23. bölüm

7.6K 310 56
                                    

İzmir’in gezilecek her yerini Kutay’la beraber gezmişti Hatice. Bu durum canını sıkmıştı. Bay Çok Bilmiş ne kadarda ince düşünmüş! Yeni evli olduğu karısı sıkıntıdan patlamasın diye en yakın arkadaşından ona rehberlik etmesini istemişti! Ahmak adam.

“Hala siz ikinizin arasında ne oldu anlayamadım,” Kutay önündeki spagettisinden iştahla yerken devam ediyordu konuşmaya “İnsan hiç yeni evli olduğu karısını bırakır mı! Üstelik balayındayken!”

Hatice önündeki yemeğini çatalıyla oynuyordu. Bütün gün Kutay’la dolaşmıştı. Şimdide bir kafede mola vermiştiler.

“Onu arkadaşına sor. Bana değil,” dedi Hatice aksi bir tavırla. “Eminim şu an değerli vaktini paylaşmaya değer çok iyi kadın arkadaşı vardır yanında.”

Kutay gözlerini kırpıştırarak karşısındaki genç kıza bakıyordu. Dudaklarının arasındaki uzun bir spagettisini çocuk gibi iştahla gömerek ağzını sildi. “Bizim Ömer’in mi kadın arkadaşı var?” diye sordu sonrada gülerek. “Görsem inanmam!”

Hatice ona bir kaşını kaldırarak bakınca sesli bir nefes aldı. “Hey bana öyle bakmayı kes yenge. Korkutucu oluyorsun. Ve burada Ömer’den bahsediyoruz!” Kutay masaya doğru biraz yaklaşarak “Seninle evlenmeden önce bakirdi desen hiç şaşırmam bak valla!” dedi kıkırdayarak.

Hatice’nin bir ara gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Yok canım böyle bir şey mümkün olamazdı! Ne yani… Şimdi Ömer Ali daha önce… Yok be! Emindi (!) Kutay yalan söylüyordu. Onu kandıramazdılar!

“Tabii bende inandım!” dedi Hatice çatalına bir domates dürterek ağzına attı “Benim bildiğim bütün erkekler aynı! Ömer Ali’ninde onlardan değişik olduğunu sanmıyorum!”

Kutay kollarını göğsünde birleştirerek arkasına yaslandı. “Siz kadınlar hemen mızıkçılık yapıyorsunuz. Hem sana bütün erkekleri dene diyen olmadı ki!”

Hatice dişlerini sıkarak Kutay’a baktı. Kutay bir kaşını oynatarak ona bakıyordu. Demek laf sokma yarışına giriyordu.

“Sen bir tencere yemeğin bozuk olduğunu anlamak için hepsini mi yiyorsun?”

“Tamam bu baya ağır oldu!” Kutay küçük bir kahkaha patlatmıştı “Ama bak cidden söylüyorum. Ömer iyi bir adam.”

“Bu konuyu kapatsak mı? Daha fazla konuşmak istemiyorum,” Kutay başını sallamıştı ve tekrar yemeğine döndü. Hatice ise boş boş etrafa bakınırken devam etti konuşmaya. “Sormamışım şu davette senin dans etmek istediğin kız… İsmini hatırlayamıyorum… Neydi ya..”

“Kübra. Adı Kübra,” diye araya girdi Kutay. Genç kız bir kaşını yukarıya kaldırarak “Bakıyorum baya etkilenmişsin kızdan. Dans nasıl gitti peki?” diye merakla sormuştu. Ancak Kutay pek tepki vermiş değildi. Başını biraz yana eğerek “Dans edemedim ki,” dedi.

“Nasıl?”

“İşte dans başladığı vakit benim valide sultan aradı. Majestelerinin aramasına cevap vermeyince evi ateşe verme özelliği var. O ara kızı başkası kaptı işte. Neyse şans işte. Tam hayatımın aşkını bulduğumu sanmıştım oysa.”

Hatice gülmemeye çalışarak “Desene paralar boşuna gitti!” dedi.

“Para önemli değil. Zaten hayır kurumlarına bağışlanıyor. Bizimde çorbada tuzumuz olsun. Kızı kaçırdık ona üzüldüm.”

“Danstan sonra gidip tanışabilirdin. Niye yanına varmadın ki?”

“Kız sözlüymüş.”

“Tüh be! Şansına küs o za…” Hatice çayından yudum alacakken bir anda şaşırarak “Dur bir dakika! Kızın sözlü olduğunu nerden biliyorsun?” dedi.

Bir tek seni sevdimWhere stories live. Discover now