one house two enemy / minsung

nine

Jisung sıkıntıyla ofladığında, bu günün normalden daha uzun ve yorucu bir gün olacağını anlamıştı.

📎

Minho gardroba doğru gittiğinde, aniden üstündeki beyaz t-shirtü çıkarmış, altında sadece siyah bir şortla kalmıştı.

Jisung bu hareketle duraksamış, ardından oğlanın üst vücudunu incelemeye başlamıştı.

Oğlan minho'nun gerçekten yapılı olan vücudunu süzdüğünde, etkilenmeden edememişti. Açıkçası minho ona göre gayet hoş bir çocuktu, etkileyiciydi ve herkesin isteyeceği bir tipti. Ama jisung küçüklükten beri ondan nefret ettiği için bu gerçeği kabul etmek istemiyordu.

Kocası tam altını da indirecekken, gelen sesle birlikte sırıtmaya başlamıştı.

"Minho, gidip üstünü yandaki giyinme odasında giyinsen, hani senin iğrenç vücudunu görmek zorunda değilim ya"

Minho biraz daha doğrulup sırtını dikleştirdiğinde, şerefsiz gülümsesiyle önüne dönüp hala yatakta uzanan çocuğun önüne dikilmişti.

"Ne oldu? Çok mu etkilendin sung"

"Ne alakası var? Sırf evlendik diye bu gereksizce kullandığın tavırların beni sinir ediyor"

"Ben gayet normal davranıyorum"

"Sanki bana gerçekten aşıkmış gibi davranıyorsun? Dışardan gören biri bile bunu düşünür"

Minho şuanda boku yediğini en iyi şekilde anlamıştı. Eğer jisung ona aşık olduğunu öğrenirse, çoğu şeyin biteceğini biliyordu.

"Asıl sen bana aşık olmayasın? Sabah beni öpmek isterken hiç böyle düşünmüyordun sungiecik"

Oğlan iğneleyici bir şekilde konuştuğunda, jisung göz devirmiş, yatakta doğrularak oğlana arkasını dönmüştü.

Minho kazandığını anlayarak sesli bir şekilde gülmüş, ardından giyeceği kıyafeti alıp giyinme odasına girmişti.

Jisung bu günün normalden daha uzun olacağını düşünme konusunda gerçekten haklı olduğunu anlamıştı.

{...}

"Hadi jisung! Bir giyinemedin"

Minho aşağı kattan yukarıda giyinmeye çalışırken debelleşen jisung'a seslenmişti.

Oğlan sıkıntıyla ofladığında en sonunda beyaz gömleği giyebilmiş, üstüne de deri siyah ceketini alıp kombinini tamamlamıştı.

Odadan çıktığında, aşağı kata doğru gitmiş, salonda, tekli koltukla başını geriye atmış bir şekilde onu bekleyen minho'yu görmüştü.

"Hadi hazırım ben çıkalım"

Kocası eşini süzdünde, gözleri büyümüş, bakışlarını yüzüne çıkarmıştı.

"Bu kıyafetlerle gitmeyi düşünmüyorsun değil mi?"

"Ne varmış kıyafetlerimde, hem sanane seni ilgilendirmiyor"