eight

1.7K 295 231
                                    

jisung ise yenilgiyi kabul edip, oğlana olan bakışını sürdürmüştü..

📎

Jisung gece uyuyamamanın verdiği hisle rahatsızca kıpırdandığında, sırtı dönük olarak uyuduğu daha doğrusu uyumaya çalıştığı oğlanı görmezden gelmeye çalışarak gözlerini kapamaya zorlamıştı.

"Jisung, kıpırdanmayı kes, uyuyamıyorum"

"O zaman git koltukta yat, zaten niye yan yana uyuyoruz ki"

Minho bıkkınca nefesini verip vücudunu oğlana dönük olacak şekilde çevirdiğinde, bacaklarını kendine çekip, büzülmüş bir adet jisung beklemiyordu.

Eşinin arkası ona dönüktü, yani onun yaptıklarını göremiyordu..

Jisung sırtını oğlana taraf çevirdiğinde, pencereden sızan ay ışığıyla birlikte onu izleyen iki çift gözle aniden bakışları buluşmuştu.

"Cidden niye her zaman seninle olmak zorundayım"

"Kader ortağıyız işte güzelim, kocacığına alışsan iyi edersin"

"Eğer bir daha bana gerçek eşler gibi davranırsan seni şu duvara çarparım Lee minho"

"Tamam sevgili kocacığım han, pardon Lee jisung"

Oğlan göz devirerek yan döndüğünde, minho çocuğun ona bakmayışını fırsat bilerek hafifçe yaklaşıp oğlanın saçındaki hoş lavanta kokusunu içine çekmişti.

Bu kokuya çocukluklarından beri bayılırdı oğlan, gerçi o jisung'un her zerresine kadar her şeyine bayılırdı.

Minho aniden gelen cesaretle kollarını sertçe oğlanın beline sarıp oğlanı kendine çektiğinde, jisung nedensizce yüzünün kızardığını hatta bu sarılmanın hoşuna gittiğini
hissetsede bozuntuya vermemiş, konuşmaya ve oğlanın kollarını itmeye başlamıştı;

"Bana temas etme! Heleki o iğrenç ellerini bir daha bana sürersen, çok kötü olur!"

"Bana bak, sen kendini 'baskın' falan sanıyorsun herhalde? Lee jisung ukeliğini bil"

Oğlan yeniden oğlanın beline kollarını sıkıca sardığında, çocuğun kasları çatılmış, konuşmaya devam etmişti;

"Hah! Ben mi ukeyim! Diyene bak!"

Minho oğlanın kulağına yaklaşıp, oğlanın tiki olduğunu bile bile nefesini vererek konuşmaya başlamıştı.

"Öyle mi..? Hadi ama senin küçük bir uke olduğunu herkes biliyor.."

Jisung, kollarıyla birlikte sarılan beli yüzünden kulağına dokunamıyor, huylandığını belli edercesine hareket ediyordu.

"Oh, küçük sungie rahatsız mı olmuş?"

Oğlan bu seferde sevdiği çocuğun kulağına üflediğinde, jisung çırpmaya başlamış, ağzını bıçak açmasına dahi izin vermemişti.

one house two enemy / minsungWhere stories live. Discover now