Your Distance (BL) Novel

Bölüm 12

0 !!

Ting Shuang kapıyı kapattı ve Liang Zhengxuan'a döndü: "Ne söylemek istiyorsan söyle ve şimdi hepsini ortaya dök. Ama 'kaç yıl oldu' ya da 'bir daha olmayacak' gibi şeyleri tekrar tekrar söyleme. Sürekli bu şekilde geliyorsun ve ben gerçekten sinirleniyorum."

Liang Zhengxuan kendini tutarak alçak sesle, "Hatalı olduğumu biliyorum. Yemin ederim, eğer bu seferlik beni affedersen-"

Ting Shuang sabırsızca araya girdi, "Liang Zhengxuan, şöyle söyleyeyim. On yedi yaşımdan beri seninleyim. Bu yedi yıl önceydi. O yedi yılı unutmaya dayanamadığım için seni affedersem, yirmi yıl sonra bana bu numarayı tekrar yaparsan, seni affetmek için daha fazla nedenim olmaz mı? O zamana kadar ne kadar yeşil (kıskanç) olurdum? "

Liang Zhengxuan biraz sinirlenmişti: "Bu tek olay yüzünden gelecekte birlikte geçirebileceğimiz on yıllara sırtını dönmesen olmaz mı? Yirmi yıldır benimle birlikte değilsin, o halde aynı hatayı tekrar yapacağımı nereden biliyorsun? Henüz yaşanmamış şeyleri düşünmeyi bırakabilir misin?"

Ting Shuang dudak büktü, "Bir leopar asla beneklerini değiştirmez. Ne yani, olanlar hakkında konuşmama izin vermeyecek misin? Sana söylüyorum, benimleyken bunu halının altına süpüremezsin."

"Ting Shuang, senin bu öfkenle kim başa çıkabilir?" Liang Zhengxuan Ting Shuang'ın kapısını işaret ederek, "Ben alışkınım ama o alışkın mı? O idare edebilir mi? Bugün idare edebilir ama iki ay sonra ne olacak? Bu kadar uzun süre bir ilişki içinde olduktan sonra kim hata yapmaz ki? Bugün burada söyleyeceğim, kiminle sevgili olursan ol, kesinlikle tekrar olmayacak diye bir şey yok."

"Bitti mi?" Ting Shuang çenesini ön kapıya doğru kaldırdı. "Bitirdiysen, defol."

"Başkalarına hiç düşünmeden defolup gitmelerini söyleme alışkanlığından kurtulacak mısın-" Liang Zhengxuan gözlerini kapadı, öfkesini yine dizginledi ve yavaşça, "Lil' Shuang, bir süre sakinleş ve biraz daha düşün, tamam mı?" dedi.

Lil' Shuang.

Ting Shuang bir an içinde geçmişte olan pek çok şeyi hatırladı.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra : "İşlerin bu hale gelmesini istemezdim. Zhengxuan, huysuz biri olduğumu biliyorum ve sen bana her zaman tahammül ettin ama ben... benim dar görüşlü olduğumu ve kin tuttuğumu biliyorsun. Tekrar bir araya gelsek bile, geçmişteki meseleleri gündeme getirip senin başına bela açmaya devam edeceğim ve gün boyu senden şüpheleneceğim... Böyle bir hayat yaşamak zorunda değiliz, bu çok yorucu. "

Liang Zhengxuan tam bir şey söyleyecekti ki Ting Shuang, "Bırak bitireyim," diye bir jest yaptı.

Cebinden bir sigara tabakası çıkardı ve sigarayı yakarken nefesini içine çekti.

Sigaranın yarısını içtikten sonra, kalan dumanın arasından gözlerini kısarak baktı ve usulca birkaç cümle eklerken daha fazla duman çıkardı.

"Biraz vicdan muhasebesi yaptıktan sonra, seni böyle bir hayata katlanacak kadar sevmediğimi fark ettim.

"Ben hala... kendimi çok seviyorum.

"Önümüzdeki birkaç on yılı bu şekilde geçirmeyi planlamıyorum."

Liang Zhengxuan sonuna kadar dinledikten sonra nutku tutulmuş bir halde ağzını açtı. Sanki bir şey söylemenin faydası yokmuş gibi görünüyordu. Sonunda Ting Shuang'ın gerçekten de ayrılmaktan başka bir şey yapmak istemediğini anlamıştı. "... Demek böyle düşünüyorsun." demesi uzun zaman aldı.

Ting Shuang çöp kutusuna doğru yürüdü ve sigarasının ucundaki küle dokunarak, "Bunlar uzun zaman önce söylenmeliydi ama ben bunu daha yeni anladım," dedi.

Belki de bu anlayışa daha bugün varmıştı.

Birdenbire yeni bir hayata başlamayı dört gözle beklemeye başlamıştı.

Liang Zhengxuan gittiğinde, Ting Shuang sigara kutusundan bir sigara daha çıkardı ve eve girmeden önce bitirmek niyetiyle yaktı.

Nefesini içine çeker çekmez sigara dudaklarından ayrıldı ve işaret parmağı ile orta parmağı arasındaki sigara arkasından çekilip alındı.

Arkasını döndüğünde Bai Changyi'nin az önce içtiği sigarayı tuttuğunu ve dudaklarının değdiği sigaranın ağzından bir nefes çektiğini gördü.

Ting Shuang, Bai Changyi'nin dudaklarına baktı, bakışları istemsizce Bai Changyi'nin parmakları arasındaki sigaranın uzunluğu boyunca hareket etti, bazen dudaklarından ayrıldı, bazen de onlara yaklaştı.

Lanet olsun.

O beyaz sigaranın ağzı olmak istiyordu.

Ting Shuang elinde olmadan sigarayı Bai Changyi'nin parmaklarının arasından geri aldı, birkaç saniye sigaranın ağzına baktıktan sonra tekrar dudaklarının arasına koydu.

Öncekiyle tamamen aynı nane aromasına sahipti, hiçbir fark yoktu.

Sigaradan bir nefes çekti ve Bai Changyi'ye geri uzattı.

Parmak uçları tekrar tekrar birbirine değiyor, birbirlerinin dudaklarını dolaylı olarak sigaranın içinden hissediyor, ikisi de kapının dışında duruyor, sigarayı bitirene kadar sırayla içiyorlardı.

"Çok beklemedin, değil mi?" diye sordu Ting Shuang.

Bai Changyi, "Beklemedim" dedi.

Ting Shuang, "Bu iyi. Sıkılacağından endişeleniyordum. "

Bai Changyi sigarasını söndürdü ve "Sıkıcı değildi. Masandaki ödevleri işaretlemeyi bitirdim."