23. Evim Yok

2.4K 217 33
                                    







1 ay sonra...




Sürprizleri annem yapınca seviyordum. Dedem yapınca değil. Elimde yine ondan bir belge vardı. Beni kendi ve dahi annemin kütüğünden siliyormuş. Annem de kalkıp ben kızımdan vazgeçmem dememiş.

Yapayalnızdım. Yapayalnız! Yoldayım ama nereye gidiyordum bilmiyordum. Miraç sürekli arıyordu. Sırf onunla denk gelmemek için vardiyalı polislik yapar oldum. O gündüzken ben gece, o geceyken ben gündüz gidiyordum işe. Teyzem bizi besliyor, böylece Miraç'la karşılaşma olasılığı en aza iniyordu. Onu çok özledim ama ben bende değildim. Benı sevmeyen insanlar yüzünden bu kaçıncı yalnızlığım bilmiyordum.

Uçağa binerken ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Gidiyordum işte. Dedem beni böyle ayağına çağırıyordu. Gidiyordum. Yalnız kalmamak için.

Hiç mi bütün olmayacaktı hayatım? Ben hiç mi annemi ve babamı bir arada görmeyecektim.

Nil - : İstanbul'a gidiyorum. Arayıp durma.

Telefonu kapatıp uçuşun seyrine bıraktım kendimi.

Ne zaman tam olurdu insan? Ne zaman tamamlanır ki? Biriyle aile olunca mı? Yoksa ailesi olunca mı? Ben iki tarafından yanık bir mektup zarfı gibiydim. Tam ortasındayım, bu yüzden yırtıp atılmıyorum ama sürekli çiğneniyorum. Acıtılıyor, kanatılıyor ve sürekli bastırılıyorum.

İki saat sonra indim uçaktan. Taksiye binip eve giderken saat sabahın dokuzuydu. Bugün günlerden cumartesi.

Ben Menekşe için elimden geleni yaptım, onun bir ailesi olsun diye çırpındım, sonunda da ona bir aile kazandırdım da kendi ailemi kazanamadım.

Beş yaşında bir çocuğun dünya iyisi bir annesi, bir babası vardı da ben yirmi dört yaşında hâlâ ailemi arıyordum. Neredeydi benim ailem? Nerde benim tamamlanmamışlıklarım? Ben nerde kaybediyordum sürekli?

O şaşalı evin önünde buldum kendimi. Karnıma sancılar giriyordu. Kapıyı vurduğumda anahtarım da vardı ama ben hayatımın anahtarını kim tutuyor onu bile bilmiyordum.

"Nilüfer Hanım, hoş geldiniz."

"Herkes evde mi Suzi!"

"Kahvaltıdalar efendim." Başımı sallayarak geçtim yanından. Büyük salona girdiğimde bakışlar beni buldu. Dedemin sırtı bana dönüktü.

"Kızım!"

"Yaklaşma!" diyerek durdurdum annemi. Ben gittim yanında kadar. Elimde ki kağıt parçasını koydum dedemin elinin yanına.

"Bu ne dede?"

Gayet sakin bir şekilde bıraktı çatalı bıçağı. Mendiliyle ağzını silerek ayağa kalktı. Karşı karşıya ve göz gözeydik artık. Annem o anda gördü muhtemelen dedemin ne yaptığını.

"Baba bu ne?"

"Gördüğünüz gibi. Reddediyorum seni, neden şaşırıyorsun ki?"

"Ne kadar kolay söylüyorsun dede. Ne kadar kolay vazgeçiyorsun benden. Hiç demiyorsun ki kendince haklıdır."

"Sen haklı falan değilsin Nil. Sen yanlış yapıyorsun."

"Yanlış! Neye göre yanlış dede? Babamın yanında olmak istemek benim en doğal hakkım. O benim babam."

"Ne babası Nil? Baba mı diyorsun sen ona? Beceriksiz, basiretsiz bir adama değişiyorsun beni. Hemde sana ömrünü adamış olan beni. Kızımı alıp seni babana gönderebilirdim ama ben öyle yapmadım. Seni ben büyüttüm ama sen beni çiğnedin."

BUL BENİ Onde as histórias ganham vida. Descobre agora