24

305 47 4
                                    


30 da final yapmayı düşünüyorum demiştim ama nasıl bir final yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok.

Neysee iyi okumalar <3

-😺🐿️




Hoseok

Tüm gece uyumamıştı. Gözü sadece saatlerdir olduğu gibi kapıya bakıyordu. Hiç mi merak etmemişti? Ne yapıyor diye. Bir açıklama yapmasına bile izin vermemişti. Güzel bir rüyadan uyanmış gibi hissediyordu.

Dışarısı aydınlanmaya başlamıştı bile. Okula gitmemeye karar vermişti. Eğer o iğrenç bakışların arasına girerse kötü şeyler olacaktı. Sonu karakolda bitecekti.

Biranlık aklına gelen şey ile yüzüne bir sırıtış yerleştirip güçlükle yerden kalktı. Saniyelik dengesi bozulsa da umursamadan adımlarını mutfağa yönlendirdi.

Acaba kendisine zarar verse yoongi geri döner miydi? Sağlıklı düşünemiyordu. Kafası allak pullak olmuştu. Düşünceleri birbirine karışıyordu. Mutfağa girdi. Tezgaha ilerleyerek bir bıçak aldı eline.

Parmağını hafifçe keskin tarafa sürttüğünde bile keskin bir acı hissetmişti. Hayatında hiç bir kötü anında kendisine kötü birşey yapmayı düşünmemişti. Ama bu olay yüzünden sadece saatler geçmesine rağmen yorulmuştu ve bu onu kendisine zarar vermeye itiyordu.

Kapının aniden açılması ile irkilmişti. Bıçak yere düşerken parmağında daha keskin bir acı bırakırken anlamıştı parmağını kestiğini.
Mutfağa aniden giren dong ile bakışlarını o tarafa yönlendirdi.

Dong yere düşmüş olan bıçağa şaşkın bir ifadeyle bakarken kesik bir nefes vererek hoseok'a yaklaştı "hoseok bey." Endişeli ses tonuyla konuştuğunda hoseok yine ifadesiz bir şekilde bakmıştı. Dong elini bıçağa götürüp hızla yerden kaldırmış ve tezgaha koymuştu.

Hoseok'un kesik parmağını bulmuştu bakışları. Aklına kendine birşey yapmaya çalıştığı gelmişti. Derin bir nefes vermiş ve "yetişmişim sanırım. Kendinize birşey mi yapacaktınız yoksa? Bay min çok üzülür. İyiki yapmamışsınız." Demişti

Hoseok çok sevdiği adamın ismini duyduğunda burnunun sızladığını hissetti. Titrek sesi ile dong'a doğru konuştu "üzülmez ki. Sevmiyor beni. Nefret ediyordur benden."

Dong ne diyeceğini bilemez bir şekilde bakmıştı hoseok'a. Yoongi'nin söylemiyle değil merak ettiği için buradaydı. O da ulaşamıyordu yoongi'ye. Yoongi'nin de hoseok'tan farksız olduğuna emin di. 6 yıldır onun yanında çalışıyordu. Fazlasıyla tanıyordu onu.

...

Hoseok yalnız kalmak istediğini söyleyip dong'u evden yolladığı günün üzerinden tam 4 gün geçmişti. 4 gündür hiçbir ses seda yoktu. Hoseok çökmüş bir durumdaydı. Yemek bile yemiyordu. Arada sırada uyuyor ve kötü bir kabus olmasını diliyordu.

Ama uyandığında ise geçen günlerin kabuslardan daha beter olduğuna inandırıyordu kendisini. Her yerde yoongi'nin kokusunu hissediyordu. Odalarına bir kere bile adım atmamıştı. Orası onu daha kötü yapacaktı emindi.

Arkadaşları sürekli yanına geliyordu. Özellikle jin yemek yemesi için onun çok fazla üstüne gidiyordu. Hoseok her gelişlerinde sadece ifadesizce bekliyordu. Gülmüyordu bile. Arkadaşları da onun gülümsemesini fazlasıyla özlemişlerdi.

Donuk ifadelerini oda da gezdirirken
İçinde hala bir ağlama isteği vardı. Cebinde titreyen telefonu onun irkmesini sağlarken artık yoongi'nin arayabileceği umudu bile yoktu içinde. Telefonu alıp aramayı onaylamıştı.

writer[SOPE]Where stories live. Discover now