24. Kabus

2.4K 216 31
                                    




Yorum yapmayı unutmayın...

🪷



Nehir kenarında, hoş bir mekanda karşılıklı oturuyorduk Bade'yle. Nehirin sesi, rüzgarın esintisi, sakinliği huzuru muazzamdı.

"Üşüdün mü Nil?"

Başımı iki yana salladım. Üstümde kalın bir şal vardı zaten ve o paha biçilemez kahvem elimde. Ağlama hissi geri geldiğinde boğazıma dayanan yumru kendini hatırlattı. Miraç'ı dinleyip telefonu açtığım için pişmandım. Annem arıyordu, babam arıyordu ve bir biri bir biri arıyordu üstelik. Canım iyice sıkıldı.

Kimseyle konuşmak istemiyordum. Özellikle de anne ve babamla. Kendilerine hayrı olmayan o iki insanı sinirim, üzüntüm geçmeden asla görmek istemiyordum.

"Babanı ben arayayım mı?"

"Hayır. Neden yapayım ki bunu? Kocaman kadınım ben, polisim, elbette kendime sahip çıkabilirim."

"Tabi orası öyle de ama anne ve baba onlar."

"Gerek yok Bade."

"Benim beni böyle arayan annem ve babam olsaydı ben açardım. Ne kadar kızgın olsam da."

"Rica ederim bak bu aynı şey değil."

"Ama onlar annen ve baban!"

"Onlar için üzülme lütfen. Onlar da biraz düşünce olsaydı ben bugün bunları yaşıyor olmazdım."

"Of haklısın."

"Haklıyım. Yirmi dört yaşıma kadar düşündüm ben o benim için babasını karşısına alamayan kadını ama benim canımı da en çok o yaktı. Bu saatten sonra kimseyi düşünemem. Kendime hiçbir şey kalmadı benden. Hiç sağlıklı bir ilişkim yok ya, sen hariç. Bir zahmet rahatları bozulsun da benim için bir şeyler yapsınlar, yoksa ben bile beni kaybedebilirim. "

Sesli nefesler verdik. İnsan bu kadar genç yaşta, bu kadar yorgun hisseder mi? Ben mi kurtaracağım anne ve babamı? Benim için ne yapmışlar? Çocuğum ben, onlar ebeveyn olanlar. Başlarının çaresine bakıp beni rahat bırakabilirler bugün, bir güncük de olsa.

Bade'yle konu özle hayatımıza gelince muhabbet hiç bitmemesiye çoğalıyordu. Onun anlatmaktan imtina ettiği bir eski sevgilisi vardı. Akademi de tanışmışlar. Çocuk Artvin'liymiş, böyle olunca laz kanı çekmiş, aralarında muazzam bir aşk başlamış ama ne var ki şerefsiz çıkmasın.

Gümbür gümbür geçen dört yılın ardından çocuğu arkadaşlarıyla birlikte kaldığı evde en yakın arkadaşıyla basmış. Birlikte olurlarken! Benim bile midem alt üst oluyordu, kızcağız ne yapsın. Oğlan evlenmiş bir yıl önce, Artvin'deymiş doğal olarak.

Bade'nin tek korkusu bir gün nefret ettiği insana dönüşmekti ama bence bu mümkün değildi. Onun kocaman, muhteşem bir yüreği vardı ve ben o yüreği seviyordum.

Biz bize ayırdığımız zamanın sonuna gelmiş, limana inmiştik. Çünkü yüksek bir yerdeydik. Miraç'la orada buluştuk. Kollarımız birbirine sarıldı, başımı göğsüne koydum. Arkadaş olunca böyle sarılmaktan gocunmuyorsun.

"Bize bekliyorum abi."

"Geliriz tabi. Karınla birlikte bize gelin bi akşam."

"Olur abi. Hadi Allah'a emanet olun."

"Hoşça kalın."

Bade'yle sıkı sıkı sarılıp vedalaştık. Ardından Miraç kendi arabasına, ben kendi arabama binip yola çıktık. Arkamdan geliyordu. Bense hiç gitmek gelmediği için içimden usul usul gidiyordum. Radyoyu açıp şarkıyla aynı yavaşlıkta ilerliyor dedemin sözlerini tekrar tekrar hatırlıyordum.

BUL BENİ Where stories live. Discover now