K. Y. | Bölüm Yirmi İki: Seni İstiyorum

65.2K 3.8K 1.6K
                                    

Selamlar,

Okuduğunuz saati bu satıra not edebilirsiniz

Okuduğunuz saati bu satıra not edebilirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm Yirmi İki:

Seni İstiyorum

*

Yazar Anlatımından...

Aktuğ ile olan konuşması sona erip telefonu kapatır kapatmaz, Aslıhan'ın "Mehmet baba neden Adana'ya gitti Kılıç?" diyerek sorduğu soruyla omuzları gerildi Kılıç'ın.

Avcunun içindeki telefonu yatağın üzerine bırakarak dizlerinin ucuna kadar kaymış olan karısının belini tek koluyla sararak kucağına çekti. Onunla bu yakınlıkta olmaktan son derece memnundu. Bir de şu tatsız konu tamamen kapansa daha da memnun olacaktı.

Aslıhan ise dile getirdiği sorunun akabinde kocasının anbean değişen mimiklerindeki huzursuzluğu görünce istemsizce kasıldı. Bir problem vardı ve oldukça ciddiydi.

Kılıç Arslan söyleyip söylememek arasında düşünüp tarttığı meseleyi aralarında yalan dolan olmaması için hiç istemese de söylemek zorunda kaldı. "Feridun meselesini halletmek için." dedi karısının tepkisine kendini hazırlayarak. Korkularını gidermek için elinden geleni yapacaktı. Feridun meselesi uzadıkça tat kaçıracaktı besbelli. Balayı dönüşünde bizzat gidip kendisi halledecekti.

Aslıhan duyduğu isimle irkildi. "Feridun meselesini mi?" dedi zihni allak bullak olurken. "O bir şey mi yaptı?"

"Ankara'ya gelmiş. Nikâh günü de salonun önünde görmüş bizimkiler. Babam babasıyla konuşmaya gitti Adana'ya." Kılıç'ın soğukkanlılıkla söyledikleriyle kalbini saran korku büyüdükçe büyüyordu.

"Buraya kadar gelmiş mi?" elleri buz gibi olurken parmaklarının uyuştuğunu, ensesinde bir ürpertinin varlığını hissediyordu. Bitti sanmıştı. Her şey Adana'da kaldı sanmıştı. Yanıldığını şimdi anlıyordu. Bitmemişti kabus. Peşinden buraya kadar gelmişti. "Evin adresini biliyor mu? Ya gelirse? Ben koruyamam ki kendimi. Beni alırsa... Bırakmaz. Götürür buradan."

O bataklığa dönmek istemiyordu. Burada olmaktan mutluydu. Çok hızlı olmuştu her şey ancak Kılıç Arslan'a alışıyordu. Dahası artık bir evi vardı. Yuva kurmuştu. İlk defa kendine ait bir yuvası olmuştu. Bırakıp gidebilir miydi?

Kılıç Arslan, "Aslıhan," dedi karısını kollarıyla sıkıca sararken. Gövdesine yaslanan küçük bedenle göğsünün ortası sıcacık oldu. Bu kadın her şeyiyle ona göreydi. "Öyle bir şey yapamaz. Sakin ol güzelim. Kimi kimden alıyor."

KÜLLENEN YÜREKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin