15. Akıntıya Kapılmak

2.8K 234 26
                                    

Hu hu ben geldim. Geç oldu ama.

Şimdi okuyana iyi geceler, sabah okuyana günaydın...



Keyifli okumalar...

Yorumlarınızı bekliyorum...






"Nasıl yani?" dedi Bade de benim gibi şaşırarak. Miraç'ı ve o çok sevgili sevdasını konuşuyorduk. "Ev, iş, araba ha! Oha."

"Altın hesabı da varmış."

"Bende onu akıllı bir şey sanmıştım."

"Kör olmuş sanki Bade, gözü o kızdan başka hiçbir şey görmüyor. Teyzem tilt oluyor kıza ama Miraç hırs yapmış ve buna sevda diyor."

"Ah geç olmadan uyansa bari."

"Onun fark etmesi lazım da bakalım nasıl olacak o."

"Ay muhabbet çok güzel de gitmem lazım."

"Geç oldu bende gideyim, annem bacaklarımı kırar."

"Hesabı ben hallederim."

"Ne münasebet. Ben Trabzona geldiğimde sen ödersin. Benim memleketimdesin ya, şii."

Kahkaha attı. Muhabbet sarınca oturduğumuz yerden kalkmadık. Yemekten sonra kahve üstüne kahve içtik. Bu gece uyku ne alemde acaba? Hesabı ödeyip çıktık birlikte.

Sıkı sıkı sarılıp arabalarımıza ayrıldık. Benim için tam anlamıyla antidepresan bir akşam olmuştu. Eve doğru giderken kendi tarzım şarkılardan birini açmış hem söylüyor, hemde sürüyordum.

Eve geldiğimde Miraç'ı bahçede otururken bulmuştum. Arabayı kilitleyip bahçeye girdim.

"Selam tatlım."

Yüzünü bana çevirdiğinde üstüme baktı.

"Hava soğuk değil mi?"

"Ne olmuş?"

"Götün donar" dediğinde gülerek yanında durdum. Kolumu omuzuna koyup yanına eğildim.

"Nasıl geçti akşamın?"

"Çok iyi" dediğinde hâlâ buna çok iyi dediği için üzülmüştüm.

"Sevindim."

"Senin?"

"Çok güzeldi" diyerek kafamı kafasına yasladım. Göğsünün üstünde ki elimin üstüne koydu elini. Buz gibidir elim, başak burcuyum çünkü. 2 Eylül.

"Buz gibi olmuşsun."

"Normal olarak. Sen neden bu soğukta burada oturuyorsun?"

"Benim salak olduğumu düşünüyorsun değil mi?" deyince göz bebeklerimi sağa sola çevirdim.

"Neden böyle dedin?"

"Otursana biraz."

Doğrulup diğer yanında ki sandalyeyi çekip oturdum. Çantamı masanın üstüne koyup ona döndüm. Montunu çıkarılır bacaklarımın üstüne koydu. Sonra da sağ olsun sıcak elleriyle ellerimi tuttu.

"Ben annesiz babasız büyüdüm, biliyorsun zaten." Başımı salladım. "Yengeme ve abime hiç zorluk çıkarmamak için elimden geleni yaptım. İyi bir çocuk olmak için, benden bıkmamaları için, beni terk etmemeleri için."

*Fatih sesleri duyunca kapıya gelmiş, açarken sesleri duyup durmuştu.

"Yengem annem gibidir, ondan başka anne de bilmem. İstediğim şeylere sahip olmak için hep bir şeyler yapmam gerekti, bende hırs yaptım. Abim kendi hayatını bıraktı beni okuttu. Allah var bir gün bile şikayet ettiğini bilmem. Hatta öyle sakin bir adamdır ki bana karşı sorun çıkaracak olsam utanırım ondan. Kızmaz ama ya hayal kırıklığı yaşarsa ve ben seni böyle mi yetiştirdim derse diye. Onların yanında fazlalık olurum diye aklım çıktı hep. Ki onların müthiş bir sevgisi vardır birbirlerine karşı. Abimin bütün aksiliği, şirinliği hep yengeme, korumacılığı ikimizeydi. Babalığı ise sadece bana. İçime atmayı seçtim, onları kendi sorunlarımla üzmek istemedim ve artık kendi yuvamı kurayım da onların himayesinden çıkayım diye acele ettim. Yirmi yedi yaşım bitti bitecek ve ben hâlâ onlarla yaşıyorum. Sadece kendi ayakları üzerinde duran bir adam olduğumu görsünler istedim. Bu yüzden de göremedim çok kıymet verdiğim insanlara asla kıymet vermeyen biriyle sevdalık ettiğimi. "

BUL BENİ Where stories live. Discover now