16. Giden Ve Gelen Melek

2.5K 237 30
                                    

Bir şey diycem, yorum yapın yav.

Hevesim kırılıyor..


🪷












Tadımız kaçalı beri saklambaç oynar olduk annemle. Yüz yüze gelip daha fazla kırılmayalım diye yapmadığımız kalmadı. Neyse ki tatili bitti de bugün gidiyordu. Miraç'la nöbetlerimizi kararlaştırdık. Sabah dokuzdan beşe kadar o, beşten on ikiye kadar ben, gece de eniştem bakacaktı teyzeme.

Annemi havaalanına Miraç götürecekti, hiç vedalaşma faslına girmedim. Beş gün geçti o kazanın üstünde ve inceleme sonucunda hiçbir şey çıkmadı. Frenler arabanın kendi arızası yüzünden tutmamış diyordu rapor.

Eniştem Miraç'ın dönüşü bekleyecekti, o yüzden ben işimin başına gittim. Ortalık karışıktı. İki gün önce cinayet ihbarı geldi ve dağda bayırda katil aranıyordu. Dosya işleri, gel gitle geçip gidiyordu zaman. Babamın aramasını açıyordum gün içinde. O da anbean bana nerde ve nasıl olduğunu bildirmesini istediğimden.

Dosya işinden gına geldi. Bir an önce komiser olsam da yakala gibi fink atsam sokaklarda.

"Nilüfer angarya!" deyip bir dosya daha koydu önüme yeni komiser Erdem. Babamı babası muayene etti diye ona saygıö sonsuzdu. O getirsin angarya, başkası getirse bende yeni memurlara yıkardım.

Dosyayı alıp kanıt odasına gittim. Gelen son iki kutunun raporunu tutma işiydi. İçinden çıkanların altın, para ve kesici aletler olduğunu gördüm. Balistik nasılsın kesici aletlerin hazırlayıp ayırdım. Eldivenli elime paraları alıp satmaya başladım. Son kuruşuna kadar sayılacak ve yazılacaktı.

Çalan telefonu açtım.

"Efendim."

"Nerdesin Nil? İşe gidiyorum."

"O kadar oldu mu ya?" Kolumda ki saate baktım, bir de önümde ki işe. "Yarım saat kadar işim var. Çık sen."

"Tamam yengem uyuyor, sen gelene kadar uyur."

"Not yazıp bırak yanına, uykusu açılırsa falan kalkmasın."

"Tamam canım öptüm."

İşimi hızlandırıp çabuk çabuk not tuttum. Altınları tartıp yerine koydum. Tuttuğum raporları alarak çıktım. Raporları masamın üstüne koyup eşyalarımı topladım.

Başka bir iş almadan çıktım. Arabama binip yola çıktığımda Sezer abi aradı.

" Komiserim?"

"Otogardan kayıp ihbarı yaptılar. Git bak."

"Ama eve gidiyordum."

"Ah çok özür dilerim Nil, gerçek bir polis arayayım o zaman."

"Tamam komiser, bakıyorum o zaman."

"Zahmet olmazsa."

Telefon kapandığında içime bir sıkıntı çöktü. Eve geç kalacaktım. Teyzem yalnızdı ama o uyanınca beni arardı, tabi ben telefonu arabada bırakmasaydım açacaktım.

Otogara geldiğimde kayıp ihbarı yapanları bulup kim için yaptıklarını gördüm. Küçücük bir kız çocuğu! Vatandaş ona su ve yiyecek almış başında bekliyordu. Çocuğu teslim aldığımda içli içli ağlıyordu.

"Ağlama, bulacağız aileni."

Merkeze döndüğümde çocuğun kaydını için masama oturdum. Sistem çökmüş! Her şey üst üste geliyordu ve ben o an sadece çocuğa odaklıydım. Sistemin geri gelmesini beklerken çocuğu tuvalete götürüp ihtiyacını görmesini sağladım. Ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra masama geri döndük. Ağlamaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.

BUL BENİ Where stories live. Discover now