18.

50 11 5
                                    

Ankara'ya vardığımızda evimin yolunu Doğan'a anlatana kadar asırlar geçmişti ama sonunda bir şekilde bulabilmişti. Arabayı park ettikten sonra bana döndü. "Ailene haber verdin mi?" diye sordu. Kafamı iki yana salladım. Sonuçta diğerlerinin ailesine de haber vermemiştik, böyle daha heyecanlı oluyordu.

Doğan gergin gözüküyordu. Belli etmemeye çalıştığını farkındaydım ama komik hareketler sergilediğinden hemen anlaşılıyordu. Dalyarak'ı kucağına alıp arabayı kilitledikten sonra bana döndü. Gülümseyip evime doğru ilerledim. Diğerleri de peşimden geliyordu.

Kapıya geldiğimde tuhaf bir heyecanla zili çaldım. Açıkçası ailem Doğan'ı nasıl karşılardı pek bilmiyordum. Eşcinsel olduğumu tahmin ettiklerini sanmıyordum, ve bunu öğrenince saygı duyarlar mı onu da bilmiyordum. Yine de bu beni korkutmuyordu.

Kapıyı annem açtığında gülümsedim. O ise şaşkınlıkla bir bana bir de arkamdaki üçlüye baktı. "Batuhan? Ne işin var senin burada?" diye sordu. "Selam anne, her şeyi açıklayacağım. İçeri geçebilir miyiz?" diye sordum. Kafasını sallayıp kapının önünden çekildi. Biz de içeri geçtik.

Oturma odasına ilerlediğimde kedim bana doğru koşmuştu. Onu ne kadar özlediğimi fark edip kucağıma aldım. Doğan da kucağında Dalyarak'la içeri girdiğinde bana şaşkınca baktı. Sonra yanıma gelip "Çifleştirek mi?" diye sordu. Göz devirip gülümsedim. Benim asil yavrum Dalyarak isimli bir sokak kedisini kabul eder mi bilememiştim açıkçası.

Koltuklara oturduğumuzda annem ve babam da içeri girdi. İkisi de fazlasıyla şaşkın gözüküyordu. Dalga geçme amaçlı "Sevinmediniz herhalde beni gördüğünüze?" dedim. Annem kafasını iki yana sallayıp gülümsedikten sonra "Yok yavrum olur mu öyle şey? Şaşırdık sadece, haber falan vermeyince... Bir şey mi oldu?" dedi. Soran gözlerle arkadaşlarıma bakıyordu.

Çağlar gülümseyerek anneme elini uzattıktan sonra "Merhaba, ben Batuhan'ın en yakın arkadaşı Çağlar." dedi. Annem elini gülümseyerek sıktıktan sonra Gürkan da lafa girerek "Ben de Gürkan. Batuhan'ın arkadaşı ve yanımda görmüş olduğunuz yakışıklının sevgilisiyim." dedi.

Annem bu kez ciddi bir şaşkınlıkla sıkışmak için uzattığı elini geri çekti. Korkuyla gözlerimi açtım. Acaba ailem homofobik falan mıydı? Bu tarz şeyleri hiç konuşmadığımızdan bilmiyordum ki.

Annem ve babam bir süre birbirlerine baktıktan sonra babam bana döndü. "Batuhan, biraz konuşabilir miyiz özel olarak?" diye sordu. Başımın belaya gireceğini seziyordum. Ya bir daha onlarla konuşma falan derlerse? O zaman ne yapacaktım? Aileme karşı gelemezdim ki, ama arkadaşlarımı da seviyordum.

Kafamda felaket senaryoları kurarken Doğan birden beklemediğim bir kibarlıkla babama elini uzattı. "Benimle tanışmayacak mısınız efendim?" diye sordu. Babam bakışlarını benden Doğan'a çevirip gülümsedi. Herhalde tavrı hoşuna gitmişti.

Babam Doğan'ın elini sıkarken bir ona bir de bana bakmaya başladı. Sanki tahmin ediyor gibiydi. Doğan elini çektikten sonra "Ben de Doğan, oğlunuzun erkek arkadaşıyım." diye direkt olarak konuya atladı. Annem ve babam bu kez ciddi şaşkınlık yaşıyorlardı. Birbirlerine uzun süre baktıktan sonra tekrar bana döndüler.

"Şaka mı yapıyorsunuz Kuzey?" diye sordu babam. İşte, gerçek adımı kullandığına göre olaylar ciddiye biniyordu. Kafamı iki yana salladım. "Hayır, neden böyle düşünüyorsun?" diye sordum.

Babam ayağa kalkıp kaşlarını çattıktan sonra bir an gözümde Çağlar'ın babası canlandı. Sinirle "Oğlum, hafta içi okul varken kaç saatlik yol gelmişsin. Yanında tanımadığımız üç kişi var ve bir erkek sevgili olduğunuzu söylüyor. Sen içinde bulunduğumuz durumu farkında mısın?" diye sordu. Evet, belki de haklıydı. Belki de yaptığımız çok saçmaydı ama yine de suçlu hissetmiyordum.

M.A.S.A (remastered)Where stories live. Discover now