5.

75 14 4
                                    

Çağlar'dan

Batu şok içinde bir süre durduktan sonra onu masanın altından gizlice dürttüm. Bu haline deli gibi kahkaha atmak istiyordum ama ne kadar utandığını farkında olduğumdan dudaklarımı birbirine bastırıp kendimi durdurmayı seçtim.

Sonuçta her gece Doğan'ı izliyordu. Sorun sadece izlemesi de değildi. Bu sırada Gürkan boşboğazı sürekli aşık olduğuyla ilgili yorumlar yapıyordu ve Batuhan da bu yorumlara ya cevapsız kalıyor ya da onaylıyordu. Demek ki bütün bunlar olurken Doğan hep uyanık oluyordu. Gerçekten romantik komedi kitabındaymışız gibi bir durumdu. Her şeyi geçtim, Doğan'ın meydan okurcasına bu itirafı sadece Batu'ya bakarak yapmış olması durumu daha da utanç verici hale getiriyordu.

Batu onu dürtmemle kendine gelip kızaran suratını saklamaya çalıştı. Deli gibi öksürüp bize bakmadan ayağa kalkarken çok şirin ve komik gözüküyordu. Elimle ağzımı kapatıp güldüm. Çantasını hızla omzun takıp "Be-ben gideyim beyler, geç oldu zaten." dedi. Kekelemesi onu gittikçe daha da dibe batırıyordu. Doğan'ın keyfi de tam aksine oldukça yerinde gibiydi. Sanki ilk kez eğleniyordu ya da içten bir şekilde gülüyordu.

Batu kekelediğini fark edince kendi kendine sessizce küfretti ama kesinlikle duyulmuştu. Ben sırıtırken Doğan da hayatımda ilk kez duyduğum kahkahasını attı. Gerçekten de daha önce hiç kahkaha atmamıştı.

Bir an için Batu'nun bütün o utangaçlığını bırakıp şaşkınlık ve ciddiyetle Doğan'ı incelediğini gördüm. "Aptal aşık" diye geçirdim içimden. Tam o sırada karşımdaki sandalyeden de "Aptal aşık" sesi yükseldi.

Sesli düşünüp düşünmediğimi anlamak için Gürkan'a baktığımda sigarasını yakmakta olduğunu ve yarım ağız söylendiğini gördüm. Demek ki aynı anda aynı şeyi düşünmüştük. Belki de birlikte zaman geçire geçire düşüncelerimiz birbirine benzemeye başlamıştı.

Bunu kafama çok takmadan tekrar Doğan ve Batu'ya döndüm. Batu daha çok kızarmış öylece duruyordu. Sonunda gitmeyi akıl edince "İyi... geceler" dedi. Daha sonra kendi kafasına hafifçe vurup hızla gözden kayboldu.

Ara sokaktan çıkmadan önce Doğan son kez arkasından "Nereye gidiyorsun Batuhan? Daha öpüşmemiz gereken konular var." diye bağırdı. Duyduğuna ve kıpkırmızı kesildiğine emindim. Hatta bu gece uyuyamayacak olduğuna da emindim.

Batu tamamen gözden kaybolup gidince Doğan bir süre arkasından bakıp gülümsedi. Daha sonra gülümsemesi yavaşça soldu. Yine sessizliğe gömüldük. Belki Batu'ya sorsanız 'onlar için bir süs eşyasıyım' falan diyebilirdi ama bana kalırsa bu masada neşemizi yerine getiren tek şey oydu. Yani tıpkı şimdi olduğu gibi Batu yokken sıkılıyorduk.

Ben biraz olayların şokundaydım, Gürkan ise pek oralı değil gibiydi. Sigarasını içmeye devam ediyordu.

Gürkan, gerçekten aşırı yakışıklı ve sempatik biriydi. Yani, belki de beni ona çeken unsurlardan birisi fark etmeden sergilediği flörtöz tavırları ve kişiliği olabilirdi. Ondan ne kadar etkilendiğimi fark etmeden sürekli bana yakınlaşıyordu, ben de kendimi pek geri çekmiyordum. İşime geliyordu.

Doğan'ın sandalyesini geriye itip ayağa kalkmasıyla ona döndüm. Çantasını tek eline alıp bize baktı. "Gidiyor musun?" diye sordu Gürkan. O ise sadece kafasını salladı. Çantasını sürükleyerek biraz ilerledikten sonra Gürkan'ın seslenmesiyle durdu.
"Doğan." dedi gür bir sesle.

Doğan hafifçe kafasını çevirdi ama beden olarak tamamen dönmedi. "Hm?" diye mırıldandı. Kafamı Gürkan'a çevirdim. Sigarasını yere atıp ayağıyla ezerken "Neden izin verdin?" diye sordu.

Doğan eminim ki anlamıştı ama anlamamazlıktan gelerek omuzlarını düşürdü ve bıkkınlıkla "Neye?" diye sordu.

Gürkan önümde duran biralardan birini açıp bir yudum aldığında ona öldürücü bir bakış attım. Sonuçta ben onun sigarasını almıyorsam o da benim biramı almayacaktı. Her şeyden öte, Gürkan bira sevmezdi bile.

M.A.S.A (remastered)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن