1.BÖLÜM:YENİ EV

1K 72 70
                                    

Çok gergindim. Arabayı süren ellili yaşlarında ki adam ve yolcu koltuğuna oturmuş onun yaşlarındaki bir kadınla yolculuk ediyordum. Arka koltukta tek başıma, cam kenarına oturmuş tırnaklarımı kemiriyorum. Çoktan bir kaç parmağımın kenarı kanamıştı.

Adam ve kadın oldukça samimi ve kibardı lakin daha sonra değişmeyeceklerinin garantisi yoktu. Adam beni kimse yokken taciz edebilir, kadınsa psikolojik şiddet uygulayabilidi.

Kimse bana bunların olmayacağının garantisini veremezdi.

Sevgiye o kadar açtım ki onca riske ve içimde barındırdığım şüpheye rağmen onaları kabul etmiştim.

Sonuçta on sekizime girmeme şunun şurasında ne kalmıştı ki?

İç sesim beni telkin ediyordu. Bunu duyuyordum.

Sakin ol, sadece bir yıl. Kötü bir şey olmayacak. Belki sana güzel bir aile olurlar?

Haklıydı. Belki de olurlardı.

"Geldik kızım, inebilirsin." dedi, Selçuk bey. Oldukça yakışıklı bir adamdı.

Eşi Kader hanım ile aynı anda arabadan inmiştik.

Selçuk bey, anahtarı yanına gelen takım elbiseli adama verdi.

Buna şaşırmamıştım. Sonuçta Porsche'ye binen bir adamdan daha azı beklenemezdi.

Gözlerim evi bulduğunda iç sesim, yani Aslı, okkalı bir küfür savurdu.

Siktir lan! Bu da ne? Bu nasıl ev?

ona ev deme Aslı. Hakaret ediyorsun.

Ağzım bir karış açılmıştı. Evin kocaman bir bahçesi vardı. Ortasında kocaman  bir  havuzu vardı.

Garaj tarafında ise markalarını bilmediğim onlarca spor araba vardı.

Şaka galiba

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şaka galiba. Ananı avradını bu ne lan! Bu kadar parayı nereden bulmuşlar?

Mafya felan olmasınlar bunlar? Yoksa imkanı yok bu kadar paraları olamaz.

Kadar hanım, benim dehşete düşmüş halimi fark etmiş olacak ki yanıma varıp elini omzuma koydu.

"Yaman'lar malikanesine hoş geldin, kızım. " derince yutkundum.

Bana deminden beri kızım demelerine mi şaşırsam yoksa bu kadar zengin olmalarına mı, bilemedim.

Süheyla, bunlar bildiğin dünyadaki tüm fakirlerin hakkını çalmış. Tüm parayı gasp etmiş. Bu ne?

Sen sus bir aslı. Konu bu değil. Bunu sonra konuşuruz.

İyi be tamam, bir şey demedim.

Kadın beni hafifçe iteleyip içeri yönlendirdi. Arıza çıkarmadan onu takip ettim.

Kendimi buraya ait gibi hissetmiyordum. Bu kadar lüks benim gibi kenar mahalle kızına çoktu. Ömrünü, yetimhane ile Bağcılar'ın izbe sokaklarında geçirmiş biri olarak kendimi burada fazlalık gibi hissediyordum.

Titrek adımlarım sonunda eve girdi. Bizi kocaman bir giriş karşıladı. Tavanda büyükce bir avize vardı. Yerlerde halı yoktu. Ayakkabılarınızı çıkarmamıştık.

Etrafı görgüsüz gibi incelememeye çalıştım. Başım dik olsada gözlerim utançla yere bakıyordu. Buraya ait değildim. İnsanlar beni hor görecekti.

Benim bu fakir ve ucuz hayatımla dalga geçeceklerdi.

Saat sabahın sekizi olduğundan evde kimse yoktu. Selçuk bey bana bahsetmişti, kalabalık bir ailemiz varmış. İki abim bir ikizim ve bir kardeşim varmış.

Abilerim olarak tanıttığı kişiler, bu saatlerde çalışıyordu muhtemelen.

İkizim ve kardeşim olanlar ise büyük bir olasılıkla okuldaydı.

Selçuk bey bana salona vardığımızda bana dönerek, "henüz evde kimse yok. Akşam tanışırsın abilerinle. Açsan bir şeyler hazırlatalım. "

Başımı iki yana salladım. "Yok hayır. Rica etsem dinlenebilir miyim? Bana kalacağım yeri gösterir misiniz?" sesim oldukça kısık çıkmıştı.

Selçuk bey başını salladı. "Tabii. kader, canım odasını gösterir misin? "

Kader hanım neşe ile şakıdı. "Tabi hayatım. Gösteririm kızımıza. " sonra bana döndü. "Beni takip etmek güzel kızım. Sana odanı göstereyim. " başımı usulca salladım.

Beni, yeni fark ettiğim asansöre götürdü. İki kat yukarı çıktıktan sonra bir kaç koridor yürüdük. Evin içi, aynı dışarısı gibi fazlasıyla lükstü.

Beyaz kapılı odaya vardığımızda beni hoş bir aitlik hissi sardı. Bir duvarı boydan boya camdı. Mobilyalar beyaz ve siyahtan oluşuyordu. Aynı beni anlatıyor gibi hissettim. Sanki oda bir şiirdi de içimi döküyordu.

Kader hanım beni rahatsız etmemek için çıktığında yatağın üstündeki valizi fark ettim. Bu sabah onu büyük bir korkuyla doldurmuştum.

İçinde bir kaç parça eski kıyafet vardı. Onun dışında içi poster ve kitaplar ile doluydu.

Üzerimdeki kıyafeti değiştirsem iyi olurdu.

Valizimden siyah bir tayt ve üzerine beyaz bir t-shirt aldım. Havalar sıcaktı. Aylardan eylüldü ve okul yeni açılmıştı. Ben 12. sınıfa yeni geçmiştim.

Valizimden çıkardığım bir kitabı aldım. Şiir kitabıydı.

Bir süre sonra okumak yerine düşüncelere öyle dalmıştım ki uykuya kucak açıp onu bağrıma bastığımı fark etmemiştim...

SÜHEYLA (ABİLERİM) Where stories live. Discover now