18. bölüm "Nergis"

8.5K 350 50
                                    

“…Büyülenmiş, kendini seyrederken öyle, suya damladı gözyaşları. Bir bulanıklık oldu suyun yüzünde. Silinip uzaklaşmaya başladı Nergis. ‘Sağlıcakla kal’ dedi ta derinden Nergis. Düştü bitkin başı çiçekli çimenlere. Nergis’in ölüsü bulunamadı. Düştüğü su da şimdi safran rengi, beyaz bir çiçektir artık adı…”* 

(*Melih Cevdet Anday’ın Nergis ile Yankı şiirinden)


♡♡♡


Merak.

En eski düşmanıydı. Evet, kesinlikle. Merak en eski ve en büyük düşmanlarından biriydi çünkü şu an Hatice çok ama çooooook merak ediyordu.

Şu önündeki somurtkan adamın eskiden nişanlısı olduğuna inanamıyordu! Nasıl ondan böyle bir şeyi saklardı. Gerçi onunla yakın bir arkadaş değildi… Niye adam ona özelini anlatsın ki? Eh… Ama genede merak ediyordu işte. Sonuçta herif sahtede olsa KOCASIYDI LAN KOCASI!

“İstediğini seç istersen,” dedi aniden kocası. Hatice o an bulanık düşüncelerinden kurtulabilmişti. Adama baktı. Demek eski nişanlısı öldü… Nasıl öldü acaba?

“Hatice beni dinliyor musun?”

“Efendim? Ne?” Genç kız mavi gözlerini kırpıştırarak adama bakıyordu.

Kocası küçük bir tebessüm takınarak “O güzel aklından ne geçiyor bazen gerçekten merak ediyorum maviş,” dedi, sonra hemen eski ciddi pozisyonuna dönerek “Mağazadayız ya. Hani sana akşam davet için bir şeyler almaya geldik. Seçsen diyorum birini. Akşama pek bir şey kalmadı,” diye açıklamada bulundu.

“Ha tamam tamam… Ben bir ara dalmışım…” Hatice o şıllığı hatırlayınca kaşlarını çatmıştı “Geç kalmayalım sesin o çok KIYMETLİ arkadaşının davetine!” dedi imalı bir ses tonuyla.

Sesindeki imayı anlamayan kocası boş boş baktı önce sonra yavaşça “Ben yanlış bir şey mi yaptım?” diye sordu. Bu kadınları anlamak gerçekten zordu. Orası kesin.

Hatice “Yoooo,” dedi eline rastgele askılıktan bir elbise alarak devam etti, “Ne yanlış yapabilirsin ki? Alt tarafı karısı yanında varken kocasına kaş göz oynatan arkadaşının davetine geç kalmayalım diyorum.”

Ömer Ali sessiz kaldı. Bu kız neden bahsediyordu? Yasemin’in ona asıldığını mı söylüyordu? Umursamamıştı bu yüzden dikkat bile etmemişti ki öyle olsa bile Yasemin dönüp bakacağı bir kız değildi. Dünya ahiret bacım derdi ona anca. Zaten şimdi önemli olan o suratsız kadın değildi. Önemli olan bu mavişin niye böyle tepki vermesiydi?

“Kocasına kıskanan eş rolünü mü üstleniyorsun ben anlamadım,” dedi bir koltuğa geçerken genç adam. Eşi kabinlerden birine girmek üzereydi.

Hatice homurdanarak ağzında bir şeyler geveledi önce. “Ne kıskanması be! Ben ne diye seni kıskanacakmışım ki!” Hızla kabine girmişti. Aldığı elbiseyi denerken bir yandanda konuşmaya devam ediyordu “Sadece ben senin karın olarak dururken o sarı yellozun sana sokulması hoşuma gitmedi. Aptalın bana saygısı yok! Gelmiş birde Haticecim diyor bana ya! Ağzını yırtmak istedim.”

Haticecim - kelimesini derken sesini incelterek konuşmuştu genç kız.

Eşini dikkatle dinlemekte olan Ömer Ali hala ne tür problem vardı anlamamıştı. Yasemin’in karakteri öyle olabilirdi… Zaten pek tanımıyordu kadını. Hem gerçekten ona karşı bir ilgisi dahi olsa… Onunla işi olmazdı. Bir kere kadın tipi değildi.

Bir tek seni sevdimWhere stories live. Discover now