12. 👑

5.1K 802 504
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.

Artık okullar açıldığı için düzenli bölüm atamayacağım gibi görünüyor yine de elimden geleni yapacağımmm siz de oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin pls

"Dur." dedi omega. "Yalvarırım, dur." Ağzından çıkan her bir sözcükte dudakları prensin dudaklarına ufak ufak dokunuyor, içinde bir yerlerde tüm vücuduna elektrik çarpmış hissi uyandırıyordu.

"İstemiyorsam?" Prens, etkileyici sesiyle fısıldadı. Kurdu bu alıştığı omegayı yanında istiyordu. Sürekli ona dokunmak, öpmek geliyordu içinden. Fazla belli etmese de zevklerine düşkün olduğu için de nasıl isterse öyle davranmak istiyordu.

Sıcak nefesi omeganın titrek nefeslerine karışırken belindeki tutuşu sıkılaştı. Bunun üzerine Jisung çenesini hafifçe kaldırıp dudaklarının birbirine sürtünmesine sebep oldu. "O halde üzgünüm, haddimi birazcık daha aşacağım." Minho'nun dudaklarına doğru konuştuktan sonra elindeki kitapların yeri boylaması bir oldu. Ellerini prensin boynu ve çenesi arasında bir yere yerleştirip parmak uçlarına yükselerek dudaklarını birleştirdi. Prens Minho bunu bekliyormuş gibi anında diğer kolunu da omeganın beline sararak onu iyice kendine yasladı.

Omeganın arzulu feromonları prensin etrafını sardığında Minho da ona karşılık olarak kendi feromonlarını serbest bıraktı. Jisung, bu kokuyu ilk defa bu kadar güçlü almanın hazzıyla hafifçe geri çekildi ve alfanın kokusunu solumak için derin bir nefes aldı. Ne var ki prens, onun nefesini yavaş yavaş geri vermesine izin vermeyerek tekrar eğildi dudaklarına. Omeganın ağzını aralamasıyla ıslak dilini onun dudakları arasında gezdirdi. Jisung'un ağzından kaçan ufak mırıltılar Minho'ya dünyanın en güzel şarkısıymış gibi gelirken sertçe omeganın diline çarpıp öpücüğü derinleştirdi.

Jisung daha sıkı tutundu Minho'nun boynuna. Onun hızına yetişmek istercesine dilini Minho'nun ağzındaki diline sürtmeye çalışıyordu. Kaşları çatılmıştı, ciğerleri ona baskı kursa da ufak ufak aldığı nefesleriyle yetinmeye çalışıyordu. Alfanın güçlü kolları belini tamamen kavradığında ikisi de çoktan birbirlerini işaretlemişlerdi. Kalp atışları yarışacak derecede hızlanırken ıslak öpüşme sesleri sessiz kütüphanede duyulan bir senfoni yarattı.

Minho'nun dolgun dudakları arasında ezilen kendi dudakları acımaya başladığında yavaşça geri çekildi omega. Bununla birlikte hızlı hızlı aldıkları nefesler birbirine karıştı. Prensin sıcak nefesi kendisinin ıslak dudaklarına çarparak tüm vücudunu titretmişti. Ne yaptığının gayet farkındaydı ne var ki ikisinin de umrunda gibi gözükmüyordu. Gözlerini hafifçe aralayıp alfanın şehvet dolu bakışlarını yakaladı.

Prensin boynundaki elleri gevşediğinde Minho da onun sıkıca kavradığı ince belini bıraktı. İkisi de sessizliklerini korurlarken kütüphanenin kapısının açılırken çıkardığı rahatsız edici ses kulaklarını doldurdu. Bununla birlikte Jisung dudaklarını birbirine bastırmış, bir adım geri giderek kafasıyla prense selam verdikten sonra hızlı adımlarla ayrılmıştı yanından.

Minho, elini hemen önündeki kitaplığa koyup gözlerini kapatarak derin bir nefes verdi. Dudaklarını yalayıp gözlerini tekrar açtığında yerdeki kitaplar dikkatini çekmişti. Eğilip onları aldıktan sonra o sırada yanına gelen askere döndü. "Majesteleri." dedi Hyunjin eğilerek. "Kilise başkanının talep ettiği toplantı başlamak üzere."

Prens tamamen unuttuğu bu detayın yeniden aklına gelmesiyle duruşunu dikleştirdi. Kuzey bölgesi sorununu çözdüğü gibi şimdi bir de kilisede çıkan karışıklığı gidermesi gerekiyordu. Başpapazın verdiği fetva, ortodoksların rahatsız oldukları birkaç madde içeriyordu. Bu da ülkede kaçınılmaz bir gerginlik doğurmuştu. "Toplantıyı yarım saat kadar ertele." dedi Minho kütüphanenin çıkışına doğru yürürken. Buram buram Yasemin çiçeği kokuyordu, ona pek gelmese de kendi feromonlarının da üzerinde olduğuna emindi. Hyunjin onu onaylayıp yürümeye başladı. Prensin ise birkaç adım attığı sırada sol taraftaki koltukların dibindeki ayakkabılar dikkatini çekti. Omeganın kahverengi çoraplarını hatırlayıp yüzünü kaplayan gülüşü engellemeye çalıştı. Kısmen başarılı olmasıyla adımlarının yönünü o tarafa çevirdi ve elindeki kitapları ayakkabıların hemen yanındaki cam sehpaya bıraktı.

F*ck that nobility!//MinsungWhere stories live. Discover now