🔧 DÜŞMAN

989 34 106
                                    

🤍

Araz'ın yanına, zihnimden patlayıp kendini dışarı atacakmış gibi duran karmakarışık düşüncelerle gittiğimde motoruna yaslanmış kolları göğsünde yüzündeki çapkın sırıtış ile ona doğru gidişimi izliyor, tüm vücudumu süzüyordu.

Yanına vardığımda koltuğun üzerindeki kaskımı onunla pek göz göze gelmemeye çalışarak alıp başıma taktım. Daha hiç bir kanıtım yokken aramıza soğukluk girsin istemiyordum ama o uyarıya da kayıtsız kalmayacaktım.

Eğilip kaskın kilidini takmama yardım etmek için elini uzatmışken ondan önce davranıp elimle kavradım kilidi. Bakışlarım yerdeyken hızlıca halletmiştim işimi.

Onun şaşkın bakışlarınıysa yüzümde hissediyordum. "Bir sorun mu var Leman?" Diye sordu.

Ama sesi beklediğimin aksine sinirli çıkmamıştı, oldukça buruktu. Kalbi kırılmıştı.

Şerefsizin tekiydim.

Kimsenin dediği ile hareket etmeyecektim. İnsanlar benim hakkımda da neler diyordu ama Araz şimdi yanımdaydı ve o bunların hiç birine kulak asmamıştı.

Ona çevirip bakışlarımı aniden gülüp yapmacık bir hal çizmek istemedim gözünde. "Tuvalette bir kız ağlıyordu." Diye yalan söylemekte buldum çareyi.

"Ona üzüldüm, bir şey de yapamadım işte." Diye mızmızlandığımda şimdi yüzündeki ifade sorgular gibi değildi. Muzip bir sırıtış vardı, gözleri parlıyordu.

"Bu yüzden miydi gerçekten?" Diye sordu hala gülerken. Dudağımı büzüp olumlu anlamda salladım başımı.

Dudakları daha da yukarı doğru kıvrıldı. İki elimi de elleriyle tutup sanki kalbimi sever gibi nazikçe okşamaya başladı parmaklarımı.

Gözlerimiz birbirine kenetliyken zaman da bizimle birlikte durmuştu sanki.

"Böyle şeyler için üzülme." Dedi ama ciddi falan değildi. Hatta hoşuna bile gitmişti bu halim. "Olman gerekenden daha tatlı oluyorsun." Diye bitirdiğinde cümlesini en başından beri ondan böyle bunu bekliyordum.

Daha fazla dudak büzmeye dayanamayıp bende güldüm. Elimi aşağı doğru çekip vücudumu kendine doğru yaklaştırdığında gülmemeye çalışarak gözlerimi belerttim.

Ama onun epeyce eğlenen hali ile bu sahte kızgınlığım dudaklarımdan dökülen kahkahalara dönmüştü.

Bir süre sadece birbirimize bakıp deli gibi güldük.

Nazlı nazlı motora binişim, bu sefer tadını çıkarmak ister gibi sakince kullandığı motor, önü açık kaskımdan burnuma dolan kokusu ve sıcaklığı epey hoşuma gitmeliydi.

Fakat sadece onu hatırlatmıştı bana.

Ne kadar her espirisine gülmeye çalışsam da içim buram buram Karan'a doluydu. Burnumdan taşacaktı kokusu.

Nihayetince bu karnımı ağrıtan ızdıraba son verebilmiş ve yarış alanına gelmiştik.

Kum arazideki insan kalabalığı bizi görür görmez şaşkınlık nidalarıyla dolmuşken ben hepsini es geçip gözlerime Karan radarımı takmış onu arıyordum.

Bozuk Motor | TextingWhere stories live. Discover now