Bölüm 13

344 60 41
                                    


7 metre...


" Masandaki ödevleri işaretlemeyi bitirdim.

Bai Changyi bu cümleyi çok doğal bir şekilde söyledi. O kadar doğaldı ki Ting Shuang neredeyse onun "Çöpü çıkarmana yardım ettim" dediğini düşünecekti.

Ting Shuang doğrudan polisi aramak istedi.

Ama onları aradıktan sonra ne diyecekti?

Ciddiyet ve adalet dolu ilk cümle; Kötü niyetler besleyen sapık bir profesör beni ön kapıma kadar takip etti.

İkinci cümle, kızgınlık ve öfke doluydu; Sonra, özel odama girmek için geçersiz bir bahane kullandı.

Üçüncü cümle, dağlar ve nehirler kadar sağlam bir iddia; Sonunda, tamamen hazırlıksız olduğum bir anda, alçakça-

Dördüncü cümlede tüm gücü tükendi; Ödevimi işaretledin mi?

Bu ödevi yapmasının imkânı yoktu.

"Neden benden izin almadan bunu yaptın..." Ting Shuang onu sorgulamak istedi ama Bai Changyi'nin yüzüne bakar bakmaz kendini güçsüz hissetti. Sadece güçsüz hissetmekle kalmadı, aynı zamanda panikledi. Ve sadece paniklemekle kalmadı, bacakları da jöle gibi oldu. Üç bacağı da jöleye döndü.(burda çevirmen yazmamış çinceden baktım 3 bacağı yazıyor ama anlamı yazmıyor) "... Ödevimi yaptım, ama henüz kontrol etmedim... Son teslim tarihi önümüzdeki Pazartesi değil mi... Ben teslim edene kadar işaretlemek için bekleyemez miydin... Ayrıca ödevlerin işaretlenmesini öğretmenin asistanı yapmıyor mu..."

Bai Changyi : "Daha fazla dayanamadım ve işaretledim. Ev ödevleri genel notuna dahil değil. Neden gerginsin?"

Dayanamadı mı???

O zaman cevapları ne kadar yanlıştı?

Ting Shuang suçluluk duygusuyla mırıldandı: "Biri final sınavına girmeme izin vermedi, o halde neden genel notu hâlâ umursayayım ki? Ödevimi ne kadar iyi yaparsam yapayım not alamıyorum."

Bai Changyi, "O zaman neden gerginsin?" diye sordu.

"Ben ..." Ting Shuang sözlerinde biraz tıkandı, sonra Bai Changyi'ye bir kez daha baktı. "Sadece korktum... ödevimi gördükten sonra özellikle aptal olduğumu, derslerimde iyi olmadığımı ve umutsuz olduğumu düşünmenden korktum..." Sesi gittikçe yumuşadı, "... Senin üzerinde iyi bir izlenim bırakmak istedim."

Bai Changyi onu dinledikten sonra sorgulayıcı bir tonda sordu: "Peki, ödevini görmeden önce, bende nasıl bir iyi izlenim bıraktığını düşünüyorsun?"

Ting Shuang bir dizi düşünceye daldı...

İlk derse katılmamak.

Arkasından "aptal " demek.

Ona sahte bir sağlık raporu vermek.

Sorduğu sorulara cevap verememek.

Arabada "Wei Feng Tang Tang" çalmak.

Tuvalette insanların aletlerine bakmak ve memnuniyetsizliğini ifade etmek.

Öfke nöbetleri geçirmek.

GÜZEL....

Bai Changyi, "Hadi içeri girip yanlış yaptığın sorulara bakalım" dedi.

" Ah..." Ting Shuang'ın morali bozulmuştu.

Masaya gitmeden önce Ting Shuang A4 kağıdının her yerinde kırmızı çarpılar görmeyi hayal etmişti, ancak ödevi gördüğünde durumun böyle olmadığını anladı. Bai Changyi ödevine dokunmamış, sadece boş bir A4 kağıdına hatalarını yazmış ve düzeltmişti. Kelimeler aynen sınıftaki tahtadakilere benziyordu.

Tüm sayfa doluydu.

Ting Shuang masanın önünde oturmuş, elinde o kâğıt parçasını tutuyordu. Arkasında duran Bai Changyi'ye dönüp bakmaya cesaret edemedi. "Düzeltmem gereken o kadar çok şey var ki... tam bir sayfa..."

Bai Changyi ona hatırlattı, "Arkası var."

Arkası mı?

Arkada daha fazlası mı var???

Ting Shuang çaresizlik içinde A4 kağıdını çevirdi-

Bir kez daha, tüm sayfa dolmuştu.

Bai Changyi, "Bir göz gezdir. Anlamadığın bir şey olursa sorabilirsin."

Ting Shuang elini kaldırdı ve "Profesör, şu anda sadece bir sorum var" dedi.

"Sorun nedir?" 

Ting Shuang arkasını döndü, sandalyenin arkasına sarıldı ve memnuniyetsizlikle Bai Changyi'ye baktı, "Gerçekten anlamıyorum, randevumuz neden bir soru-cevap seansına dönüştü?"

Bai Changyi, Ting Shuang'a baktı ve ağzı yukarı doğru kıvrıldı. "O halde, ne yapmak istiyorsun?"

"İstiyorum... İstiyorum..." Ting Shuang uzun bir süre etrafına bakındı ve sonunda Bai Changyi'nin gözlüklerinin arkasındaki gözleriyle karşılaştı.

"... Çalışmak istiyorum. Gerçekten, Profesör, çalışmak istiyorum." Ting Shuang cansız bir şekilde konuştu.

Ders çalışmak o kadar da zor değildi.

Öncelikle sakinleşmesi ve arkasında duran profesörü unutması gerekiyordu.

İkincisi...

Kahretsin, Bai Changyi'nin arkasında durup ona baktığını nasıl unutabilirdi ki!

Her kelimeyi yazdıktan sonra imla hatalarını kontrol etmek zorunda kaldı ve tam bir cümle yazarken dilbilgisi hataları yapma korkusuyla üç kez yeniden okumak zorunda kaldı, mesleki lehçeden bahsetmiyorum bile...

Ting Shuang daha fazla dayanamadı ve arkasını döndü, "Bana dik dik bakmasan olmaz mı-"

Ne?

Bai Changyi onun arkasında değil miydi?

Bai Changyi yedi metre ötedeki kanepede kitap mı okuyordu?

Bai Changyi'nin havaya kalkan gözleriyle karşılaşan Ting Shuang utanarak, "Oh okuyorsun... Ne okuyorsun..." dedi.

"Kanepenin üzerindeki manga," dedi Bai Changyi.

Manga mı?

Bai Changyi kapağına baktı ve "Titan'a Saldırı" dedi.

"Ah bu, bunun bir de animesi var." Ting Shuang kanepenin yanına sıçradı ve heyecanla, "Neden animeyi birlikte izlemiyoruz? İlk üç sezonu seninle birlikte izlerim, sonra dördüncü sezona birlikte yetişiriz. Ne dersin? "

Bai Changyi başını kaldırdı, "Ders çalışmayı bitirdin mi?"

Ting Shuang dondu kaldı ve "... Henüz değil." dedi.

Bai Changyi başını eğdi ve mangayı okumaya devam etti.

Ting Shuang morali bozuk bir şekilde masasına geri döndü ve hoşnutsuz bir şekilde çalışmaya devam etti.

Lanet olsun, o kendi başına manga okurken beni ders çalıştırıyor!

Bir rol model mi?(Asya ülkelerinde öğretmenler rol model olarak görülür, bu nedenle öğrencilerin takip etmesi için standartları belirlemeleri beklenir.)

Hiç de örnek alınacak biri değildi!

Bir saat çalıştıktan sonra, Ting Shuang gizlice döndü ve şöyle bir baktı-

Bai Changyi hâlâ manga okuyordu.

Ting Shuang, "Pazartesi öğleden sonraları işe gitmek zorunda değil misin?" diye sormadan edemedi.

Bai Changyi başını kaldırmadan, " Hayır" dedi.

Ting Shuang usulca, "Çalışmıyorsun ama beni ders çalışmaya zorluyorsun..." 

Bai Changyi, "Ahlaki değerlerden yoksunum, anladım" 

Ting Shuang daha fazla konuşmaya cesaret edemedi ve dikkatle çalışmak için geri çekildi.

Your Distance (BL) NovelWhere stories live. Discover now