(Düzgün aile kitabı)
yetimhanede bin bir zorluk ile büyüyen Süheyla kendini büyük bir hortumun içinde bulur. Bu hortum onu hırpalamaktan çekinmeden sağa-sola savurur. Tam on yedi yıl sonra hayatına çat kapı girmiş bu kalabalık aile ona gerçek ebebe...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Süheyla saç modeli
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Süheyla kıyafet
...
Bölüm şarkısı: ozbi- hadi gittik Berkay Altunyay- olmazlara inat
"Kardeş sadece altı harf değildi. Diğer yarınızdı. En büyük cimriliğiniz ve en büyük cömertliğinizdi. Ben ona sırlarımı verecek kadar cömert, o sırlarımı kimseyle paylaşmayacak kadar cimriydi..."
- SÜHEYLA ASLI YAMAN
Hayatınızda sadece çok cimri ve çok cömert insanlar barındırmanız dileğiyle...
İyi okumalar, gönlümü saran kanatlarım.
Süheyla kendini güvende hissetti. Aslı'nın bugünlük işi bitmişti.
Aslı ile yer değiştirdi.
Süheyla gözlerini kırpıştırdı. "Sana güvenebilir miyim? "
Genç kız ufakça gülümsedi. Her ne kadar çekinsede sarılmaktan geri durmadı. Alper ikizinin sırtını ovuşturdu. İşin tatlıya bağlanması her ne kadar onu rahatlatsada, ikizi için endişelenmeden de edemiyordu.
...
Üzerimdeki kıyafeti beğeni ile süzdüm. Taş gibi olmuştum he!
Üzerimde her ne kadar yabancısı olsamda güzel durmuştu. Öyle ki özgüvenim bile yükselmişti.
Her ne kadar Aslı ile elbise seçimi konusunda zıtlaşsakta onu bir şekilde ikna edebilmiştim.
Aynadan kendime göz kırpıp aşşağı inmek için asansöre yöneldim. Ayağımdaki ayakkabıkardan dolayı düşmemek için üstün bir çaba sarf ederken asansöre bindim.
Tam kapı kapanmak üzereyken içeri biri girdi.
Alper...
O olaydan sonra bir şey konuşmadan odalarımıza dağılmıştık.
Gerçi konuşulması gereken her şey konuşulmuştu ya, orası ayrı...
Göz göze geldiğimizde zoraki bir şekilde tebessüm etti. Üzerimi dikkatle süzüp "iyi görünüyorsun. " dedi.
Ona tebessüm ederek karşılık verdim. Çok iyi bir insandı. Uzun bir zamandır tanımsamda, benim bu büyük sırrımı bir mücevher gibi muhafaza etmek için yemin etmişti.
"Güzel görünüyorsun."
Ben de onu baştan aşşağı süzdüm. "Sen de öyle."
Ukala bir şekilde güldü. "Her zamanki halim."
Ağzımda bir kaç kelimeyi top gibi yuvarlayıp ona allayla gülerek karşılık verdim.
En nihayetinde aşşağı kata vardığımızda evin tüm ahâli üyeleri oradaydı.
Hepsi şık ve bir o kadadar da zarifti.
Selçuk bey tüm ihtişamı ile yanıma geldi. "Kızım, ne kadar da güzel görünüyorsun!"
Yanaklarım bu iltifatlar karşısında kızardı. Ellerim gerginlikle etek uçlarımı buldu.
"Teşekkür ederim Selçuk bey. Siz de oldukça şıksınız."
Gözlerindeki o güzel patıltıyla genişçe gülümsedi. "Teşekkür ederim çiçeğim." Söylediği tatlı lakap vasıtası ile gözlerim kısılana kadar gülümsedim.
En nihayetinde arabalara dağıldığımızda bulunduğum arabayı süren kişi Selçuk beydi. Yusuf ve Alper'in hayatı bana bağlı olduğundan (!) onlar da bu araçtaydı. Kader hanım ise oğullarını, onun değişi ile oğluşlarını, yalnız bırakmayıp onlarla başka bir arabaya binmişti.
En önde oturan Alper arkaya döndü. Yusuf'un beni kolları arasına almış bir şekilde oturduğunu görünce surat astı. "Böyle yaşanır mı lan Yusufi? Gökte don gibi. Bıraksana kızı. " Yusuf hiç oralı olmadı. "Sen kendine bak bir kere, elinde olsa kendini ablama dikeceksin. "
Alper ona nah işareti yaparak "kes sesini götten bacak, " dedi. Yusuf bu söylemlerin Karşılığını verecekken Selçuk beyin sınırlı sesi tüm arabayı tavaf etti. "Rahat durun. Alper sen de ağzını topla. Bir daha bu tarz kelimeler duymayacağım! " Alper babasını geçiştirmek ister gibi "tamam baba, " diye mırıldandı. Yusuf ve ben ise çoktan yerimize sinmiştik. Bir kaç dakika iyi aile çocuğu pozları kesditikten sonra hepiz eski halimize dönerek saçma sapan bir şarkı açtık.
"Baş gaza aşkım bas gaza! " Alper tabiri caizse bok gibi olan sesiyle şarkıyı söyledi. Yusuf ise aralarındaki rekabeti hatırlatmak ister gibi daha yüksek bir sesle devam etti. "Kim tutar seni bas gaza! "
Yusuf, elini mikrofon tutarmış gibi yapıp bana uzattığı sıra da Selçuk bey kendini camdan atacak gibiydi. Onun bu komik hali beni neşelendirdiğinden dolayı ben de onlara katıldım.
"Yollar senin hiç durma! " hepimiz sıradaki yeri beraber söyledik. "Hadi uçur beni buradan! "
Bunun sonrasında Selçuk bey daha fazla dayanamamış olacak ki radyoyu kapattı. Yusuf bunu fark etmedi. Cırtlak sesi ile devam etti. Kendi sesinden başka bir ses duymadığını fark ettiğinde her şey için çok geçti. Sesi kulaklarımızı delmişti.
Alper'le göz göze geldiğimizde kahkahamızı tutamadık.
Yusuf, Alper'in kafasına bir dille çaktı. Yanakları utançla kızardı. Bu hayatımda yaşadığım en komik anlardan biriydi. Çok büyük zort olmuştu.
En sonunda küçük Yusufi "ama baba ya! " diyerek sızlandı.
Keşke bu anı kayda alabilseydik. "Ya abla sen de gülmeyi bırak artık! " elimi karnıma koyarak nefeslenmeye çalıştım. Tam rahatlamıştım ki Alper ile tekrar göz göze geldik. Nedenini bilmediğimiz bir şekilde tekrar gülmeye başlarken Yusuf sinir kırizi geçirecek gibiydi. Oğlunun bu halini gören Selçuk bey ona acıyarak, "tamam gülmeyin, o kadar da komik değildi, " dedi.
Zorla da olsa gülmeyi kestiğimizde Yusuf'a döndüm. Kollarını birbirine bağlamış, gözleri ile etrafa bakıp 'hepinizden nefret ediyorum, canınız cehenneme! ' diyordu.
Bir süre daha yola sessizce devam ettik.
"Hadi çocuklar, geldik inin artık. " Selçuk beyin sesi ile arabadan indik.
...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yeni kapak nasıl?
Valter'ın modelini değiştirme kararı aldım. Bence bu çok daha yakışıklı.
