13. BÖLÜM: KESİLMEYEN SESLER

252 20 15
                                    

Bölüm şarkısı:
Sagopa-ben senden vaz geçtim

"Uykularımı, kendimin kaçırdığının bilincinde bile değildim. Suçu hep mutsuz olan küçük kıza attım. Hayır, o gerçekten küçük değildi. O hep küçük kalmıştı. "

-Süheyla Aslı Yaman

İçinizdeki büyümeyi unutmuş küçük kız çocuklarının saçlarının okşanmasına dileğiyle...

‧͙⁺˚*・༓☾ 𝑆𝑈̈𝐻𝐸𝑌𝐿𝐴 ☽༓・*˚⁺‧͙
𝐼̇𝓎𝒾 𝑜𝓀𝓊𝓂𝒶𝓁𝒶𝓇, 𝒷𝓊̈𝓎𝓊̈𝓂𝑒𝓎𝒾 𝓊𝓃𝓊𝓉𝓂𝓊𝓈̧ 𝑔𝓊̈𝓏𝑒𝓁 𝒸̧𝑜𝒸𝓊𝓀𝓁𝒶𝓇...

Gecenin derin karanlığı tüm gökyüzünü elegeçirmişti. Evsizler, ellerinde son paralarını harcadığı rakı şişesini, tutmuş avarelik yapıyordu.

Zalimin kuvvetinden sonra mazlumun çığlıkları, intikama, intikam kôr bir aleve dönüşüyordu.

Ateş, tüm dünyayı etkisine almış, herkesi gizliden kişiye kavuruyor, yaptığı kötülükleri burunlardan fitil fitil getiriyordu.

Süheyla veya onun inandığı diğer parçası Aslı, sigara ihtiyacıyla tutuşuyordu.

Günlerden cumartesiydi, verilecek davete sadece on üç saat kalmıştı.

Aslı ise Süheyla'nın şarkı mırıldanmasımdan dolayı uyuyamıyordu.

"Ben bir ayyaşım, sekiz çizer ayaklarım... "

En son dayanamayarak, sesinin desineline aldırmadan "kes sesini! " diye bağırdı.

Çıkan yüksek sesten dolayı irkilerek elini ağzına kapattı.

"Sikeyim, " diye küfür etti.

Bir süre ses çıkarmadan sessizliğin ıslığını dinledi, uyanan olmuş mu diye. Ses gelmeyince derin bir nefes aldı.

Neyseki kimse uyanmamıştı.

Bu gece sinirleri fena halde bozulmuştu. İğrenç bir kabus görmüş, bu da yetmezmiş gibi Süheyla ile yer değiştirmek zorunda kalmıştı. Ne zaman korksa bu oluyordu.

Zaten yatım kalan uykusu Süheyla'nın hüzünlü şarkıları ile boka sarmıştı.

Bu sefer fısıldayarak kızdı, Süheyla'ya "kes senini, kes! Yeter artık. Ağlama! " ah, tabii bir de ağlıyor, acı acı inliyordu.

Tabii bunu ondan başka kimse duyamıyordu... Hep böyle olmuştu zaten.

"Annem ne zaman gelecek? " diye bağırdı, eski anılarını tekrarlayarak. Küçük Süheyla, bunu her zaman yetimhane görevlilerine sorardı.

"Korkunç, canavarlar çok. Canavar çok. Anne yok, baba yok. İstemiyorlar seni! "

"Kes sesini, lütfen," diye yalcardı Aslı mırıldanarak. "Buradalar ya, istiyorlarmış bizi. "

"Bir küçücük, aslancık varmış. "

Bağıtmamaya dikkat ederek ellerini kafasına vurdu. "Sus! Sus! Sus! Sus! "

"Çöllerde ko ko koşar, oynarmış. " tüm parmakları saçlarını birer halat gibi sıkı sıkıya kavradı.

"Kes sesini! Sus! Lütfen, Allah aşkına sus! "

Aklına zehirli bir fikir düştü. "Saçlarını keserim sus! " sesler kesildi.

Süheyla saçlarını çok severdi. Aslı'nın onu bu şekilde tehdit etmesi onu bir hayli kırmıştı.

Aslı bu sessizliği hissedince hastalıklı bir şekilde gülümsedi. "Nihayet, " diyerek yataktan doğruldu. Ciddi manada sigaraya ihtiyacı vardı.

Terliklerini es geçerek yataktan indi. Sesler kesilmişti kesilmesine ama şimdi ağlama sesleri dinmiyordu.

Derin bir nefes aldı. Onu susması için uyanmaktan vaz geçti. Bu gece, çok kötü bir geceydi.

Sigarayı nereden bulabileceğini düşündü. Market olmazdı. Marketler açık değildi. Bu saatte açık bir tekel bayi bulabilecek olsa bile korumaları anlatmayabilirdi.

Aileden birinin içip içmediğini düşdü. Babası Selçuk bey, içiyordu. Yapması gereken tek şey bugün kullanfığı ceketin cebinden sigara paketini almalıydı.

"Yapma, " dedi Süheyla. "İçme onu. Bana ve kendine zarar verme. "

Aslı onu dinlemedi. Bu gece zaten yeterince onu dinlemişti.

Odadan çıktı. Merdivenleri sükunet içinde indi. Mermer taşlarının soğukluğu vücudunu bir ilmek gibi işlerken yüzü son derece ifadesizdi.

Yapma! Yaptığın çok kötü bir şey! diye haykırdı Süheyla, ve yine onu kendisinden başka kimse duymadı.

"Yapacağım, yeter, sus artık. "

Soğuk, çıplak ayaklarının altını yakarken, Aslı sonunda anne ve babasının odasını bulmuştu. Kapıları hafif aralıydı ve sıratları karanlık Holden bile seçiliyordu.

Tam içeriye girecekken biraz ilerisinde birinin varlığını hissetti. Kafası hızla oraya döndü. Mavi gözleri, tıkır tıkır etrafı tararken birine rastlamadı.

Yanlış hissettim belki de, diye düşündü.

Sonunda odanın içerisine girebildi. Narin adımlarla garsonun önünden geçerken yıpranmış suretini gördü. Bu görüntüye pek de şaşırmadı, sonuçta gece boyu uykusuz ve bunalmış bir durumdaydı.

Odada bugün giyilen çekerek benzer hiç bir şey bulamadı. Belki kirlidedir diye düşünerek ebe beyin banyosunu aradı. İlk açtığı kapı giyinme odasıydı, bu yüzden orayı hemen es geçti. Diğer kapıya vardığında banyoyu bulmuştu.

Banyo kapısının arkasında kalan kirli sepetinin, üstünde bir ceket vardı. Bu aradığı ceketti. Annesinin, ceketin ceplerini boşaltmamasını umarak, ilk gördüğü cebe elini soktu.

Bunda yoktu. İç cebine baktı. İşte! Bulmuştu.

Çakmakla beraber tüm paketi aldı.

İçerisinden bir sigara seçip paketi bırakacakken; bundan vazgeçip tüm paketi aldı.

Babasının fark edeceğini sanmıyordu.

Derin bir nefes verip oradan ayrılacakken banyonun kapısını aralandı.

"Süheyla? "

SÜHEYLA (ABİLERİM) Where stories live. Discover now