Uzun Zaman Sonra İlk Öpücük

41 12 14
                                    

Annem tam karşımda duruyordu. Ama bu sefer gülümsüyordu. Annemi görmemle göz yaşlarım akmaya başladı. Dudaklarım birbirine kenetlenmişti. Hareket etmeden öylece bana bakıyordu. Anneme yaklaşmak için yavaşça bir adım attım. Attığım adımla ışıklar sönmüştü. Annemle arama parmaklıklar girmişti. İkimiz de kapana kısılmıştık. "Anne!" diye bağırdım var gücümle. Ben burda kahroluyordum annem ise gülümsüyordu.

Bu içten bir gülümsemediydi, buna yemin edebilirdim ama bulunduğumuz ortam, bulunduğumuz zaman uygun değildi bu gülümseye. Bu gülümsemeyi şuanda bulunduğumuz ortam hakketmiyordu. Parmaklıklara yaklaştım ve iki elimle onları tuttum. Sallamaya başladım. "Anne seni kurtaracağım buradan, seni çıkacağım buradan!" diye haykırmaya başladım. Ellerim acıyordu ama umrumda değildi.

Annem elini uzattı ve yanağıma dokundu. Gözlerimin en derinine bakıyordu. "Ben buraya aitim. Ama sense oraya aitsin," dedi. "N...Ne saçmalıyorsun anne!" dedim bağırarak. "Sen, ben; biz... Birbirimize âitiz!" "Hayır," dedi annem gram mimik oynatmadan. "Ben buraya âitim. Sen ise oraya..." "Anne," dedim titreyen sesimle. "Ne olur beni bırakma," dedim ve gözlerimi kapattım. Annem elini yanağımdan çekmeden konuştu. "Ben hep senin yanındayım," dedi.


Gözlerimi açtım ve ilk beyaz tavanla karşılaştım. Ardından kafamı kaldırdım ve altımdaki bedene baktım. "Yatağıma girme izninizi size kim verdi acaba?" dedim karşımdaki siyah giyinimli bedene. "Yatağınıza beni atma izninizi kim verdi acaba?" dedi beni tekrar ederek.
"Dün gece ne oldu onu bile hatırlamıyorum!" dedim biraz düşünerek ve biraz öfkeyle.
"Manhattan..." dedi ama ben düşünmeye devam ediyordum. "Tadı hâlâ damağımda kalmış," dediğinde dehşetle ona döndüm. "Ne... ne dedin sen?" "Manhattan diyorum." "Manhattan içirttin bana zorla ve beni yatağa attın!" dedim hırıltıyla. "Harika," diyerek ekleme yaptım. "Şuan da suçsuz olmama rağmen suçlanıyorum," dedi alayla. "Ne o zaman, ne oldu dün gece?" dedim nefretle ona bakarken. Kulağıma eğildiğinde huylandım, geri çekilmek istedim ama yapamadım. Kalbim tekliyordu fakat hissi güzeldi. "Dün gece parti vardı. Ve biz... Yani senle ben," son iki kelimesini bastırarak söylemişti. "O partideydik." "Başka kim vardı?" dedim panik içerisinde. Ama o gayet rahattı. "Hatırlamıyorum," dediğinde bildirim yağan telefonumu elime aldım.


Baş Belası Arın:"Günaydın."
Eva İşte:"Günaydın."
Baş Belası Arın:"Bizimkiler uyuyor galiba."


"Bizimkiler," derken? dedi iç sesim. Hemen grup ayarlarına girdim. Alaz ve Pars'ı da eklemişti.
"Hey siz!" dedim. Hey siz ne ya Aden? Bunun kadar saçma bi cevap görmedim.


Baş Belası Arın:"Aaa uyanmışsın!"
Pars:"Size de günaydın."
Pars yazıyor...
Pars:"İyi uyudun mu Aden?" dediğinde Alaz'ın da mesajları benim telefonumdan okuduğunu farkettim. "Ona ne?" dedi Alaz biraz sinirli ses tonuyla. Hemen cevap yazdım.


"Dün gece ne oldu?"
Pars yazıyor...
Pars:"Alaz'la, sen odana gittin. Ama sonrasını bilmiyorum." dediğinde "yok bi' de bilseydin," dedim. İçimden dedim sanıyordum fakat dışımdan demiş olmalıyım ki Alaz kahkahalara boğuldu.


Baş Belası Arın yazıyor...
Baş Belası Arın:"Aklımdan geçeni yapmadınız değil mi Aden?"
Eva İşte yazıyor...
Eva İşte:"Sahi Alaz nerde?"
"Yanımda."
Baş Belası Arın yazıyor...
Baş Belası Arın:"Aman Allahım!"
Baş Belası Arın yazıyor... Yazıyor.... Yazıyor... Çevrimiçi...


"Aklından geçen ne?"
Baş Belası Arın yazıyor... Çok şükür...
Baş Belası Arın:"Sabah sabah ağzımı bozacak kadar yürek yemedim ben!"
"SJSJSJJSJSZKKZJZNSJZNSJANAKAJSJJSK"
"Şaka bi yana ama..."
"....Yaptık mı yapmadık mı gerçekten bilmiyorum." dediğimde Alaz da sohbete katıldı.


Alaz yazıyor...
Alaz:"Hastaneye gidip baktırmamız gerek,"
dediğinde tedirgin oldum.
"Saçmalamayın!"
"Öyle bir şey olmadı."
Pars yazıyor...
Pars:"Şüpheli," dedi son mesajıma yanıt olarak.
"Ne demek şüpheli?"

YASAKLI BÖLGEWhere stories live. Discover now