⁴¹

251 33 49
                                    

Oturduğum yerden kalkarken “Benimle alay mı ediyorsunuz ?” diye bağırdım “ Sizi daha önce görmediğimi en başından söylemiştim.” ama şimdi karşıma geçmiş bana neyden bahsediyordu?

“Lütfen yerine geri oturur musun? Ayırıca sinirlenmene gerek yok sadece konuşuyoruz .Ama eğer kendini iyi hissetmiyorsan Sevgi sana odana kadar eşlik edebilir.”

Ellerim saçlarımı bulurken onları çekiştirmeye başladım. Çünkü gerçekten artık buna katlanamıyordum. Geldiğim nokta gerçekten benim için fazlaydı. Çok fazlaydı. Bilim adamları bir araştırma yapmalı ve benim aslında bir deli olduğumu bana kanıtlamalıydı ya da bana o ilaçları verip her şeyi unutmamı sağlamaları gerekiyordu.  Bu yolun sonu kafayı kaçırdığı için kendini öldürmek isteyen bir benle bitmemeliydi.

“Beni delirtemeye mi çalışıyorsunuz?” artık aklım almıyordu. Zaten yaşadığım şeyler yeterince karmaşık değilmiş gibi bir de söyledikleriyle kafamı daha fazla karıştırıyorlardı. Dayanacak gibi hissetmiyordum. Kafamdan geçen düşüncelre bile hakim olamıyorken onlarınkini tolere decek gücü bulamıyordum kendimde. Uzaktan bakınca bile yeterince yorucu gelmiyor muydu?

“Saki ol .” dedi oturduğu yerden kalkarak.

“Dinlemek istemiyorum . DİNLEMEK İSTEMİYORUM! “ bıkmıştım artık bu karmaşadan her şey bitsin istiyordum. Ölmekse Ölmek bitsin istiyordum. Gözlerimi açtığımda yeniden evimde uyanmak istiyordum.

“Tamam tamam .” diyordu uzlaşmacı bir şekilde “İstediğin gibi susuyorum. Ama sende saçlarını çekiştirmeyi bırak.”odanın kapısı açılırken Sevgi'nin içeri girdiğini gördüm ama doktur bir elini kaldırıp ona olması gerektiği yerde durmasını işaret etti. "Sorun yok.” Dedi beni buna inandırmaya çalışarak. "Farah bugünlük bu kadar yeterli olduğunu düşünüyormuş. Bizde konuşmayı bitirdik öyle değil mi Farah?”

“Sırf söylediğinizi yapmam için ne kadar da güzel yalan söylüyorsunuz." sakinleşmek istemiyordum çünkü benim aklım almıyordu. Aklım . almıyordu. Ama beni dinleyen tek bir kimse bile yoktu. Az önce beni dinlediğini düşündüğüm doktor bile benim kafa buluyordu. Gözlerinin önünde yok olup gidiyordum ve onlar sadece seyirci olmayı tercih ediyorlardı.

“Yalan söylemiyorum.”

“Doğru.” Dedim güler gibi bir ses çıkararak“Ben yalan söylüyorum çünkü." Bana bakıyorlardı çünkü akıl hastası birisi için bile fazla kafa karıştırıcı konuşuyor olmalıydım. "Öyle değil mi hepiniz öyle düşünmüyor musunuz?”

“Haksızlık ediyorsunuz bize Farah.” Dedi yerinden kımıldamayan doktur. Beni korkutmamak için çabalıyordu. Ama daha fazla korkabileceğimden emin değildim. “Buradaki hiç kimse seni yargılamıyor. Tek yapmaya çalıştımız seni anlamaya çalışmak. Kimse sana deli demiyor. Bunu kendin kendine söylüyorsun. Bizim tek yaptığımız ne yaşadığını anlamaya çalışmak. “

Birde masum masum konuşması yok muydu. “Bunu beni buraya kapatarak mı yapıyorsunuz?”

“Seni buraya ailenin getirdiğini unutma Farah .” dedi bu kez.

“Sana onları tanımadığımı bile söyledim.” Ama yine aynı oyuna gelmiştim çünkü doktor beni oyalarken Sevgi dibime kadar gelmiş özür dilermiş gibi bakarken sakinleştirici iğneyi koluma saplamıştı. Ve her ne olduysa tam olarak o anda olmuştu.

ÇOKLU OLASILIK Where stories live. Discover now