🔧 SON KARŞILAŞMA 2

1.8K 48 28
                                    


🤍

"Sercan?" Diye sorarken ağzımdan çıkan kelimeler benden bağımsızdı, kalbim göğsümü yırtıp çıkmak üzereyken yutkunmalarım onu durdursun istedim. İçeride kalsın.

"Dokundu mu sana?! Ne yaptınız Leman burada konuş?!" Silahı tam Karan'ın göğsüne uzatmıştı, aramızda bir metre kadar az bir mesafe varken bu sefer benim yüzümden ona bir zarar gelmesine izin veremezdim.

Hızla Karan'ın önüne atıldığımda Sercan'ın zaten çatık olan kaşları mümkünmüş gibi daha da çatıldı. Artık sert soluklarını buradan duyabiliyordum.

"Leman napıyorsun?! Çık şuradan!" diye ses tellerini yırtmak istercesine bağırdığında, ormanda daha demin biz baş başayken ortalarda gezen küçük böceklerin sesleri kalmamıştı. Tüm tabiat susmuş bu deliyi dinliyordu sanki.

"Çıkmam!" dedim bende boğazımı acıtacak kadar bağırdığımda. Bir adım daha atıp silahı tam göğsümün üzerine dayadı.

Arkamda Karan'ın sırtıma çarpan göğsü, önümde de göğsüme dayalı bir namlu. İşte bu an sıçtığımın kanıtıydı.

Sercan'ın silahı tutan elinin boğumları bembeyaz olmuştu, kan gittiğinden bile şüpheliyim doğrusu. "Ne o? SİZ BİR DE SEVGİLİ Mİ OLDUNUZ LAN?!" kükremesiyle yerimden sıçrasamda dimdik karşısında durmaya devam ettim. Beni asıl şaşırtan arkamda ritmini hiç bozmayan nefes alışverişler ve hiç bir şey yapmayan bir adam olmasıydı.

"Leman! Ben sana elli bin kez demedim mi ya benimsin ya kara toprağın diye!"

"Orospu çocuğu! Toprağını sikeyim senin. Gelmişini geçmişini değirmenden geçirip sıraya dizdikten sonra babana sokayım. Tüm arabalarını ağzına sonra da oklavayla-"

Göğsümün üzerindeki silah arkamdan uzanan elle kavrandığında Karan tarafından sertçe yere itildim. Ellerim yüzüm yere çarpmasın diye son anda bedenimi tuttuğunda kafamla yer arasında sadece santimler vardı. Kahretsin elim acıyordu!

Tam arkamı dönüp bu salak herife saydırmaya devam edecektim ki yere düşmemle arkamdan gelen bir adet kurşun sesi beni olduğum yere mıh gibi sapladı.

Tüm acılarımı unutmuşken Sercan'ın ölmüş olma ihtimali gözümün önüne gelmişti, hayır hayır. Benim gözümün önüne başka bir şey geliyordu. Tam geldiği saniye geri itiyordum, tam bir köşeden içeri gidiyordu ışıkları söndürüyordum.

Sahi şimdi beynimi her bir ihtimale kapamamın sırası mıydı? Karan. Tek umurumda olan oydu ama ona zarar gelmiş olma ihtimalini düşünecek gibi olmak bile aklımı kaçırtıyordu bana.

Tek bir kurşun!

Allah'ın belası bir kurşun parçası.

Karan'ı benden almış mıydı?

Arkamı dönmeyecektim hayır. Ona bir şey olmuşsa bunu görmeyecektim. Ya şimdi benim de kafama sıkar bu işi burada bitirirdi. Ya da ben bu gece katil oluyordum.

İçimdeki sinir yada nefret değildi. Ben içimde arkama bakmadığım her saniye büyüyen şeyin içimi neden kavurduğunu biliyordum. Bu kimsesizlikti. Bakışlarım bileğime düştü istemsizce, bana hediye ettiği bileziğe... gözümden ne zaman akmaya başladığını bilmediğim yaşlarda bir bir yere...

Zamanın durması için şu an burada ölmeli miydim? Belki de Allah bana acır ve biraz zaman verirdi. Çok değil bir kaç asır istiyorum bu yaşadıklarımı sindirebilmek için.

Bozuk Motor | Textingحيث تعيش القصص. اكتشف الآن