14. "Evli bir kadın!"

10K 385 35
                                    

Yüzüne düşen güneş ışıkları onu rahatsız ediyordu. Kuş sesleride odayı doldurmuştu. Of! Hiç uyanmak istemiyordu. Yattığı yer çok rahattı. Biraz daha uyuyabilirdi. Sonuçta tarlaya falan gitmek zorunda değildi… Dur bir dakika. Tarla mı?

O Erzurum da değildi artık ne tarlasından bahsediyordu ki?!

O evliydi! Ve şu anda dün evlenmiş olduğu kocasının evindeydi! Onun odasında! Onun yatağındaydı!

Kahretsin!

Hatice aniden yatağından doğruldu. Az kalsın yeni evli bir kadın olduğunu unutacaktı! Kenarda duran saate baktı. Saat daha çok erkendi. Rahat bir nefes alıp verdi. Pencereden dışarıya baktı. Güneş yeni doğuyordu. Dün geceden beri çok gergindi bu yüzden hiç rahat uyuyamamıştı.

Yavaşça boynunu uzatarak yerde uyumakta olan kocasına baktı. Hala mışıl mışıl uyuyordu. Uyurken ne kadar uysal görünüyordu. Hatta tatlı bile denirdi. Aklına gelen şeyle genç kız kaşlarına çattı.

Ne saçmalıyordu!

Bu adam kendisine karşı bu kadar iyi diye ona hayranlık duyması aptallıktı. Tamam peki, ona biraz minnet duyabilirdi ama ona hayranlık duyması gerekimiyordu.

Sonuçta aşk hayranlıkla başlar!

Bir an bütün bedeni irkildi. Yorganın kenarlarını sıkıca kavradı. Bu adama aşık olma ihtimalini tarttı genç kız. Yok canım! Bu olamaz! O aşık olamazdı! Kocasına aşık olamazdı! Bu ihtimali düşünmek bile istemiyordu!

Onun planı ta başındandan belirlenmişti. Evlenecek ve bu sahte evliliği Hakan gelene kadar devam ettirecekti.

Başında ki beladan kurtulduktan sonra Ömer Ali ile boşanacak ve sevdiği adamla evlenecekti!

Sadece altı ay! Altı ay bu saçma kağıttan evliliği sorunsuz devam ettirmek zorundaydı. Daha sonra herkes kendi yoluna. Zaten Ömer Ali’ninde ona ilgi gösterdiği yoktu. Artık ne hikmetse (!) Yani sorunsuz bitirebilirdi bu saçma evlilik oyununu.

Genç kız hemen yataktan indi. Ayak parmak uçlarında dikkatle yürüyerek banyoya girdi. Ilık suda güzel bir duş aldıktan sonra hazırlandı. En sevdiği renk olan mavi tonlarında uzun bir elbise giydi. Belinde beyaz bir kemer vardı. Makyaj olarak kiraz rengini andıran dudak parlatıcısı sürdü. Saçlarınıda dalgalandırarak bıraktı. Yeni evli bir kadın olduğuna göre özenli görünmesi gerekiyordu. Yoksa insanlar şüphe edebilirdi. Takı olarakta küçük inci küpeler taktı.

İşte şimdi hazırdı. Kendi kendine aynaya bakarak “Çok güzelsin kız Hatice!” dedi kıkırdayarak. Banyodan yavaşça çıktığında kocasının uyandığını fark etti.

“Günaydın!” dedi Hatice sıcak bir gülümsemeyle.

Ömer Ali yerde ki yorganı katlayarak giysi odasına geri koyuyordu. Eşine öylesine bir bakış atarak “Günaydın” dedi kuru bir sesle.

Hatice sessiz kalmıştı. Kocasının gelecekte ki konuşmaya teşvik etmeyen bu kuru ses tonu onun çekinmesine neden oluyordu. Kocaman maviş gözleri adamın her hareketini dikkatle izliyordu. Neden bu adam bu kadar duyarsız ve somurtmaya bu kadar hevesliydi? Ne yani huysuz davranınca çok çekici olduğunu mu düşünüyordu? Neden sabah sabah sanki cenaze evinden çıkmış gibi bir hal vardı üzerinde?

Ömer Ali gardırobunu açarak içerisinden beyaz bir gömlek, kumaş bir pantolon birde yeni iç çamaşırları alıyordu. En son olarak temiz havlu aldığında kuru bir ses tonuyla “Bana öyle bakmaya devam edecek misin?” diye genç kıza bakmadan sordu.

“Kusura bakma. Ben, birazdan aşağıya beraber insek daha uygun olur diye düşünmüştüm. O yüzden… Seni bekliyorum.” Genç kızın sesi ikilemde kaldığını bariz bir şekilde ortaya seriyordu.

Bir tek seni sevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin