🔧 KAZSAN NE ÇIKAR?

1.5K 52 86
                                    

🤍

Restoranın önünde çaresizce etrafıma bakarken içimde sanki Karan'ı aldatıyormuşum gibi bir his vardı. Fakat aldatmam için bana bir ilişki vermesi gerekirdi. Vermedi.

O kızla gününü gün edip akşamında bana anlattığı senin için yapıyorum yalanlarını dinlemekten gına gelmişti. Ben ona neden bağlı kalmaya çalışıyorum bilmiyordum, fakat şimdi biliyorum. Sadece kendi eşekliğimden.

O gayet mutluyken kendi kendimi yiyip bitirdim aylardır. Halbuki insanlar gelir, insanlar gider.

Bunlar benim duvarlarımı örerken kullandığım tuğlalardı. Ama o gelip hepsini yıktı. Gitmeyeceğini sanmıştım. Herif içimizden geçti.

Bu halime gülüyorum sadece.

O hiç bir zaman gelmemişti ki gitsin...

Madem öyle, bende kendime bana değer verecek birini bulacağım. O istediğim ilişkiyi yaşayacağım.

Arkamda mis gibi havasını içine çektiğim sahil var. Hala kaçıp gidebilir ve onu ekebilirim.

Ama ekmeyeceğim.

Küçük merdivenleri adımlarken sakinleşmek için uzun tırnaklarımı avuç içime orayı delik deşik etmek için bastırıyordum. Cam kapıyı itikleyip içeri geçtiğimde gözlerim onu aradı. Pek bir muhabbetimiz olmamıştı.

Merve'ye önce o yazsın dedim iletmesi için, o da yazdı. Naber nasılsın falan derken ertesi güne buluşma istemişti. Acelesi var gibi değildi de daha çok beni bir an önce görmek istediğindendi telaşı.

Olabildiğince az süslenmiştim bende. Partide çekilen fotoğraftan beni gördüğü için büyük ihtimalle o günkü Leman'ı bekliyordu. Siyah kot pantolon ve sıfır kol bir tişört giyen kızla hayalleri burada bitebilir ve içimdeki garip his de böylece sona erebilirdi.

Şimdi kafası sarı bir çocuk bakınıyorum. Ama burada böyle biri yok ki...

Yanlış yere mi geldim diye telefonu açıp attığı konuma baktım, doğru gelmiştim. "Leman Arazlı siz misiniz?" biri bana seslendiğinde arkamı döndüm. Garson çocuk elindeki tepsiyi kucağına yaslamış başı hafif eğik bir şekilde bana bakıyordu. "Evet benim?" diye karşılık verdiğimde yüzünde bir tebessüm yarandı.

"Araz bey biraz gecikecekmiş efendim, o gelene kadar masanıza geçip oturabilirisiniz." diye eliyle cam kenarında dört kişilik bir masa gösterdi.

Başımı onaylar anlamda sallayıp gösterdiği yere geçtiğimde hala peşimde olan garsona tip tip bakışlar atarken "İstediğiniz bir şey varsa çekinmeden söyleyin Araz Bey'in ricası." dediğinde bu yer hakkındaki tahminlerimden birisi burasının onun olması olmuştu.

Çok zekiyim.

Müşteriye 'Bey' diye sesleniyor da olabilirdi bu yüzden komik bir tahmin olmaması adına bunu Araz'a bizzat sormanın daha mantıklı olacağına karar verdim. "Sağ olun bir şey almayacağım." diyip önüme döndüğümde o da masadan uzaklaşmıştı.

Başımda dikilen birinin bakışları tüm vücudumu kasıyordu gerçekten. Ne burada ne de alışverişte bu tiplerle uğraşamıyor olduğumdan mağazayı koşar adım terk ediyorum.

Allah'tan çocuk anlayışlı biriydi. "Çok beklettim mi?" yanımdan geçerek tam karşımdaki sandalyeyi hızla çekip kurulan bu sarı kafalı çocuğun kim olduğunu elbette biliyordum.

Yüzündeki tatlı sırıtış ve aşırı karizmatik tipiyle gönlümü az önce çalmıştı. Ay amma ayran gönüllü çıktım bende. Sercan, Karan, Araz...

Bozuk Motor | TextingOnde histórias criam vida. Descubra agora