misin? Sesin neden öyle geliyor?"

"Jisung! Ben nerede olduğumu bilmiyorum! Burası çok karanlık ayrıca çok ta soğuk! Telefonumun şarjı çok az! Lütfen bana yardım et"

Telefonun aniden kapanmasıyla oğlan, kuzenine bir şey olduğunu anlamış, hızla yanında mışıl mışıl uyuyan kocasını dürtmeye başlamıştı.

"Minho uyan! Minho!"

Büyük olan gözlerini aniden açmış, şaşkın ve uyku sersemi halinde gözüne aşırı güzel gelen eşine bakmıştı.

"Efendim guzelim? Neyin var?"

"Hyunjin aradı az önce, soğuk ve karanlık bir yerdeymiş. Neden oraya gittiğini bilmiyormuş, polisi mi arasak ki?"

"Muhtemelen telefon şakası falandır"

"Ama sesi gerçekten endişeli geliyordu.."

"Az sonra arayacağına eminimmm"

{...}

"Söyle bakalım hwang hyunjin? 2+2 kaç eder?"

"Lanet olsun Lee Felix! Hemen çöz beni yoksa gerçekten kötü şeyler olur! Gidip minho'ya ona ihanet ettiğini söylerim!"

"Bu haldeyken mi? Çok ta mümkün olduğunu sanmam hwang. Suscak mısın yoksa ben mi susturayım?
Ayrıca az sonra patron gelecek. Çeneni tutsan iyi olur"

"Seni çilli sürtük! Ne kadar istiyorsun! Bir milyon? Hayır. Üç milyon? Yeterli beni serbest bırak! Gidip sevgilin jeongin'e bu yaşananların hiçbirini anlatmamı istemiyorsan yap bunu"

İçeri giren patronuyla birlikte Felix baş izni alarak dışarı çıkmış, kapıyı kilitlemeyi unutmamıştı.

"Soobin? Tahmin etmeliydim. Benden ve kuzenimden ne istiyorsun? Açık konuş seni aptal"

"Oh, hwang. Kalbim kırılıyor"

Soobin dudaklarını büzdüğünde, hyunjin göz devirmiş ardından soobin'in yüzüne doğru tükürmüştü.

"Aman tanrım! İğrençsin!"

"Amacının ne olduğunu söyleyecek misin?"

"Amacım, sen ya da kuzenin hanji'nin mirasına el koymak. Bence bu kadar zenginlik size batıyor. Ya benimle evlenirsin. Ya da minho'yu öldürür. Jisungla evlenirim"

Hyunjin kaşlarını havaya kaldırmış bir şekilde, karşısındaki siyah saçlı gözlüklü adama bakmış, kara kara düşünmeye başlamıştı. Tam sevdiğine -yani seungmin'e- ulaşmışken, bunun başına gelmesi onu çok çaresiz hissettirmişti. Jisung'u da öne atamazdı. Çünkü kuzeninin minho'yu gerçekten sevdiğini biliyor, ikisini de ayırmak istemiyordu.

"Karar verebildin mi hwang?"

"Ben ikisini de red ediyorum."

"Peki öyleyse.."

Soobin cebinden çıkardığı silahı sandalyede bağlı olan oğlanın kafasına dayamış, tetiği ayarlamıştı.

"İyi geceler sür-"

"Tamam! Dur! Evlenicem seninle!"

"Mükemmel, Felix! İçeri gir ve belgeleri getir! Bu gerçekten eğlenceli olacak"

{...}

Jisung, şirketteki odasında otururken seungmin'i yanına çağırmış. Hyunjin'in onu aradığını, çaresizce yalvardığını anlatmıştı.

"Minho, hyunjin'in şaka yaptığını söylüyor, ama eğer şaka olsaydı çoktan yanımıza gelirdi değil mi?"

Seungmin sessizce kafasını sallamış, uzun zamandır sevdiğini bildiği halde soğuk yaptığı çocuğa karşı içinde büyük bir suçluluk hissi oluşmuştu.

İkilinin dikkati kapının çalınmasıyla birlikte, kapının olduğu yere yönelmişti.

"Gir"

"Efendim, bay hyunjin sizi ziyarete geldi. Kendi odasında sizi bekliyor"

Jisung şaşkın bir şekilde koşarcasına aşağı kata inmiş, kuzenin odasına doğru gidip kapıyı hızla açmıştı. Takı gördüğü manzaraya kadar...

...

KAOS AHAHHAHA

Yazarınız sizi cok ozledi guzellerim...

600 takipçi olmamıza son 20 kişi, destek olan herkese çok teşekkür ederim, hepiniz benim birtanelerimsiniz💖💖

Yb için; 90 vote😽

Ece kaçarrrr😻