🔧 ŞIMARIK

1K 25 9
                                    

🤍

1 Hafta Sonra...

Soğuk hava içimden geçerken ormandan gelen dalların çıkardığı hışırtılar, düşen yaprakların kırılması beni zaten batağından çıkamadığım duygu selinde sonbahara sokmuştu.

Kolumdan düşen çantayı sakince geri taktım, gözlerim kapısını çalacağım evdeydi.

Üç adım atıp bahçenin demir kapısının önüne geldim, derin bir nefes çektim ciğerlerime.

Zile basıp kapının açılmasını bekliyordum, gözüm bastonuma kaydı. Sonra olanları hatırlamak boğazımı kuruttu. Gözlerimi oradan çektim.

Araz o gün beni bir kliniğe götürdükten sonra toza dumana karışmıştı.

Şükürler olsun ki ölen yoktu, sadece benim gibi kırığı çıkığı vardı insanların.

Gerçi benimkine kırık denilemezdi, bacağıma giren demir parçasının pası yüzünden az daha kalçamdan itibaren bacağımdan oluyordum.

Fakat şans yüzüme ilk defa gülmüş ve bacağım çürüme belirtileri göstermemişti. Bunu zamanında anneannemin zorla vurdurduğu tetanoz aşılarına bağlıyorum.

Kapının kilit sesi duyulduğunda tekrardan bastonuma tutunup otomatik kapıyı açtım.

Yavaş adımlarla içeri girip ardımdan kapadığım kapıdan bir süre gözlerimi çekemedim. Arkama dönmeye yüreğim yoktu.

Karan eğer o ruh hastasına uyup tekerlerine yağ sürmesem, hatta belki de onunla aramı bu denli açmasam bu halde olmayacaktı.

Ben şimdi ailesinin suratına nasıl bakacaktım?

Tuttuğumu fark ettiğim nefesi verip eve doğru yürümeye başladım. Bu bastonla ve ameliyatlı bacakla hızlı yürümek pek mümkün olmuyordu zaten.

Kapıyı daha ben varmadan aralayan hizmetli "Kime bakmıştınız?" Diye sorduğunda annesinin adını söyleyip kaçacaktım, ki bilmiyorum, ama bir deli cesaretiyle onun adını söyleyebildim.

"Karan?" Dedim sanki evde mi der gibi.

Kadın genişçe gülümseyerek "Buyurun." Dedi ve eliyle evin içini gösterdi.

Zoraki bir tebessümle içeri geçtim, o önden ben arkasından geniş salonda ilerleyerek havuzlu bahçeye bakan oturma odasına girdik.

Arkasını bize dönmüş kadın, muhtemelen annesiydi, kahvesini yudumlamakla meşguldü. "Bu hanım Karan beyi sordu hanımım." Dedi hizmetli kadın.

Sonra Karan'ın annesi kahveyi bırakıp bize döndü, önce üzerimi baştan aşağıya süzüp kederli ruh halinden çıkmasa da bacağımda takılı kalan bakışları bana döndüğünde şefkatle kısıldı gözleri.

"Arkadaşı mısın güzel kızım?" Dedi naif sesiyle. Bende gülümseyerek başımı salladım. "Evet efendim. Çok merak ettiğim için geldim, kusuruma bakmayın."

Kadın olumsuzca başını sallayıp "Ne kusuru canım, Karan yukarıda uyuyor. Görüşmeniz bitince bana da bir uğra, kahve içmeden bırakmam." Dedi sonlara doğru yalandan kızarken. Sonra da hizmetli kadına kafasıyla yukarıyı işaret etti.

Ben adını bile bilmediğim annesine tekrardan tebessüm edip "Uğrarım efendim." Dedikten sonra hizmetliyi takip edip merdivenlere yöneldim.

Annesinin arkamdan attığı kederli bakışları görür gibiydim, zaten ev cenaze evi gibiydi. Çıt çıkmıyordu.

Yanımdaki kadın koluma girip bana merdivenlerde yardımcı olduktan sonra nihayet Karan'ın odasına gelmiştik.

Bozuk Motor | TextingМесто, где живут истории. Откройте их для себя