Sert yutkunuşlarım boğazıma dizildi. Çaresizlik boynuma bir urgan misali dolandı. Dudaklarım titrerken yavaşça araladım. "Nereye gideceğim peki? Benim bu kasabadan başka gidecek bir yerim yok." dedim çaresizce.
Çaresizliğin bir dermanı yoktu.
Göz b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm On Beş: Sarılan Yaralar & Göğüse Ekilen Kavurucu Sıcaklıklar
Yazar Anlatımı...
♧
Kılıç aldığı mesajla birlikte soluğu gelmesi istenen adreste almıştı. Geçen gün restorandayken Feridun'un aradığından şüphe edince Aslıhan'a yeni bir hat almıştı ve diğer hattı da kendi telefonuna takmıştı.
Tam da beklediği gibi tehdit içeren bir mesaj gelmişti bugün. Feridun'un yakalarından çabucak düşmesini beklemiyordu. Bahadır'la konuştuğunda pek tekin biri olmadığını öğrenmişti. Hilmi'yle takılan birinin normal olmasını zaten beklemiyordu. Hayatlarından bir an önce çıkması için elinden geleni yapacaktı. Gerekirse daha fazlasını da yapardı.
Feridun, Kılıç'ın ailesini kullanarak bir tehdit mesaji yazmıştı. Aslıhan'ı ayağına getirmesine yetecek ölçüde sağlam bir tehditti. Ancak hesap etmediği bir şey vardı ki karşısındaki adam polisti. Onun atacağı tüm adımları önceden hesap etmişti Kılıç Arslan.
Önce babasının dükkânının çevresinde dolandığına dair istihbarat almıştı o bölgeye bakan polis arkadaşlarından. Ardından sitenin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerini görünce yapacağı son hamleye odaklanmıştı.
Çağrıldığı yer eski bir mahalleydi. Bu civarda genellikle evsizler ve uyuşturucu alım satımı yapanlar yaşıyordu. Kılıç son derece âşinaydı Ankara'nın sokaklarına. Aslıhan'ı buraya getirerek ne amaçladığı da ortadaydı. Issız ve kör bir nokta olduğundan onu alıkoyması çok kolay olurdu. Neyse ki Kılıç tedbirini almıştı.
Arabasını cadde üstünde bir yere park ederek inceden çiseleyen yağmurun altında seri adımlarla ıssız sokaklardan ilerlemeye başladı. Konumdaki sokağa döndüğü an eski model siyah bir arabanın ön kaputuna oturmuş bekleyen adamı gördü. Gördüğü gibi de damarlarında dolanan kanın kaynamaya başladığını hissetti. "HasbinAllahi ve nimel vekil." dudaklarını sessizce kımıldatarak mırıldandı.
Feridun duyduğu güçlü ayak sesleriyle telefonun saatinde olan sabırsız bakışlarını anında karşısına çevirmişti ki gördüğü iri bedenle şokla sarsıldı.
Bütün planının yerle bir olduğunu hissediyordu. Tehditi oldukça sağlamdı, Aslıhan söylemez zannediyordu ancak hiç de düşündüğü gibi olmamıştı. "Söylemiş orospu," diye mırıldandı kısıkça. "Şimdi seni bitirdim işte Hilmi."
Kılıç Arslan elleri siyah uzun kabanının ceplerinde gayet rahat adımlarla arabaya doğru ilerlemesini sürdürdü. Mikro ifade eğitimi aldığından Feridun'un mimiklerindeki ve bedenindeki hareketlerden şaşkınlık, korku ve öfke gibi birçok duygu geçişini analiz edebiliyordu. Koyu yeşil çatlaklarla çevrelenmiş olan gözbebeklerinin içinde kıvılcımlar çakarken, "Başka birini mi bekliyordun?" dedi ürkütücü bir tınıyla. Bomboş olan sokakta yankı yapmıştı gür ses tonu. Sesli bir yutkunuş yükseldi Feridun'dan.
