twenty one

1.3K 192 251
                                    

Kapının çalınmasıyla birlikte, gözlüklü adam içeri 'gir' komutu vermiş, ardından içeri giren asistanıyla adamın bakışları kapıyı bulmuştu.

"İstediğim dosyalar hazır mı?"

"Evet efendim, gördüğünüz gibi burada ki çocuk lee jisung, yani eski soy adıyla han jisung"

"Peki çıkabilirsin"

Adam elindeki dosyayı incelerken, uzun zamandan sonra resmini gördüğü çocuğun fotoğraftaki gülüşüne bakıyordu.

"Han jisung.."

📎

Oğlan, gözlerini yavaşça aralarken kafasını yaslandığı çıplak göğüsten yavaşça çekmişti.

Küçük olan alttan bir şekilde büyük olana baktığında, onun düzenli nefes alış verişlerini yüzünde hissetmiş, gördüğü yüzle gülümsemesini yayarak yavaşça yataktan kalkmıştı.

Yerde olan kıyafetlerine bakakaldığında derin bir iç çekmiş, ardından yedek kıyafet bulabilme umuduyla kocasının çantasına bakmaya karar vermişti.

Çocuk, oğlanın çantasını karıştırmaya başladığında, eline gelen ilaç kutusuna benzer şeyi görmesiyle kaşlarını çatmış, ardından hemen kutudaki içerik kısmını okumaya başlamıştı.

"Ne"

Jisung'un gözü, okumaya başladığı şeyle daha çok açılırken, dün gece olanlardan minho'nun sorumlu olduğunu, ve oğlanın kendi yemeğine 'azdırıcı' attığını daha yeni fark ederken, büyük olan gözlerini aralamaya başlamış, elinde ilaç kutusuyla başında dikilen çocuğa bakmıştı.

"Sabahın köründe, ne oluyor Lee jisung? Neden başıma dikildin?"

"Minho"

Eşinin sesinin oldukça sert çıkmasıyla, oğlan kaşını havalandırmış, sonrasında çocuğun elindekini fark etmesiyle onu bir hışımla jisung'un elinden almıştı.

"Dün bu yüzden bu haldeydim değil mi? Benimle oyun mu oynadın minho? Ben sana gerçekten güvenmeye başlamışken hemde"

Minho, küçük olanın haklı olduğunu bildiği için sesini çıkaramamış, gözlerini öylece yere doğru dikmişti.

"Gidiyorum ben"

Jisung üstünü giyinirken büyük olan ayağa kalkmış, çocuğu durdurmak için önüne dikilmişti.

"Nereye?"

"Seni ilgilendireceğini düşünmüyorum minho"

"Farkındaysan sen benim eşimsin Lee jisung, yani artık bir Lee soyundansın. Bu da senin öyle her zaman kafana estiğin gibi hareket edemeyeceğin anlamına gelir"

"Şimdi de özgürlüğümü kısıtlamaya çalışıyorsun öyle mi?"

"Benim olan jisung. Benim kurallarıma uymak zorunda, eğer kaba bir eş olmamı istemiyorsan, çeneni kapa ve yaptıklarıma karışma"

"Sen gelip benim yemeğime azdırıcı atıyorsun ve şuan burda senin işine karışmamamı söylüyorsun minho. Sen kimsin? Bu benim eskiden tanıdığım kişi değil. Seni gerçekten anlıyamıyorum"

one house two enemy / minsungWhere stories live. Discover now