35. "Senin adın..."

4.8K 476 61
                                    

"Kalp dediğin atıyor zaten

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Kalp dediğin atıyor zaten... Marifet o ritmi değiştirebilende"

♡♡♡


Aradan neredeyse bir ay geçmişti.
Ömer Ali artık yatak başlığına sırtını dayayarak oturabiliyordu ancak hala ne ayağa kalkabiliyordu ne de doğru dürüst kolunu hareket ettirebiliyordu. Bedeninin her hangi bir bölgesini hareket ettirmekte o kadar güçlük çekiyordu ki bu gerçekten canını sıkıyordu. Sanki yatağa zincirlenmiş gibiydi.

Birkaç ay komada kalan bir insan için normal değildi bu durum. Hele hele artık ailesini adam akıllı gördükten sonra durumu iyice idrak etmeye başlamıştı. İlk uyandığı günü bile zor hatırlıyordu. Her şey flash back gibi hatırlıyordu. Sürekli uyanıp bilincini yitirmişti. Gözleri ışıktan kamaşmış, etrafında olan biteni algılayamamış, uzun bir sürü normal bir konuşma bile yapamamıştı.

Hatırladığı yegane şey ona sımsıkı sarılan mavi gözlü bir kadının ona seslendiği ve de şirin bir kız çocuğunun baba diyen şen şakrak sesiydi. Bu iki insanı çok iyi hatırlıyordu işte.

Ortada tuhaf bir durum vardı. Annesi, amcası herkes çok yaşlanmıştı… Birkaç sene komada kaldığını düşündü bir ara ancak birkaç senede bir insan bu kadar değişemezdi. Bu imkansızdı. Kız kardeşi Melike desen… Hamileydi! Evlenmiş olduğuna hala inanamıyordu. Kocaman bir kadın olmuştu!

Hasan desen… Saçlarında beyazlaşan saçlar bile vardı. Ve o da evliydi. Neler oluyordu gerçekten anlayamıyordu genç adam. Sanki büyük bir tiyatro oyunun içine dahil edilmiş gibi hissediyordu kendisini. Ancak sorun şu ki bu oyundaki rolunu bilmeyen yegane oyuncu oydu.

Doktor bir şey söylemiyordu. Önce sağlığınız diyordu sadece ve konuyu kestirip atıyordu. Ailesine sorular sorduğunda kaçamak cevaplar veriyordu herkes. Ve o gizemli mavi gözlü kadını o günden sonra hiç görmemişti. Sadece ara sıra fizik tedavi aldığı zaman birilerinin uzaktan onu izlediğini hisseder gibi oluyordu. Ve içinden bir ses bu kişinin o kadın olduğunu söylüyordu.

Gerçekten hiç bir şeye anlam veremiyordu. Yatağa bağlı olması zaten ayrı bir felaketti. Eğer ayağa kalkabilseydi her şeyi kendisi öğrenirdi ancak lanet olası odadan dışarı bir adım dahi atamıyordu.

Kapı açılmıştı. “Nasılsınız Ömer Bey?” diye genç bir hemşire kız girmişti içeriye. “Serumunuzu değiştirmeye geldim. Bir sorun var mı? Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?” meraklı gözlerle hastaya bakıyordu.

Ömer Ali yeni gelen genç hemşire kıza çatık kaşlarıyla baktı. Senelerin değiştiremediği tek özelliğiydi. Kadınlara karşı olan her zamanki mesafeli tavrı.

“Sağolun iyiyim,” dedi kısaca. Her zamanki gelen tombul hemşire hanım değildi bu kız. “Aynur Hanım yok mu bu gün?” diye sordu sonra mesafeli bir tonda.

Bir tek seni sevdimWhere stories live. Discover now