🔧 CEZA

1.4K 26 12
                                    

🤍

"Nedenmiş?"

"Çirkinsin çünkü." Dedi yüzünü bana benzetmeye çalışır gibi kırıştırdığında.

Bende sanki böcek fırlatır gibi orta parmağım ve baş parmağımı birleştirip bacağına mancılıkla vurdum.

Acıyla inleyip bacağını tuttuğunda sadece rol yapıyordu. "Sensin çirkin." Daha fazla dayanamayıp otuz iki diş sırıtınca bende ona eşlik ettim.

Elime uzandı usulca. Gülüşüm sırtımdan aşağıya giden ürpertiye bırakmıştı çoktan kendini.

Parmaklarımı okşamaya başladı, gözlerim adem elmasındaydı sonra gözlerine tırmandım.

"Seni çok seviyorum. Ne olursa olsun." Fısıldayarak konuşuyordu, kimselerin duymaması içindi sanki.

"Seni seviyordum." Dedim bende tebessüm ederek. Onda çatılan kaşlar bende göz kaçırmaya evrilmişti. Bakamadım yüzüne. Onu affetmemiştim, eğer gerçekten aldatıldıysam da affetmeye hiç niyetim yoktu.

"Gidecek misin Leman?" Dedi sonra kaşları çatık dururken, kafamı olumlu anlamda sallayınca ise tamamen duvarlarını örgü gözlerimin önüne. Bir kez dudağını yaladı boydan boya. Sonra sinirle söyleceği kelimeleri dudaklarını birbirine bastırarak yuttu.

Boğazını temizlercesine öksürdü hafifçe.

"Nereye gideceksin? Burada kal işte." Diye gerçekten mantıklı bir şey söyler gibi konuştuğunda ona garip bakışlar atıyordum.

"Annemle de tanışmışsın kal işte." Diye ısrarla aynı şeyleri söyledi küçük bir çocuğun kuzenini evde yatıya kalmasına ikna etmeye çalışır gibi.

Sonra elimi tekrar okşamaya başladı. Belki onu sevmediğimi sanıyordu, seviyordum. Ama şimdi onu affedemezdim. Öğrenmem lazımdı, zaman lazımdı.

Ben bazı şeyleri gururuma da yediremezdim.

"Gitmem lazım Karan, zaten anneannemden zor izin aldım. Kazadan sonra göndermiyor beni her kafama esen yere."

Karan derin bir nefes alıp oflyarak dışarı bıraktı. "Yarın geleceksin ama değil mi?" Dedi Çizmeli Kedi bakışlarıyla.

Elden başka bir şey gelmiyordu. Kafamı salladım olumluca.

Sonra da bastonumla beraber ayağa kalktım. Karan'ın kıkırtıları kulağıma çalınınca, "Gülme!" Diye uyarıp kapıya yürümeye başladım.

"Babaannemde bastonla yürüyordu sonra merdivenden düştü öldü." Dedi az önce gülen o değilmiş gibi böylesine ciddi bir şey söylerken.

Gözlerimi sonuna kadar belertip ona döndüm. "Sizin ev iki katlı biliyorsun değil mi?!" Dedim söylediklerine inanamayarak.

Tam zamanını bulmuştu gerçekten.

Kafasını salladı masum bir çocuk gibi. Ona iflah olmazsın bakışlarımdan atıp odayı terk ettim.

Merdivenlerden dua okuyarak inip annesini aynı yerde bulduğumda yanına geçip gülen bir yüzle oturdum.

Kadın da elindeki dergiyi bırakıp bana döndü.

"Hoşgeldin kızım."

Başımı saygıyla öne eğdim bir kez. "Hoşbuldum efendim." Bastonumu koltuğa yaslayıp ellerimi dizlerimin üzerinde birleştirdim.

Bozuk Motor | TextingOnde histórias criam vida. Descubra agora